You don't want to do this translate Turkish
1,029 parallel translation
All you want to do is talk about this guy that you don't even know!
Tek istediğin senin bile tanımadığın bu adam hakkında konuşmak.
I don't want to do this but you forced me to.
Bunu yapmak istemiyorum, ama beni mecbur bıraktın.
Let me tell you two stupid motherfuckers something. I don't want to get another phone call like this, because if I do I'll get on a fuckin'plane, and I'm gonna blowtorch the both of you. Do you understand?
- Size şu kadarını söyleyeyim geri zekalılar... bir daha beni arayıp böyle bir şey söylemeyin, yoksa uçağa atladığım gibi gelip sizi kızartırım.
I don't want to hear you talking about this... in front of your mother or your brother, do you hear me?
Annenin veya kardeşinin önünde bu konuda... konuştuğunu duymak istemiyorum, duydun mu?
We are going to this reunion, and you're gonna be proud of me, and I am gonna be proud of you, because when people ask what you do for a living, you're going to say you're a garbage man. Peg, I don't want to go to the reunion. Can't we just forget about the good times and get on with our lives?
ve, Steve, sen de çıplak Don Johnson'dın, ve bir tren tünelden geçti ve evimiz yok olmuştu.
Why, you don't want him to think that you do... This sort of things all the time!
Bu tip şeyleri hep yaptığını düşünmesini istemezsin, değil mi?
Don't let you're mom know that you do this, but I want to find the toy.
Anneniz bunu yaptığınızı görmesin, ama oyuncağı bulmak istiyorum.
You don't have to answer this if you don't want to... but how do you afford a place like this?
Buna cevap vermek zorunda değilsin. Buraya nasıl paran yetiyor?
I don't want to do this any more than you.
Sizin gibi ben de bunu yapmak istemiyorum.
I don't want this thing to go any faster than you do.
Sen istemedikçe daha ileriye gitmem.
You don't want to do this, you'll just get into trouble.
Böyle bir şey yapmak istemezsin, sadece başına belâ açarsın.
What do you do at the end of a date when you know you don't want to see this person ever again for the rest of your life?
Bir çıkma sonrası ne yaparsınız yani o insanı bir daha ömrünüzün sonuna kadar görmek istemeyeceğiniz bir çıkma sonrası?
If you don't want to do this job, you're free to quit.
Bu işi yapmak istemiyorsan bırakabilirsin.
I don't want you to do this because I badgered you.
Baskı yaptığım için yapmanı istemiyorum.
What do you mean? No, I don't want to die like this.
ölmek istemiyorum!
Well, hey, if you don't want me to do this, I'll give it some more thought.
Eğer yapmamı istemezsen biraz daha düşüneceğim.
I don't want you to do this because you're forced to.
Bunu mecbur kaldığınız için yapmanızı istemiyorum.
I don't want to shoot people anymore and blow up buildings. You know why we do this here?
Artık insanları vurup, binaları havaya uçurmak istemiyorum.
I want to make sure you don't do this to someone else.
Başkasına da aynısı yapmayacağına emin olacağım.
She's divorced, we don't want to do this and you need a wife.
O boşanmış, biz bu işi yapmak istemiyoruz, senin yeni bir eşe ihtiyacın var.
You don't want to see me put Felton with this new guy, do you?
Felton'ın yanına bu yeni elemanı vermemi istemezsin değil mi?
- You don't really want to do this.
- Bunu gerçekten yapmak istemiyorsun.
You don't want to do this.
Bunu yapmak istemiyorsun.
I want you to know I... I don't do this.
Bilmeni isterim ki, ben bunu yapamam.
I know you don't want to hear this, but I think the best thing you could do is go back to work.
Bunları duymak istemiyorsun biliyorum, ama en iyisi tekrar çalışmaya başlaman olacak.
I know you don't want to be involved with this shit - and I respect that, Jimmy - but I don't know what else to do.
Bu işlere karışmak istemediğini biliyorum ve buna saygı duyuyorum. Ama başka ne yapabilirim bilmiyorum.
If we don't do this, what do you want to do?
Madem bunu yapmayacağız, ne yapmak istersin?
I mean, you do want to leave the business, don ´ t you, or is this just like another miscommunication that we are having here?
demek istediğim, aile işini bırakmak istiyorsun, değil mi, ya da bu da aramızdaki yanlış iletişimden mi kaynaklanıyor?
- You don't want to do this.
Bunu yapmak istemiyorsun.
I want to be with you more than anything but I don't think that I can do this.
Her şeyden çok seninle olmak istiyorum ama yapabileceğimi sanmıyorum.
You don't want to be a part of this, do you?
Bunun bir parçası olmak istemiyorsun değil mi?
I really don't want to do this robbery, you know?
Bu soygunu yapmak istemiyorum.
You don't want to do this, son.
Bunu yapmak istemiyorsun ewlat.
I'm sure this is the last thing you want to hear, but you don't need a double first from Christminster to do some good in the world.
Duymak istediğin son şeyin bu olduğunu biliyorum ama ama Christminster'dan başka benzer bir okula gitmen gerekmez.
Look, I don't want you to get the wrong impression of me here, but I was hoping we could do this today.
Bakın, hakkımda yanlış fikirler edinmenizi istemem ama bugün halledebileceğimizi umuyordum.
Frank? Frank, you don't want to do this.
Frank, bunu yapmak istemezsin.
You do want this affair to say something, don't you?
Bu işin bir karakteri olsun istiyorsunuz değil mi?
You don't want to do this, Chief.
Çok yanlış bir şey yapıyorsun, Şef.
Look, why don't you just tell me what it is you want me to do so we can get this over with.
Bak, yapmamı istediğin ne ise neden bana söylemiyorsun böylece bunun üstesinden gelebiliriz.
You really want this to end as much as I do, don't you?
Gerçekten, sende en az benim kadar, bu işin bitmesini istiyorsun, öyle değil mi?
Listen, you really don't want to do this.
Dinle, gerçekten bunu yapmak istemezsin.
Why don't you stand up to everyone and tell them you don't want to do this?
Neden herkese direnip istemediğini söylemiyorsun?
- Never mind... - I don't want to do this. Don't worry if you don't understand.
Anlamadığın için endişelenme bugün yapmamız şart değil.
You don't want to do this.
Atlamak istemiyorsun.
You really don ´ t want to do this.
- Bunu yapmak istemiyor musun?
Well, if you don't know that, then I don't want to do this with you.
Eğer bunu bilmiyorsan bu işi seninle yapmak istemiyorum.
Matt, this is something I really don't want you to do.
Matt, bunu yapmanı gerçekten istemiyorum.
Hey, we don't have to do this now if you don't want to.
Eğer yapmak istemezsen bunu şimdi yapmamıza gerek yok.
- You don't want to do this.
- Bunu yapmak istemiyorsun.
If I killed Nate, how do you know I don't want to do this?
Nate'i öldürdüysem neden bunu yapmak istemeyeyim?
- How far do you want to go with this? - Don't say anything yet.
Henüz bir şey söyleme.