English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You know nothing about him

You know nothing about him translate Turkish

54 parallel translation
- You know nothing about him?
- Hakkında hiç bilginiz yok mu?
You don't even know him you have no idea what efforts he makes you know nothing about him
Onu tanımıyorsun bile. Ne kadar çabaladığını bilmiyorsun, onun hakkında hiçbir şey bilmiyorsun.
You know nothing about him!
Onun hakkında hiçbirşey bilmiyorsun!
You know nothing about him.
Siz onu bilmiyorsunuz.
To be truthful, you know nothing about him.
Gerçekçi olmak gerkirse, onun hakkında hiçbir şey bilmiyorsun.
You know nothing about him.
Onu tanımıyorsun bile.
You know nothing about him.
Hakkında bir şey bilmiyorsun.
If you know nothing about him, how do you know he's Ugandan?
Eğer onun hakkında bir şey bilmiyorsan, Ugandalı olduğunu nasıl bildin?
So, you know nothing about him?
Yani onun hakkında hiçbir şey bilmiyor musunuz?
You know nothing about him.
Onu hiç tanımıyorsun.
You know nothing about him.
Onu tanımıyorsunuz.
Okay. You're going in there with this guy when you know nothing about him?
Hakkında neredeyse hiç bir şey bilmediğin halde,
- You know nothing about him!
- Onun hakkında hiçbir şey bilmiyorsun!
- You know nothing about him.
- Onun hakkında hiçbir şey bilmiyorsun.
Just like how you know nothing about him except for when he was your kind brother.
Tıpkı senin onun senin iyi abin olduğu zamanların dışında onun hakkında hiçbir şey bilmediğin gibi.
So I guess we learned tonight that you know nothing about him, and I know nothing about me.
Bu geceden öğrendiğimiz şey, onun hakkında hiçbir şey bilmediğindir ve ben de benim hakkımda bir şey bilmiyorum.
You know nothing about him.
Nasıl biri olduğunu bilmiyor musun?
- You know nothing about him.
- Onu tanımıyorsun.
But you know nothing about him.
- Ama hakkında hiçbir şey bilmiyorsun.
Oh, you know nothing about him!
- Onu tanımıyorsun bile.
And because you know nothing about him, the danger may be too great.
Ve hakkında hiçbir şey bilmediğinden, tehlike çok büyük olabilir.
You know nothing about him and me.
- Hakkımızda hiçbir şey bilmiyorsun.
I know nothing about it. Oh, but you yourself took the portfolio into him.
- Ama dosyayı ona sen götürdün.
I know how you feel about cops, but if you give me some leads I could- - l kept telling him, " Don't say nothing.
Polisler hakkında ne düşündüğünüzü biliyorum ama bir ipucu verebilirsen... Ona Sakın konuşma dedim.
As I was saying, I says to him, "If you think I'm going to cart goods which I know nothing about, you've got another thing coming."
Dediğim gibi, ona dedim ki : "Ne olduğunu bilmediğim malları... ... taşıyacağımı sanıyorsan, sana bir sürprizim var."
That one over there, I know nothing about it, but it looks to me as if you'd be better off seeing the back of him.
O adam var ya, sakın yanlış anlamayın, bildiğim bir şey yok ama tanımak isteyeceğiniz bir tip değil gibi.
Unlike you, I know nothing about him.
- Ne olmuş Rohit'e? Sizin aksinize, ben onun hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
Some money has been stolen from him and it is not possible that you know nothing about it.
Bugün parası çalındı ve bu konuda bir şeyler bildiğinizi umuyoruz. Lütfen söyleyin.
The guy with the Colt.45, you don't know nothing about him neither?
Kolt 45 liği olan adam hakkında birşey biliyor musun?
You don't know nothing about him, what his weakness is.
Hakkında hiçbir şey bilmiyorsun. Zayıf noktalarını bilmiyorsun.
Unlike you, I know nothing about him.
Sizin aksinize, ben onun hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
I can't help you, Veronica. Don't know nothing about him.
Onunla ilgili hiçbir şey bilmiyorum.
If I go out with him and I feel nothing, you know how confident I'll feel about turk?
Eğer onunla çıkarsam ve hiçbir şey hissetmezsem, ne kadar emin olurum, düşünebiliyor musun?
You rely on him a lot, for someone you know nothing about.
Tanımadığın biri için ona fazla güveniyorsun.
Truth be told, you know absolutely nothing about him.
Söylenen gerçekler, onun hakkında senin hiçbir şey bilmediğin.
I almost know nothing about yours... what went wrong or why, but you must have seen something in him once.
Seninki hakkında da neredeyse hiçbir şey bilmiyorum. Sorunun ne olduğunu, neden olduğunu ama mutlaka onda bir şeyler görmüş olmalısın. - Gördüm.
Huh, Don'pretend you know nothing about it! I know you gave him a cold medicine.
Bu sabah ona uyku ilacı verdiğini duydum.
But I... You know, I've read all the books about how you're supposed to talk about this stuff, and until it happens, nothing can prepare you for the day when your kid comes home crying after school because some lard-ass called him a science experiment.
Her ne kadar bu konuyla ilgili yazılmış tüm kitapları okusam da okulda ona "bilimsel deney" dedikleri için eve ağlayarak geldiğinde yeterince hazırlıklı olmanın hiçbir yolu yok.
You know, when I told you about Marcus, I thought, well, if nothing else, it'll shake him up a bit.
Sana Marcus'u anlattığımda en azından biraz seni sarsar diye düşünmüştüm.
You know, I've been meaning to tell you, it's probably nothing, but gideon said this thing at drinks about how he never called Amanda, not once, and my gut says to believe him.
Biliyorum, sana söylemem gerekirdi, muhtemelen önemsizdir de ama Gideon içerken Amanda'yı bir kez bile aramadığını söyledi. Ve içgüdülerim ona inanmamı söylüyor.
What do you know about him? Nothing.
- Onun hakkında ne biliyorsun?
What do you know about him? Nothing.
- Bu adam hakkında ne biliyorsun?
So I just want to prove to him that people like us can still do all the normal stuff we used to - you know, like, go for dinner, talk about nothing...
Bizim gibi insanların eskiden yaptığımız normal şeyleri yapabileceğini ona kanıtlamak istiyorum. Yemeğe çıkmak olsun, havadan sudan konuşmak olsun...
You know, someone that can listen to him babble on for hours about absolutely nothing.
Boş boş konuşmalarını saatlerce dinleyecek bir arkadaşa.
I just- - I was talking to Uncle Joel about Ryan, and I feel sad, and I miss him, and--I don't know- - I'm stressed'cause, you know, he was, like, distant Nothing.
Hiçbir şey.
And since I know how you still feel about him, I will stop at nothing to expose you to the Graysons for the fraud you really are.
Ve ona karşı hâlâ beslediğin hisleri bildiğim için olduğun bu sahte kişiyi Grayson'lara kanıtlamak için elimden geleni yapacağım.
This is a 1 7th-century technology, they knew all about mirrors, and you can imagine him perhaps thinking of something like what Tim has thought of, but we know nothing from a documentary point of view of how Vermeer worked, there are no descriptions by him,
Bu 17. yüzyıl teknolojisi, aynalar hakkında her şeyi biliyorlardı, Onun da belki Tim gibi düşündüğünü hayal edebilirsiniz, ama Vermeer'in nasıl çalıştığı hakkında belgelenmiş hiçbir şey bilmiyoruz, onun tarafından ve diğer insanlar tarafından yazılmış bir açıklama yok, çizimler yok...
You know, there's nothing... Nothing cutting edge about him.
.. çığır açıcı olmaması.
You know nothing at all about him?
Onun hakkında hiçbir şey bilmiyor musunuz?
( grunting ) This devil Khalil, he lived with you for a month and you know nothing, nothing about him, hmm?
O şeytan Khalil, aylarca sizle yaşadı ve onun hakkında hiçbir şey bilmiyor musun?
You know nothing about him.
- Adamı hiç tanımıyorsun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]