You don't want to talk to me translate Turkish
340 parallel translation
And the next time you want to come and talk to me, don't just show up at my door.
Ve bir dahakine konuşmak istediğinde öylece kapımda belirme.
So what you want me to say to you, right now I don't want to talk about it.
- Evet. Evet, dürüst olacağım.
Jane, if you don't want me to talk about this anymore, I won't.
Bu konuda daha fazla konuşmamı istemiyorsan konuşmam.
- You don't want to talk to me.
- Benimle konuşmak istemiyorsun.
- I don't suppose you want to talk to me.
Benimle konuşmak bile istemediğinizi görüyorum.
You mustn't come with me, Phile. They don't want me to talk to you.
Seninle konuşmamı istemiyorlar.
- I don't blame you for being angry... but I want you to know that if you need me and want to talk to me...
- Kızgın olduğunuz için sizi suçlamıyorum ama şunu bilmenizi istiyorum.
Adam, don't you want to talk to me?
Adam, benimle konuşmayacak mısın?
You don't want to talk in front of me.
Yoksa benim önümde mi konuşmak istemiyorsun?
You don't want to talk to me.
Benimle konuşmak istemiyorsun.
I don't know what you want me to do, but, if you want me to, I come and talk to her.
Benden ne istediğinizi bilmiyorum, ama eğer istiyorsanız onunla konuşurum.
You don't want to talk to me anymore?
Benimle konuşmak istemiyor musun artık?
Look, if you two are in this thing together, I don't care, it's none of my business, but I want to talk to Marion and I want her to tell me it's none of my business and then I'll go...
İkiniz bu işte birlikteyseniz beni ilgilendirmez ama bunu Marion'un söylemesini istiyorum, sonra giderim.
I don't want to take up your time, so if you let me talk to Miss Hazeltine...
Bay MacNamara, zamanınızı almak istemiyorum. Bayan Hazeltine'la konuşmama lütfen izin verin.
To see my wife You want me to talk to her, don't you?
İki gündür arıyormuşsun, şimdi onu görmeyeyim mi yani!
Well I'll do whatever you say but... if you don't want me to talk to you and you won't come in...
Nasıl isterseniz. Ama içeri gelseydiniz.
Don't you think it's strange, then, that it's me you want to talk to?
Sence bu garip değil mi, buna rağmen benimle konuşmak istemen?
Well, if you want to know about the mastermind, don't talk to me.
Bunu öğrenmek istiyorsanız benimle konuşmayın.
You can talk to me if you want, but I don't want you near me.
İstiyorsan benimle konuşabilirsin, ama seni yanımda istemiyorum.
I don't want you to talk to me like that.
Benimle bu şekilde konuşmanı istemiyorum.
You don't want to talk to me or anything.
Benimle konuşmak falan istemiyorsun.
You don't want to talk to me?
Konuşmak istemiyor musun?
If you want to know what's true, how come you don't talk to me?
Gerçek olup olmadığını öğrenmek için neden benimle konuşmadınız?
You wake me up out of a sound sleep after not having been in my bed for three goddamn days and you don't want to talk about it.
Lanet olası son üç gündür dışardan gelip beni uykumdan uyandırdın ve şimdi konuşmak istemiyorsun. Ve şimdi biraz uyumak istiyorsun.
Well, I don't think you want to hear me talk about the boys I kissed at school
Sanırım, okulda öpüştüğüm çocuklardan bahsetmemi istemezsiniz.
- Take me to the police, I don't want to talk to you any more.
Beni polise götür, artık seninle konuşmak istemiyorum.
You don't want to talk to me.
Benimle konuşmak istemiyorsun nasıl olsa.
- you don't want me to talk to Johnny?
- Johnny hakkında konuşmak ister misin?
You don't want to talk to me, you'll have a problem all night.
Benimle konuşmak istemiyorsan bu gece derdin var demektir.
Why don't you want me to talk to her?
- Niye onunla konuşmamı istemiyorsun?
I n fact, your saying, "I don't want to talk about it"... is actually a desperate plea for me to draw out ofyou... whatever it is you think you don't want to talk about.
"Bu konuda konuşmak istemiyorum" demek, konuşmam için yalvardığın anlamına geliyor. Konu her ne olursa olsun.
Don't you want to talk to me?
Benimle konuşmak istemiyor musun?
Miranda, you call me up and you tell me that you're divorced... and then you tell me that you don't even want to talk about it anymore.
Miranda, beni arayıp boşandığını haber veriyorsun sonra da bu konuda daha fazla konuşmak istemediğini söylüyorsun.
Why don ´ t you want me to talk to Mary?
Neden Mary ile konuşmamı istemiyorsunuz?
If you don't want to talk to the only person who can get you off this station, that's fine with me.
Sizi bu istasyondan çıkarabilecek tek kişi ile konuşmak istemiyorsanız benim için hava hoş.
If you don't want to talk to me in that way then I think I should go.
Benimle o tarz konuşmak istiyorsan gitmeliyim.
And now you don't even want me to talk? I hate you!
Sorun falan yok artık.
I don't know what it is, but the more I talk to you... the more I feel like you just don't want to go along with me.
Neden bilmiyorum, ama seninle konuştukça... yanımda olmak istemediğini hissediyorum.
If you don't want to talk to me, it's okay.
Konuşmak istemiyor olabilirsiniz.
OH, DON'T YOU THINK I HAVE OTHER PEOPLE WHO WANT TO TALK TO ME?
Benimle konuşmak isteyen... senden başka kimse yok mu sanıyorsun?
You don't want to talk to me?
Konuşmayacak mısın?
You don't want to talk to me?
Benimle konuşmak istemiyor musun?
Why don't you want to talk to me?
- Neden benimle konuşmak istemiyorsunuz? - Kimsiniz?
If you don't want to talk to your mother, just avoid me as usual.
Eğer annenle konuşmak istemiyorsan her zamanki gibi kaçabilirdin.
That is true, too. I didn't consider that. Why don't you give me a call at DC 101 if you want to talk about this.
Evet bu da doğru, bunu düşünmemiştim, eğer bu konu hakkında konuşmak istiyorsanız neden DC 101'i aramıyorsunuz?
- And now you don't want me... to even talk about it?
- Doğru. - Ve şimdi de bu konudan bahsetmememi istiyorsun.
You don't want to talk to me?
Demek benimle konuşmak istemiyorsun?
So you don't want to talk to me now, sweetheart?
Demek benimle konuşmak istemiyorsun tatlım ha?
You don't want to talk to me.
Benimle konuşmuyorsun.
I know you don't really want to talk to me anymore, but please listen.
Pekala biliyorum benimle konuşmak istemiyorsunuz ama yinede söylediklerimi dinlemenizi istiyorum.
What I want is your love So why don't you talk to me sweeter?
Öyleyse benimle neden daha tatlı konuşmuyorsun?