You don't know this translate Turkish
9,299 parallel translation
This is nothing even in our wheelhouse. Unless you know something I don't.
Bizim tarzımız bir olay yok tabi benim bilmediğim bir şeyler biliyorsan o başka.
I don't know if you're hearing this, but I'll call back tomorrow at 10 : 00. It would be nice if you'd pick up.
Bu mesajı alacak mısın bilmiyorum ama yarın sabah saat 10.00'da tekrar arayacağım.
I don't know if you're hearing this - - I'll call back tomorrow at 10 : 00.
Bu mesajı alacak mısın bilmiyorum ama yarın sabah saat 10.00'da tekrar arayacağım.
I don't know if I should say this, but there's something you should know.
Bunu söylemeli miyim bilmiyorum ama bilmen gereken bir şey var.
If you don't know that when I say Gary Cooper, I mean Bradley Cooper, then, like, what is this?
Gary Cooper dediğimde Bradley Cooper demek istediğimi anlamıyorsan biz ne oluyoruz?
Like you've been given this consolation prize... you don't know what to do with?
Sanki bir teselli ödülü almışsın ve ne yapacağını bilemiyormuş gibi?
Joey, I don't know what you want, but... this is all I can do.
Joey, ne istediğini bilmiyorum ama tek yapabileceğim bu.
It's not like I don't know why you're acting like this.
Bunu neden yaptığını biliyorum. Fakat hayal kurmayı bırak.
You know, it's like there's this bubble around us, and you just don't want it to burst yet.
Yani sanki bir balonun içindeyiz ve daha patlamasını istemiyorsun.
- Harvey, I don't know what's going on between you and Donna, but I do know you chose not to let me in on it, so I'm gonna let you in on this.
Donna'yla aranda ne oluyor bilmiyorum ama bana belli etmemeyi tercih ettiğini biliyorum.
I don't know what you think I could do at this point.
Ne düşündüğünüzü bilmiyorum.
And you don't know who wrote this?
Bunu kimin yazdığını bilmiyormusun?
I don't know if you've been following the news lately, but my husband did something this week that, well...
Eğer son zamanlarda haberleri takip ediyormusunuz bilmiyorum... kocam bu hafta çok önemli birşey yaptı.
Is there a reason that you landed on this one? I don't know.
Bunu seçmenin sebebi var mı?
I don't know what's causing you to act like this, but it sure as hell isn't me.
Böyle davranmanın sebebi benim yüzümden değil sanırım.
Bonnie, I know you don't want to hear this, but seeing her again might be good for you.
Bonnie, biliyorum bunu duymak istemiyorsun ama onu tekrar görmek senin için iyi olabilir.
Don't you know what this means?
Bunun ne anlama geldiğini bilmiyor musun?
Cyrus, you know how important this party is, don't you?
Cyrus, bu partinin öneminin farkındasın değil mi?
I don't want to do this, you know?
Bunu yapmak istemiyorum.
I don't even know why I'm telling you all this.
Bunları sana neden anlattığımı bile bilmiyorum.
I know you don't want to talk about this... but if Detective Rivera keeps digging, is she gonna find anything?
Bunu konuşmak istemediğim biliyorum ama Dedektif Rivera araştırmaya devam ederse bir şey bulacak mı?
I know you don't wanna hear this, Agent Danvers, but she's dangerous.
Bunu duymak istemediğinizi biliyorum Ajan Danvers ama o oldukça tehlikeli biri.
Alicia, I know this is embarrassing for you, but we don't need to explain your life.
Alicia, bunun senin için utandırıcı olduğunu biliyorum. Ama senin hayatını açıklamamız gerekmiyor.
Look, I don't know how this is gonna shake out, but you've got to trust me.
Bunun nasıl sonuçlanacağını bilmiyorum ama bana güvenmen gerekiyor.
Wow. Tony, how exactly do you know all this and I don't?
Neden bütün bunları sen biliyorsun ama ben bilmiyorum Tony?
Don't you know whose truck this is?
Bu kamyon kimin bilmiyor musunuz?
I don't know. I'm gonna help you get to the bottom of it, but the idea that this is the apocalypse 2.0...
Çözmen için sana yardımedeceğim ama, bunun yeni bir mahşer günü başlangıcı olduğuna dair düşüncelerin...
I don't know what that means, so I can't ask you to do this with me.
Ne demek olduğunu bilmiyorum, bu yüzden, senden bunu benimle yapmanı isteyemem.
This is where you... I-I don't even know what you really do, but I am not comfortable with you here, not since you came to my house, not...
Sizin burada ne iş yaptığınızı bile bilmiyorum, ama burada olmanızdan rahatsızım evime geldiğinizden beri...
You know what, you obviously don't understand how hard this is for me, so...
Belli ki bu durumun benim için ne kadar zor olduğunu anlamıyorsunuz.
Now, I don't know what you get out of the arrangement, but there's a stack of surveillance photos this thick of Serbian gangsters strolling in and out of here.
Şimdi, anlaşmadan payına ne düşüyor bilmiyorum ama elimizde Sırp gangsterlerin buraya girip çıktıklarını gösteren bu kalınlıkta keşif fotoğrafları var
Do you think it took yet? I don't know how much longer I can sit in this crow poop.
Bu karga pisliğinde daha ne kadar oturabilirim bilmiyorum.
I'm sorry. But I assure you I don't know this woman, and she certainly had no access to my computer.
Çok üzüldüm ama bu kadını kesinlikle tanımıyorum.
And please know I don't expect you to take sides in this thing between me and my mother.
Bilmeni isterim ki annemle benim aramda taraf tutmanı beklemiyorum.
I don't know how you got a hold of one of these, but this is perfect.
Bunlardan birini nasıl aldığını bilmiyorum, ama bu harika.
- You don't know this Lucy either!
- Lucy denen kızı da tanımıyorsun!
I know I don't know you and this is kind of weird, but you two go way back, and...
Seni iyi tanımıyorum farkındayım. Bu biraz tuhaf ama siz ikiniz eskiden tanışıyorsunuz ve...
You know, you don't have to do this.
Gelmek zorunda değilsin.
And you're certain you don't know this man, never seen him before?
Ve bu adamı tanımadığına emin misin, daha önce hiç görmedin mi?
You don't know what this is?
Bunun ne olduğunu bilmiyor musunuz?
I don't know how to tell you this, Nathan, but I wasn't able to find a single Colton in all of Haven.
Bunu sana nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum Nathan ama Haven'da yaşayan tek bir Colton bile bulamadım.
I know I said I would give you my support, but I really don't want to go to this dinner.
Sana destek olacağımı söylemiştim ama yemeğe gitmek istemiyorum.
I just want to let you know, I don't make a habit of this kind of thing.
Sadece bilmeni istiyorum, böyle bir şeye alışkanlık edinmiyorum.
Never mind that. You know what important day this is, don't you?
- Onu geç de... asıl sen bugünün önemini biliyorsundur umarım?
Since you probably don't know Boruto very well. Let me tell you... Boruto usually isn't like this.
Boruto'yu tanımadığını varsayarak söylüyorum Boruto aslında böyle biri değildir.
Don't you know that this is a case of national interest?
Tüm ülkenin gözü bu davada bilmiyor musun?
At this time, we can't say. You can't say why my husband was murdered, or you don't know?
Kocamın neden öldürüldüğünü bilmediğiniz için olmasın?
You know, I just spent the day with this kid, Briggs, and I don't think Gusti has any idea what he's sitting on.
Bu çocukla bir gün geçirdim Briggs ve Gusti'nin neyle uğraştığıyla ilgili bir fikri olduğunu hiç sanmıyorum.
You know what? Why don't we get ahold of Sid's associates, see if any of them know what this deal was.
Anlaşma hakkında bir şey biliyorlar mı diye Sid'in iş arkadaşlarıyla görüşelim.
Are you saying you don't know this man?
- Bu adamı tanımadığını mı söylüyorsun?
If you actually loved, Penny, you never would have involved her in this, but you don't know anything about love.
Penny'i gerçekten sevseydin onu bu işlere hiç bulaştırmazdın... -... ama sen sevgiden ne anlarsın.
you don't want to talk to me 24
you don't 4631
you don't understand me 29
you don't understand 2732
you don't have to 1176
you don't have to worry 197
you don't know me 657
you don't remember me 206
you don't know nothing 35
you don't believe me 569
you don't 4631
you don't understand me 29
you don't understand 2732
you don't have to 1176
you don't have to worry 197
you don't know me 657
you don't remember me 206
you don't know nothing 35
you don't believe me 569
you don't know anything 267
you don't mean that 235
you don't want to 180
you don't trust me 261
you don't know what love is 17
you don't have to be sorry 41
you don't say 567
you don't like it 361
you don't have to do that 448
you don't have to worry about it 35
you don't mean that 235
you don't want to 180
you don't trust me 261
you don't know what love is 17
you don't have to be sorry 41
you don't say 567
you don't like it 361
you don't have to do that 448
you don't have to worry about it 35