You don't want to talk translate Turkish
1,887 parallel translation
So if you'll pardon me please, I don't want to talk about the moon and the stars or whatever nonsense you females dream up.
Bu yüzden kusura bakma ama ne çiçekten böcekten ne de siz kadınların..... düşlediği saçmalıklardan konuşmak istiyorum.
Look, if you want to help Chloe, why don't you go downtown and talk to the thug they did catch?
Eğer Chloe'ye yardım etmek istiyorsan neden yakaladıkları hırsız ile konuşmuyorsun?
I've spoken to you a couple of times about something that happened, but I don't want to... I don't want to talk about it anymore.
Ne olduğu hakkında sizinle birkaç defa konuşmuştum, ama ben daha fazla, ben daha fazla konuşmak istemiyorum.
I don't want to talk to you, J.D.
Artık seninle konuşmak istemiyorum, J.D.!
- so that I can talk with Ryan and Sarah? - I don't want to talk to you.
Özür dilerim.Ama--Sadece ailelerimizin önünde evlenmeyi isteriz diye düşündüm, okadar.
I don't trust any of you. - Ryan... - I don't want to talk to you either.
Çünkü onlara nişanlandığımızı bile söylemedin.
I don't want to talk to Ben. I want to talk to you.
Ben ile değil, seninle konuşmak istiyorum.
Well, I don't want to talk to you, so come on.
Ben istemiyorum. Haydi dışarı.
But you don't want to talk...
- Ama konuşmak istemiyorsun...
I don't know who else to talk to, but I also don't want to get you in more trouble at work.
Başka kiminle konuşacağımı bilmiyorum ama aynı zamanda seni işte zor durumda bırakmak da istemiyorum.
You don't want to talk to her?
Onunla konuşmak istemiyor musun?
I understand if you don't want to talk about it.
Bunun hakkında konuşmak istemezsen, anlarım.
- You don't want to talk about it?
- konuşmak istemiyor musun?
You don't want to talk about that.
Bundan bahsetmek istemezsin.
You want to talk louder, maybe so a few more people I don't know can hear?
Biraz daha bağır istersen, belki seni duyan olmamıştır diyorum.
Listen, you'll have to excuse my abruptness, but this is a win-win situation, and I don't want - to waste your time with small talk.
Bakın, birden kalktığım için özür dilerim ama bu ikimizin de kazandığı bir durum ve zamanınızı sohbet ile harcamak istemem.
- I don't want to talk about it. - Do you have any idea
İnsanın sinirini ne kadar bozduğunun farkında mısın?
She said that if I don't want to help, she'll talk to you herself.
Eğer yardım etmezsem, seninle kendi konuşacakmış.
You don't want to talk about your ex.
Hayır, hayır. Öyle değil.
I don't want you to talk either.
O konuda da konuşmak istemiyorum.
You made it clear you don't want to talk about it,
Bu konuda konuşmak istemediğin açık.
You know, I don't want to talk about work.
İş hakkında konuşmak istemiyorum.
Wow, you really don't want to talk about it, huh?
Bunun hakkında konuşmak istemiyorsun, değil mi?
And before you start, i don't want to talk about your father Or his stupid field assistant. I want to focus on you.
Başlamadan önce söyleyeyim, babandan ve onun şıllık asistanından bahsetmek istemiyorum.
No, i don't get it. I just- - I just want to talk to you, Let you explain it to me.
Evet, seni anlamıyorum ama seninle konuşup dinlemek istiyorum.
You know, I know you're scared. And I know you don't want to talk about it. I understand the situation... very well.
Korktuğunu biliyorum ve bu konudan konuşmak istemediğini de biliyorum bu durumu çok iyi anlıyorum.
He's someone that is kept at arm's length like a kind of uncle whose business you're not sure about and don't want to talk about too much.
Ne iş yaptığından tam emin olamadığınız ve hakkında konuşmak istemediğiniz bir amcanız gibi her zaman araya mesafe koyulan bir kişi olmuştur.
No, I just don't want to talk to you about it anymore.
Hayır, sadece bu konuda seninle artık konuşmak istemiyorum.
I don't want to talk to you anymore!
Artık seninle konuşmak istemiyorum!
Look, if you don't want to talk to me abt our victim's last meal, that's fine.
Bak, kurbanların son yemekleri hakkında benimle konuşmak istemiyorsan sorun değil.
I don't want to talk to you before you're sober.
Seninle ayılmadan önce konuşmak istemiyorum.
You don't want to talk.
Anlatmak istemiyorsun.
Wow, you really don't want to talk about the therapy, do you?
Ah, terapi hakkında konuşmak istemiyorsun değil mi?
When you act like you don't want to talk to me, it just makes me want to talk to you even more.
Benimle konuşmak istemiyormuş gibi davrandığında seninle daha çok konuşmak istiyorum.
It's not that I don't want to talk with you
Seninle konuşmak istemediğimden değil.
Therefore we have to sleep tonight and they can talk unhurriedly to each other tomorrow.... I don't want to hurt you, you know, but it was a really shock for me.
bu seylerin üzerine yatmamiz lazim, yarin sakin bir sekilde konusalim, degilmi... sana aci cektirmek istemezdim, biliyormusun, bu bizim icin bir soktu.
You don't want to talk about it, huh?
- Bunu konuşmak istemiyorsun, demek? - Hayır, istiyorum.
I don't want to talk to you!
Seninle konuşmak istemiyorum.
You don't want to talk to me about it, that's fine.
Bunun hakkında konuşmak istemiyorsan, sorun değil.
You still don't want to talk to me?
E-postayla fikir sorabileceksin. Bir şeyler sipariş edebileceksin.
I know you don't want to talk to us'cause you're just trying to protect your mother, Matt.
Biliyorum anneni korumak istediğin için bizimle konuşmak istemiyorsun, Matt.
I don't want you to overreact, but Trudy and I used to talk about capital punishment all the time, and she never believed in it.
Söylemem gereken bir şey var. Trudy'yle eskiden ölüm cezası hakkında konuşurduk ve o buna karşıydı.
If you don't feel responsible, then why do you want to talk to this victim's mother?
Eğer kendini sorumlu hissetmiyorsan, .. o zaman neden kendini annesiyle konuşmak istiyorsun?
Look, i don't want to talk to you.
Sizinle konuşmak istemiyorum.
I don't want to talk to you anymore.
Seninle artık konuşmak istemiyorum.
You seem like you don't want to really talk about it.
Bunu konuşmaya, pek hevesli değilmiş gibi görünüyorsun.
You don't want to talk about it.
Bu konuda konuşmak istemiyorsun.
You don't actually want to talk to it, do you?
Aslında bunu konuşmak istemiyorsunuz değil mi?
Are you sure you don't want to talk to someone in Spanish? Press three.
ispanyolca konuşan biriyle görüşmek istemediğinizden eminseniz, üçü tuşlayın?
I see, you don't want to talk.
Anladım konuşmak istemiyorsun.
If you don't want to talk about it, it's fine.
Konuşmak istemiyorsan sorun değil.