You haven't got a chance translate Turkish
70 parallel translation
You haven't got a chance.
Başka şansın kalmadı.
But the point is, Connors, you haven't got a chance.
Fakat sorun şu ki, Connors, hiç şansın yok.
Without personalities, you haven't got a chance.
Başrol yoksa şansın da yok.
You haven't got a chance.
Hiç şansın yok ki.
- Klara, you haven't got a chance.
- Klara, hiçbir şansın yok.
- You haven't got a chance, Walter.
- Hiç şansın yok.
Joe, you haven't got a chance.
Joe, hiç şansın yok.
YOU HAVEN'T GOT A CHANCE.
Hiç bir şansınız yok.
You haven't got a chance this way.
Bundan başka şansın yok.
Jarrett, you haven't got a chance.
Jarrett, hiç şansın yok.
You haven't got a chance!
Hiç şansın yok.
You haven't got a chance.
Hiç şansınız yok.
You haven't got a chance.
- Hiç şansınız yok.
You haven't got a chance.
Hiç şansın yok.
You haven't got a chance, Pete, but you can go out clean.
NasıIsa öleceksin, Pete. En azından içini dök.
You haven't got a chance.
NasıIsa öleceksin.
You haven't got a chance.
Şansınız yok.
You haven't got a chance. You haven't got a thing except that gun.
Doğru, Guaymas'a varacaksın... fakat seni yakalayacaklar, sefaletine bir son verecekler!
I tell you, we haven't got a chance.
Hiç şansımız yok.
You haven't got a chance!
Hiç sansin yok!
Brad, my boy, you haven't got a chance.
Brad, oğlum, hiç şansın yok.
You haven't got a chance, you hear me?
"Hiç bir şansınız yok, beni duyuyor musunuz?"
You think we haven't got a chance against Spangler?
- Sence Spangler karşısında bir şansımız yok mu?
You haven't got a chance!
Hiç şansınız yok!
La américaine, you can vive who you like, they haven't got a chance.
Amerikan, kimi istersen alkışlayabilirsin, hiç şansın yok.
You haven't got a chance.
Hiç sansin yok.
Sir, you haven't got a chance.
- Efendim, bir şansınız yok.
Barney, you haven't got a chance.
Barney, hiç şansın yok.
That means that one out of every 12 times you haven't got a chance.
Bu demektir ki, ruletin her oniki çevirilişinden birinde senin hiç sanşın yoktur.
You haven't got a chance.
Sen de git! Başka şansınız yok.
You haven't got a chance. There must be something!
Bir şeyler olmalı!
You haven't got a chance!
Hiç şansın yok!
You haven't got a chance.
Başka şansın yok.
If you're gonna try it alone, with your children, you haven't got a chance.
Sadece çocuklarınızla kalkışırsanız şansınız yok.
- You haven't got a chance.
- Hiç şansın yok.
You're guilty as hell, you haven't got a chance.
Tepeden tırnağa suçlusunuz, en ufak bir şansınız bile yok.
Look, Stone, you haven't got a chance to convict, but this trial alone can stain Dr. Auster's reputation.
Bak, Stone, mahkum etme şansın yok. Ancak bu duruşma Dr. Auster'ın şöhretini lekeleyebilir.
You haven't got a chance.
Kendini suçlu hissetmenin faydası yok.
Come out. You haven't got a chance this way.
Hiç şansın yok.
If one of them wants you, you haven't got a chance.
Eğer birisi seni isterse kurtulma şansın yok.
I've always wanted to visit you but haven't got a chance yet.
Hep sizi ziyaret etmek istedim ama bir türlü fırsat olmadı.
- You haven't got a chance.
- Çok olgun öyle değil mi?
Haven't got a weapon on you by any chance, have you?
Üstünde silah yoktur herhalde, değil mi?
I haven't had a chance to hear it, but now that you got Broyles for murder, it's probably a moot point anyway.
- Dinleme fırsatım olmadı ama Broyles'u yakaladığınıza göre zaten bir anlamı kalmamıştır.
I haven't had a chance to talk to you much since you got out of the joint.
Hapisten çıktığından beri seninle doğru düzgün konuşma fırsatımız olmadı.
- i got business out the wazoo. - but you haven't had a chance to vote yet.
Ama daha oy kullanamadın.
When Kanen comes, you haven't got a chance.
Kanen'e karşı hiç şansınız yok.
You haven't got one with a darker handle, by any chance?
Bir ihtimal koyu saplı bir çakınız olabilir mi?
You haven't got a chance!
Senin bir şansın yok!
A woman like you comes into my life and I haven't got a chance.
Senin gibi bir kadın hayatıma giriyor ve benim hiç bir şansım yok.
What I'm trying to tell you is you haven't got a chance.
Diyeceğim odur ki, pek bir şansın yok gibi.