You haven't seen anything yet translate Turkish
53 parallel translation
You haven't seen anything yet.
Henüz hiçbir şey görmediniz.
Now, folks, you haven't seen anything yet.
Millet, daha bir şey görmediniz.
You haven't seen anything yet.
Henüz bir şey görmedin.
You haven't seen anything yet.
Daha hiçbir şey görmedin.
- I better go. - You haven't seen anything yet.
Ve yemin ederim bir daha asla bu hayvanat bahçesine ayak basmayacağım!
- You haven't seen anything yet.
- Daha hiçbir şey görmedin.
You haven't seen anything yet!
- Daha hiçbirşey görmedin!
You haven't seen anything yet.
Sen henüz birşey görmedin.
You Earthlings haven't seen anything yet but you will real soon.
Siz Dünyalılar daha bir şey görmediniz ama yakında göreceksiniz.
You haven't seen anything yet.
Henüz bir şey görmedik.
You haven't seen anything yet.
Henüz hiçbir şey görmedin.
And you haven't seen anything yet.
Daha hiç bir şey görmedin.
You haven't seen anything yet.
Siz daha hiçbir şey görmediniz.
You haven't seen anything yet.
Henüz birşey görmedin.
You haven't seen anything yet.
Durumun hala çok parlak.
No, the point is, I haven't seen anything from you yet... to justify a payment of $ 20 million.
Hayır, asıl konu şu, henüz senden... 20 milyon dolarlık ödemeye değecek bir şey görmedim.
You keep talking, but I haven't seen anything yet.
Sen konuşmaya devam et, ama henüz bir şey görmedim.
You haven't seen anything yet..
Sen daha hiçbişey görmedin..
You haven't seen anything yet.
Daha bir şey görmediniz.
You haven't seen anything yet.
Daha hiç bir şey görmedin.
You haven't seen anything yet... boss.
Daha birşey görmedin... Patron.
- You haven't seen anything yet.
- Daha hiçbir şey görmediniz... diyelim ki...
- You haven't seen anything yet.
- Henüz hiç bir şey görmedin.
You haven't seen anything, yet.
Daha hiçbir şey görmedin sen!
You haven't seen anything yet.
Sen daha bir şey görmedin ki.
But as bad as that is, you haven't seen anything yet.
Bu ne kadar kötü olursa olsun, daha bir şey görmedin.
You haven't seen anything yet.
Bu gördüğün hiçbir şey.
Dude, you haven't seen anything yet.
Dostum, daha hiçbir şey görmedin.
- You haven't seen anything yet, Chris.
- Daha hiçbir şey görmedin, Chris.
Oh, you haven't seen anything yet.
Daha bir şey görmedin.
You haven't seen anything yet, little buddy.
Diğer bölümlerde var, evlat.
You haven't seen anything yet.
Daha bir şey görmedin!
That was quite a performance. Oh, you haven't seen anything yet.
- Güzel bir gösteriydi.
And I-if you think I've disrupted your way of life now, you haven't seen anything yet.
Yöntemlerinize karıştığımı düşünüyorsanız daha hiçbir şey görmediniz demektir.
You haven't seen anything yet.
Henüz bir şey görmediniz.
You haven't seen anything yet.
Daha bir şey görmedin.
I haven't seen you eat anything yet, so...
Henüz bir şey yemeğini gördüm, ben de...
Well, you haven't seen anything yet.
Pekâlâ, daha bir şey görmedin.
If you think it was tough being burned, you haven't seen anything yet.
Yakılmanın ne kadar zor olduğunu düşünüyorsan,... daha hiçbir şey görmedin.
You haven't seen anything about me yet.
Daha diğer yarımı görmedin.
You haven't seen anything yet.
Eğer henüz bir şey görmedim.
- I haven't seen either of you do anything smart yet, so... yeah.
- İkinizin de henüz akıllıca bir şey yaptığını görmedim. - Sen mi dedin onu? Evet yani.
I haven't seen anything on the news, so I assumed you hadn't killed each other yet.
Haberlerde herhangi bir şey göremedim yani henüz birbirinizi öldürmediğinizi varsayıyorum.
I know it isn't, Louis, and that's why I haven't sent you anything I've seen so far, because I haven't found the right thing yet.
- Olmadığını biliyorum Louis. Henüz uygun evi bulmadığım için sana hiçbir şey göstermedim.