English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You know it very well

You know it very well translate Turkish

246 parallel translation
You know it very well!
Ama bildiğim birşeyler var.
- You know it very well, dear Nais.
Çok iyi biliyorsun, sevgili Nais.
You know it very well.
Çok iyi bilirsin ne de olsa.
Look, I don't know you very well, but from where I stand, it seems like you've made the choice not to try or something.
Bak, sizi çok iyi tanımıyorum ama bana göre denememe gibi bir şeyi seçmişsiniz gibi duruyor.
Well, you know, i find it very difficult to believe that a girl of that sort should do such a thing.
Onun gibi bir kızın böyle bir şey yapmış olmasına inanmakta hayli zorlanıyorum.
Well, if you want to know, my son charlie is buying it this very minute.
Eğer bilmek isterseniz oğlum Charlie şuanda orayı satın alıyor.
Why, you know very well I've never been able to play it.
Orayı hiç çalamadığımı sen de çok iyi biliyorsun.
You know very well that I can't go back to the gutter, as you call it, and that I have no real friends in the world but you and the Colonel.
Senin deyiminle bataklığa geri dönemeyeceğimi ve şu koca dünyada senden ve Albay'dan başka dostum olmadığını çok iyi biliyorsun.
You know very well who killed him, and you know I can prove it!
Kimin öldürdüğünü gayet iyi biliyorsun ve ben de bunu ispatlayabilirim!
Well, it struck me as curious ever since I met you... you know, from that very early moment ages ago... that you're so young, so lovely and so defeatist.
Sanki asırlar önce tanıştığımız ilk andan beri bu kadar genç, ve sevimli birisinin kaderci olması garibime gitmişti.
Don't you know it's dangerous to trust people you don't know very well?
İyi tanımadığın insanlara güvenmenin tehlikeli olduğunu bilmiyor musun?
Terry, you know very well what it is.
Terry, nedenini gayet iyi biliyorsun.
It's obvious you don't know her very well.
Onu iyi tanımadığın belli oluyor.
Put it down to nerves, I haven't been sleeping very well, you know.
Sinirlerim iyice gerildiği için oluyor. Pek uyumuyorum.
Well, now, you know, it's really very good.
Şey, bu, gerçekten çok güzel.
You know very well it's the eleventh.
Çok iyi biliyorsun ki, onbirinci.
C'mon, let's hear it! What do you know very well?
Ya neymiş o bildiğin şeyler?
You know, it might very well be that no lawyer can "handle" your case if you mean getting off scot-free.
Eğer niyetiniz hiç ceza almadan beraat etmekse, hiçbir avukat... bu davada "başarılı" olamayabilir.
Look, I know you don't want to say it, but I know very well... he's going to keep me until he examines that money.
Bakın, söylemek istemediğinizi biliyorum ama çok iyi biliyorum ki parayı inceleyene dek beni elinde tutacaktır.
Look, it's all very well us talking like this, you know, like it was a game, but I wish you'd tell me what it's all about, because, honest to God, I just got out of bed,
Bak, bu şekil konuşmamız pek hoştu,.. ... yani, oyun oynuyormuş gibi, ama bana olan biteni anlatmanı isterdim,.. ... çünkü Tanrı şahidim olsun, daha yataktan henüz kalktım,..
- Hasn't it? - You don't know me very well.
- Beni iyi tanımıyorsunuz.
Well... the Doctor isn't very reliable, you know. Mustn't count on it.
Doktor çok güvenilir değil, ona güvenmemelisin.
This ain't never worth 3 shillings, you know very well it ain't.
3 şilinden fazlası etmez, etmeyeceğini sende iyi biliyorsun.
You know very well it's impossible.
Bunun imkansız olduğunu biliyorsun.
You know very well that I have found my true vocation here and that I am devoting myself to it, body and soul.
Sizde biliyorsunuz ki ben burda gerçek işimi buldum, ve hem bedenimi hemde ruhumu sadece işime adıyorum.
Well, you know, I wasn't... It's very seldom I go that fast.
Aslında çok nadirdir o hızla gittiğim.
It is now very clear that you know each other extremely well, gentlemen.
Birbirinizi çok yakından tanıdığınız açıkça anlaşılıyor.
Listen Jack, you know very well that the price of something is neither high nor low when it's not related to its potential use
Dinle, Jack, sen de çok iyi biliyorsun ki bir şeyin fiyatı, onun potansiyel kullanımı söz konusu olduğunda ne yüksektir, ne de alçak. - Doğru mu? - Evet.
It seems you don't know Japan very well, Padre.
Görünüyor ki Japonya'yı pek iyi tanımıyorsunuz, peder.
You see, I come from a very big family, and at dinnertime it was like, well, you know, Madison Square Garden.
- Çok kalabalık bir aileden geldim ve akşam yemeğinde, Evet, biliyorsunuz, Madison Square Garden gibiydi
I know what you mean... and it may be all very well for you and Lester.
Ne demek istediğini anlıyorum... Sen ve Lester için her şey iyi olabilir.
Well, it's very hard here, you know.
Burada hayat çok zor.
You know very well it was a just a put on, nothing more.
Çok iyi biliyorsun ki bu komediydi başka bir şey değil.
- Yes. Well, I know it's gonna be very exciting working with you.
Sizinle çalışmanın heyecanlı olacağını biliyordum.
Cause I was never very good at it, you know? I didn't, uh, do very well.
Çünkü hiçbir zaman iyi değildim.
You know very well it is not just his style of painting.
Sorun yalnızca onun resim tarzı değil, biliyorsunuz.
Well, it's very nice to know you, Paul.
Tanıştığımıza sevindim Paul.
Yes, I do, I know very well how lovely it is, ln a way, I'm happy it happened because now I share a secret with you, and everything's much stronger between us,
Yedinci bölümün sonu.
It was very well received, you'll be happy to know.
- Son derece beğenildi.
But I know very well, and you know it, too.
Niyetim o değildi. Bunu sen de biliyorsun, ben de.
- You know very well it wouldn't.
- Öyle olmayacağını gayet iyi biliyorsun.
You know very well I have to do it.
Bunu yapmak zorunda olduğumu gayet iyi biliyorsun.
You know very well who's done it.
Kim olduğunu gayet iyi biliyorsunuz.
Well, it's very sweet of you. But I'm sort of retired, you know.
Gerçekten çok iyisiniz ama biliyorsunuz ben artık emekli sayılırım.
- You know very well it's Frasier.
- Adı ne? - Adının Frasier olduğunu iyi biliyorsun.
You know very well who wrote it.
Kimin hazırladığını çok iyi biliyorsun.
You know very well it was Charles'idea, Logan.
Bunun Charles'ın fikri olduğunu gayet iyi biliyorsun Logan.
It's wrong that I don't know you very well.
Seni iyi tanımıyor olmam yanlış bir şey.
Well, um, you know, it's really not a very good time for me right now.
Bu pek uygun bir zaman değil.
You know very well, that the American authorities abstained from the lawsuit, because it wasn't about groceries.
Sizi çamurun içine sürüklemek istediğiniz diğer rahip oydu. Sadece Peder Brummel için isimlerini telaffuz etmek istemiyordum. Peder Brummel vaftizinde piyano çalmıştı.
Well, you know, in this market it's actually very difficult... to find good subterranean housing.
Şey, bu piyasada iyi bir yeraltı mekânı bulmak oldukça güç.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]