You get out of here translate Turkish
9,819 parallel translation
I suggest you get out of here right now.
Hemen buradan gitmenizi tavsiye ederim.
- You get out of here!
- Çık git buradan!
You get out of here, you kids who are just kids and not an adult like me!
Buradan defolup gidin, daha çocuk olan ve benim gibi yetişkin olmayan veletler!
You both have to get out of here before they get here.
Onlar gelmeden önce ikiniz de kaçmak zorundasınız.
! Okay, I'm gonna get you out of here before that happens.
Tamam, dediğin şey gerçekleşmeden seni buradan çıkaracağım.
We need to get you both out of here.
İkinizi de buradan götürmeliyiz.
- Quick, you have to get me out of here.
- Çabuk, beni buradan çıkarmalısın.
It's me you have to get out of here.
Çıkarman gereken kişi benim.
"You're gonna get a really hard time right after I walk out of here."
Ben kapıdan çıktıktan sonra daha da üzerine gelecek.
- Get out of here before you're late.
- Geç kalmadan git buradan.
- Get the fuck out of here before you get hurt.
Adamım, canını yakmadan buradan uzaklaşsan iyi olur.
Now you can get up and get into the kitchen and do your chores, or you can get your butt kicked out of here.
Şimdi, kalkıp mutfağa gidiyorsun ve ev işini yapıyorsun yoksa buradan kıçına tekmeyi yersin.
I'm gonna... I'm gonna get you out of here, okay?
Seni buradan çıkaracağım, tamam mı?
Our orders are to get you out of here.
Sizi buradan çıkarma emri aldık.
The thing is, kids are naturally anxious about their appearance just really on any given day, so to disrupt the routine, you know, a routine that some of us are barely hanging on to just to get them dressed and out the door and get the snack made and get the lunch made and get the sunscreen on and get them in the car and get them here on time, and then you, kind of, add this, um, lunatic wacky hair wrench into the works...
Bu şey de çocuklar gerçekten herhangi bir günde kendi görünüşleri hakkında doğal olarak endişeliler bu şekilde rutinleri bozulacak bazılarımızın güç bela sıkıca tutunduğumuz sadece üstlerini giydirip kapıdan çıktığımız ve kovulduğumuz ve öğlen yemeği yaptığımız, güneş kremi sürdüğümüz ve onları arabayı bindirdiğimiz ve burada onlarla zaman geçirdiğimiz bir rutinimiz vardı....... ve sonra sen, ve onlar, delice tuhaf bükülen saçları planladınız.
- You've got to get him out of here, now!
- Ne yapıyorsun? - Onu buradan götür, hemen!
I'll get you out of here.
Sizi buradan çıkaracağım.
Get out of here, you zombie varmints.
Defolun buradan zombi hergeleleri.
So you should just get out of here.
- O yüzden buradan çekip gitmen lazım.
Any chance that you could, uh, help us wrap up our paperwork so we could get out of here before midnight?
Gece yarısından önce buradan çıkabilelim diye, bir ihtimal evrak işlerimizi bitirmemize yardım edebilir miydin?
I'm just trying to corroborate his story, get you out of here for the holiday.
Sadece hikayesini doğrulamaya, bayramda sizi buradan çıkarmaya çalışıyorum.
Come on, let's get you out of here.
Hadi, seni götürelim buradan.
I'd-I'd have thought you'd want to get out of here as soon as you settled the estate.
Miras konusunu halleder halletmez buradan gitmek istersiniz sanıyordum.
If I were to switch sides, if I were to get you out of here, would you support my son and I?
Taraf değiştirirsem, seni buradan çıkarırsam oğluma ve bana destek olur musun?
Now get out of here before you cause any more damage.
Daha fazla sorun yaratmadan git buradan.
You get out of here!
Siktir git buradan!
Let me just get you out of here, and we can go back to our lives.
Buradan gidip, hayatımıza geri dönelim.
You know I said we need to find my best friend and get out of here.
- Dedim ki... En iyi arkadaşımı bulup buradan gidelim dedim.
You just play the hits and be charming, we'll get out of here by lunch, at which time you can tell me all about your... date with Zoe last night.
Oyununu oyna, sevimli gözük ve buradan çıkıp yemeğe gidelim daha Zoe ile dün akşamki buluşmanı anlatacaksın.
Abbie, you have to get out of here.
Abbie buradan çıkman gerek. Artık çok geç.
Hiccup, you know I want a shot at this as badly as you, but maybe we should get out of here.
Hiccup, bu şeyi ben de en az senin kadar istiyorum fakat belki de buradan gitmeliyiz.
You best get out of here before all this nostalgia wears off and he changes his mind.
Tüm bu nostaljik hava yavaş yavaş dağılıp bunlar fikrini değiştirmeden buradan gitsen iyi olur.
You get the hell out of here.
Hemen defol git buradan!
People like me tend to have exceptional lawyers to get us out of trouble like this, but while I'm here, you should know that I do hate to be bored, and you bore me.
Benim gibi insanların böyle sorunlardan kurtulmak için çok iyi avukatları vardır... ama buradayken bilmelisin ki, sıkılmaktan nefret ederim ve siz beni sıkıyorsunuz.
I need you to get the hell out of here!
- Ve ben de senin buradan çıkıp gitmeni istiyorum!
Oh, crap. Let's get you out of here!
Seni buradan götürelim hadi.
I came here accidentally through a wormhole located in what you call " Get out of my head, fart.
Buraya kazara bir solucan deliğinden geldim, sizin " Kafamdan çık, Osuruk.
You have to get us the [bleep] out of here.
Çıkar lan bizi buradan!
- Hey, you want to get out of here?
Buradan gitmek ister misin?
You need to get out of here, okay?
Buradan hemen gitmen gerek, tamam mı?
You've got to get out of here, Frank, before they arrest you.
Onlar seni tutuklamadan önce buradan gitmelisin Frank. Evet, evet.
Good. You want to get out of here?
Buradan çıkmak ister misin?
You should probably get out of here.
Oradan çıkmalısın.
Look, I'm gonna bail you out of here, set you up with my lawyer, and get these charges dropped.
Sana avukatımı tutarak seni kefaletle hapisten çıkaracağım. Ve tüm bu suçlamaları düşüreceğim.
Get out of here, all of you!
Hepiniz buradan gidin!
And now that I've found you, we should really get out of here.
Artık seni bulduğuma göre buradan hemen gitmemiz gerekiyor.
You should go, get out of here.
Sen git, kaybol buradan.
Get out of here unless you want your license suspended.
Ehliyetine el koymamı istemiyorsan git buradan.
I'm going to get you out of here.
Seni indireceğim.
We're gonna get you out of here, ok?
Biz olacak sen tamam burdan vardır?
Hey, you need to get him out of here.
Hey, onu buradan götürmen gerek.