You don't know what you're doing translate Turkish
942 parallel translation
But the trouble is, you Easterners don't know what you're doing.
Ama sorun şu ki, siz Doğulular ne yaptığınızı bilmiyorsunuz.
- You don't know what you're doing.
- Ne yaptığını bilmiyorsun.
You don't know what you're doing.
Ne yaptığınızın farkında değilsiniz.
I still don't know what you're doing down here.
Burada ne aradığını hala bilmiyorum.
I don't know what you're doing here.
Burada neler olduğunu anlamadım.
You don't know what you're doing!
Ne yaptığınızı bilmiyorsunuz.
You don't know what you're doing.
Ne yaptığını bilmiyorsun.
You don't know what you're doing or what dreadful things you might bring about by looking for your sister.
Ne ile uğraştığını bilmiyorsun. Ya da ablanı ararsan başına gelebilecek korkunç şeyleri.
You don't know what they're doing to me.
Bana ne yaptıklarından haberin yok.
Mr. Gower, you don't know what you're doing.
Ne yaptığınızı bilmiyorsunuz.
And as for you, I don't know what you're doing in this... but if you think you're going to harm Chrystal, you're very much mistaken.
Sana gelince, bu işle ne alakan var bilemiyorum ancak Crystal'a zarar verebileceğini sanıyorsan çok yanılıyorsun.
You know what you're doing, don't you?
Ne yaptığının farkındasın değil mi?
"I didn't mean to do anything wrong." Half the time, you don't know what you're doing.
"Yanlış bir şey yapmak istememiştim!" Çoğu zaman ne yaptığını bilmezsin bile.
You don't know what you're doing.
Sen ne yaptığını bilmiyorsun.
Lady, I don't know what you're doing.
Bayan, asıl ben sizin ne yapmaya çalıştığınızı bilmiyorum.
Oh, shut up. I don't know what you're doing in Yankee territory but naturally I know you be in a fix if you get caught. Speaks plain, don't he?
kapa ceneni yankee bölgesinde ne yaptığını bilmiyorum ama doğal olarak yakalanırsan zor durumda kalacaksın plain konuşuyor değilmi?
You don't know what you're doing, miss.
Ne yaptığınızı bilmiyorsunuz.
You don't know what you're doing!
Ne yaptığını bilmiyorsun.
Don't monkey with electricity unless you know what you're doing.
Ne yaptığını bilmiyorsan, elektrikle oynama.
You don't know what you're doing yet.
Daha ne yaptığınızı bilmiyorsunuz.
Don't let the girls in Research know what you're doing.
Araştırma'daki kızlar ne yaptığınızı bilmesinler.
You don't know what you're doing.
Ne yaptigini bilmiyorsun.
"You don't know what you're doing!"
"Sen ne yaptığını bilmiyorsun!"
I can't help if I don't know where you are and what you're doing.
Nerede olduğunu, ne yaptığını bilmediğim sürece yardım edemem.
But you know what you're doing isn't right, don't you?
Ama yaptığın işin doğru olmadığını biliyorsun, değil mi?
I don't know what you're doing.
Ne yapmayı düşündüğünü gerçekten anlamadım.
Either you don't know what you're doing, or you just don't care.
Ya ne yaptığınızı bilmiyorsunuz ya da hiç umrunuzda değil.
I don't know what you and the censors think they're doing on that bed, but I take the position that they're playing... Parcheesi.
Siz ve sansür uzmanları yatakta ne olduğunu düşünürsünüz bilmem, ama ben... bir parti oyunu oynadıkları görüşündeyim.
You don't know what you're doing when you're drunk.
Sarhoşken ne yaptığını bilmiyorsun.
You don't know what they're doing downstairs.
Aşağıda ne yaptıklarını bilmiyorsun.
Don't mess with it if you don't know what you're doing.
Ne yaptığını bilmiyorsan elini sokma.
You don't know what they're doing to me.
Bana ne yaptıklarını bilmiyorsun.
You don't know what you're doing.
Ne yaptığınızı bilmiyorsunuz.
Very. You don't know what you're doing.
Ne yaptığını bilmiyorsun.
You don't know who you are, or what you're doing.
Kim olduğunu, ne yaptığını bilmiyorsun.
But you don't know what you're doing!
Ama kendinde değilsin.
You don't know what you're doing.
Ne yaptığının farkında değilsin.
You don't understand, don't know what you're doing.
Anlamıyorsun, ne yaptığının farkında değilsin.
Spock, I don't know what you think you're doing, but this is an order.
Ne yaptığını sanıyorsun, bilmiyorum ama bu bir emir.
You don't have to do what you're doing, you know?
Bu işi yapmak zorunda değilsiniz.
You don't know what you're doing.
İnsan ne yaptığını bilmiyor.
- You don't know what you're doing!
- Ne yaptığını bilmiyorsun!
I don't know what you're doing with that.
Onunla ne yaptığını bilmiyorum.
We don't know what you're doing, and we don't care.
Ne yaptığınızı bilmiyoruz, umurumuzda da değil.
Don't know what you're doing here, red man, but I'll tell you this :
Kırmızı adam, burada ne yaptığını bilmiyorum ama şunu söyleyeceğim :
Jake I can't justify that kind of expenses to the board because I don't know myself what you're doing in there.
Jake, ben bile orada ne yaptığını bilmezken bunu kurula karşı nasıl savunabilirim söyler misin?
Give me the gun, you don't know what you are doing? You're...
Ver silahı bana, sen ne yaptığının farkında değilsin...
Don't pretend with me. I know what you're doing.
Mezarlıkta sözünü ettiğim fotoğraf çekme fikrimi anımsıyor musunuz?
I don't know who you are or what you're doing here, but I will not tolerate rudeness in the presence of a star... two stars.
Kim olduğunuzu ve burada ne yaptığınızı bilmiyorum ama bir yıldızın huzurunda kabalık yapılmasına müsaade etmem... iki yıldızın.
Hey, you don't know what you're doing.
- Ne yaptığını bilmiyorsun!
- I don't know what you're doing. - Close your eyes.
Ne yaptığını bilmiyorum.