You got to calm down translate Turkish
100 parallel translation
You got to calm down.
Sakin olmalısın.
You got to calm down.
Sakin olun.
Andy, you got to calm down.
Sakin ol Andrew.
- Sir, you got to calm down.
- Bayım, sakinleşin.
- Malcolm, you got to calm down. This car is messing you up.
- Malcolm, sakin olmalısın, bu araba seni mahvediyor.
Look, little man, you got to calm down, all right?
Bak genç dostum. Şimdi sakin olacaksın tamam mı?
Seriously, you got to calm down, man.
Abartıyorsun. Sakin ol.
- You got to calm down.
- Sakinleşmen lazım.
- Al, you got to calm down!
- Al, sakin olmalısın!
You got to calm down, man.
Sakin olmalısın dostum.
- Drama, you got to calm down.
- Drama, sakinleş.
- You got to calm down.
- Sakin olmalısın.
Dude, you got to calm down, all right?
Sakinleşmelisin dostum.
Franca, you've got to calm down.
Franca, sakinleşmen gerek.
But you've got to calm down, because I need your help.
Ama sakin olmalısın. Çünkü yardımına ihtiyacım var.
- You've got to calm down.
- Sakinleşmelisin.
- You have got to calm down.
- Sakin ol.
- Now, just relax. - You've got to calm down. - How can I calm down?
Kendimi tamamen korunmasız ve savunmasız ve komik olmayan bir "spanky" gibi hissediyorum.
We've got a lot of nervous people here and I need... everyone of you to help calm things down.
Herkesin sinirleri bozuk. Sakin olmaya çalışın.
My God, man, you've got to calm down.
Sakin olmalısın.
You've got to calm down.
Sakin ol biraz.
Really, Eric, you just got to calm down.
Gerçekten, Eric, Sakin olmalısın.
You just got to try to, like, calm down a little bit.
Sadece biraz sakinleşmeye ihtiyacı var.
No, you know, they just got him on this new medication to calm him down and stuff.
Hayir, hayir, sadece onu sakinlestirmek için yeni bir ilaç vermeye basladilar.
You've got to calm down!
Sakinleşmelisin!
I already told you, I got nervous with that mom's stuff... so I had a few hits to calm down, but it didn't work.
Sana daha önce söyledim, Anneler beni geriyor... Bir kaç tane uyuşturucu bile aldım ama işe yaramadı.
Calm down. I'll let you in when I got something to let you in on. I didn't mean anything about Beth, okay?
Bir yolunu bulduğumda seni de alacağım ve Beth için bir şey demek istemedim.
- You're right. I got to calm down.
Haklısın sakin olmalıyım.
I'll calm your ass down one way or another. - You ain't got to calm me down.
Beni sakinleştiremezsin.
I'm with you on that, but you've got to calm down.
- Katılıyorum, ama sakin ol.
- Okay, Paris, you have got to calm down.
- Paris, sakin olmalısın.
You just got to calm down, man.
Sakin ol dostum.
Calm down and come out! After giving you your medication, I've got a lot to study tonight!
Bu gece ilaçlarını vermeden önce,... çok çalışmam lazım.
Miss Henry, you've got to calm down.
Bayan Henry, sakinleşmelisiniz.
You've got to calm down.
Sakinleşmek zorundasınız.
We got two fucking dead people lying on the floor, and you want me to calm down?
Yerde yatan iki lanet ceset var, ve benden sakin olmamı mı istiyorsun?
You know, I rarely say this to people who aren't me but you have got to calm down.
Biliyorsun, bunu ben olmayan insanlara pek ender söylerim. Ama sakin ol.
Honey, you've got to calm down.
Canım, sakin olman lazım.
You got to calm down.
Sakinleşmen lazım.
Look, Rose, you've got to calm down.
Bak, Rose, sakin olmak zorundasın.
You've got to calm down.
Sakinlesmen lazım. .
While we process your results,... we'll take you back to wait. We've got drugs to calm you down. So you don't stress about your fate.
# Sonuçları değerlendirip,... # #... sizi bekletirken,... # #... kaderiniz konusunda sıkıntıya düşmemeniz için... # #... sizi sakinleştirecek ilaçlar vereceğiz. #
But you've got to really calm down.
Ama sakin olman gerek.
- Mr. Sabian, you have got to calm down.
- Bay Sabian, sakinleşmelisiniz.
You know, I don't disagree with you, but Mr. Aureilles, you have got to calm down!
Biliyor musunuz, sizinle aynı fikirde değilim, ama Bay Aureilles, sakinleşmeniz gerek!
- You've got to calm down.
Sakinleşmen gerek.
I'll give you some guys to watch your back in case they retaliate, but we've got to let this shit calm down before we make our next move.
Misilleme yapma ihitmallerine karşılık arkanı kollaması için sana bir kaç adam vereceğim, Ama bir sonrkai hamlemizi yapmadan önce durumun sakinleşmesini sağlamalıyız.
I got a little emotional, but I've had time to calm down and... I'd like to talk to you about some ideas.
Biraz duygusal davrandım ama sakinleşmek için zamanım oldu ve seninle bazı fikirler hakkında konuşmak istiyorum.
You've got to calm the cow down!
Anne hayvanı sakinleştirmelisin!
You've got to calm down, sir.
Sakin olmalısınız, efendim.
Lynne, you have got to calm down, otherwise we're both gonna be killed!
Lynne, sakin olmalısın!