You got a problem with me translate Turkish
172 parallel translation
s, Now, if you got a problem with me or u don't take it out on them.
Benimle ya da bizimle sorunun varsa acısını onlardan çıkarma.
You got a problem with me, take it up with your boss.
Benimle bir problemin varsa, patronunla hallet.
You got a problem with me, let's hear it.
Benimle bir problemin varsa, söyle bakalım.
You got a problem with me helping'a girl in trouble, huh?
Zor durumda olan bir kıza yardım etmem seni rahatsız mı etti?
That means you got a problem with me.
Demek ki benimle de problemin var.
Have you got a problem with me?
Benimle bir alıp vermediğin mi var?
I could just say to Chuck, "If you got a problem with me, let's talk it out."
Chuck'a, "eğer benimle problemin varsa, konuşalım" diyebilirim.
You got a problem with me caring for your kids instead of a job?
İş bulmak yerine çocuklarına bakmamın bir mahsuru mu var?
You got a problem with me?
Benimle bir sorunun mu var?
You got a problem with me, man?
Benimle bir sorunun mu var adamım?
You got a problem with me?
Benimle ilgili bir sorunun mu var?
- If you got a problem with me- - Don't worry.
- Eğer benle alakalı bir...
You got a problem with me?
- Benimle bir sorunun mu var?
You got a problem with me?
Benimle bir problemin mi var?
You got a problem with me running the show, take the night off.
Şovu benim idare etmem hoşuna gitmediyse bu gece izin al.
- You got a problem with me?
- Benimle bir derdin mi var?
You got a problem with me parking here?
Park yeriyle ilgili bir sorunun mu var dostum?
- You got a problem with me lady?
- Benimle bir sorunun mu var, bayan?
- Why, you got a problem with me?
- Neden? Benimle bir sorunun mu var?
You got a problem with me pilot?
Benimle bir problemin mi var pilot?
And some of us are already right certifiable. Vigilante, you got a problem with me, we can take it to the gym after the mission's over.
Eğer benimle sorunun varsa, bunu görevden sonra spor salonunda rahatlıkla çözebiliriz...
If you got a problem with him, you got a problem with me.
Onunla bir problemin varsa, benimle de problemin vardır.
Have you got a problem with me?
Hoşçakal. Benimle bir alıp veremediğin mi var?
I don't care if you got a problem with me... But you show respect when you come to this house.
Benimle ilgili sorunun umrumda değil ama en azından buraya geldiğinde bana saygı göstermelisin.
You got a problem with me, Johnny?
Benimle bir sorunun mu var Johnny?
What? You got a problem with me sleeping on the cot?
Arkada yatmamla ilgili bir sorunun var mı?
I mean, lp me out here, Heidi,'cause from where I'm sitting you got a real problem with fact and fiction.
Bana yardım etmelisin, Heidi. Çünkü buradan senin, gerçek ve kurguyla ilgili ciddi sorunların varmış gibi görünüyor.
I've been working on a story about the slave rackets down here and I've got a problem you might be able to help me with.
Buralardaki köle ticareti üzerinde çalışıyordum ve belki sizin yardım edebileceğiniz bir problemim var.
You're coming on to me big time, purring like a kitten with a mouse. - But we got a problem.
Üzerime çok geliyorsun kardeşim ama bir sorunumuz var.
I've got a little weeding problem I'm hoping you can help me with.
Yabani ot problemim var. Umarım yardımcı olursunuz.
- You got a fucking problem with me, bitch? Come on!
Benimle kahrolası sorunun mu var, puşt?
If you've got a problem with me take it up with me.
Eğer benimle bir probleminiz varsa... onu benimle halledin.
If you got a problem with the way I run things, replace me.
Benim işleri yürütmemle ilgili bir problemin mi var. Beni değiştir.
Hey. Man. You got a problem with that loan, you give me a call, all right?
Hey, kredide sıkıntı çıkarsa, beni ara, tamam mı?
You're the one that's got a problem with women, not me.
Kadınlarla problemi olan sensin ben değilim.
So if you've got a problem with me..
Eğer benimle bir sorununuz varsa...
You got a problem, you take it up with me.
Bir problemin varsa, benimle hallet.
And if you got a problem with that, then you gonna have a bigger problem with me.
Ve bununla bir problemin varsa, benimle daha büyük bir problem yaşarsın.
If you've got a problem with me, Whitey, don't take it out on Nathan.
Eğer benimle bir sorunun varsa, Whitey, bunun acısını Nathan'dan çıkarma.
- I already know how fast I am. - Look, you got a problem with racing me? I don't have a problem.
Şişko Albert'la yarışmak istemezsin.
You didn't wake me up and I got a problem with my van.
Beni uyandırmadın ve arabamda hala bir sorun var.
You know? When you've got a real problem, take it up with me and I'll be happy to help.
Gerçek bir sorunun olursa gel benimle konuş sana yardım etmekten mutluluk duyarım.
And you, Carlos. Sammy tells me you've got a little problem we might be able to help you with.
Söylesene Carlos Sammy, yardımımız dokunabilecek küçük bir problemin olduğundan bahsetti.
Hmm, we got a tiny problem could you come with me to the cockpit?
Şey, küçük bir sorun var da benimle kokpite gelir misimiz?
Give me a break, you " ve got a problem with Savannah and I?
Ne yani, Savannah ve benimle bir derdin mi var?
And I tell her, uh, you know, if she got any problem with me being a cop,
Polis olmamla ilgili bir sorunu varsa bunu aşmasını çünkü...
As long as you don't have a problem with publicity, though,'cause you know, this zen room got me a three-page spread in "be yoga."
Ama umarım tanıtımla ilgili bir sorununuz yoktur çünkü bu Zen odası sayesinde "Be Yoga" da üç sayfa haberim çıkacak.
Sounds like you already got a problem- - and not with me.
Görünüş bakılırsa, senin zaten bir sorunun var ve benimle değil.
You got a problem with my orders, you take it to me in private.
Emirlerimle ilgili bir sorununuz olursa, benimle özel görüşün.
Yeah, I've got a problem with you, bitch. You jealous of me or something?
Evet, seninle bir alıp veremediğim var kaltak!
- You still got a problem with me?
- Hâlâ benimle ilgili bir sorunun mu var?