You know what your problem is translate Turkish
412 parallel translation
You know what your problem is?
Senin derdin ne biliyor musun?
You know what your problem is? You have too much money.
Senin sorunun, çok fazla paran olması.
- You know what your problem is, Harley?
- Senin problemin ne biliyormusun, Harley?
You know what your problem is?
Sorunun ne, biliyor musun?
- You know what your problem is?
- Senin derdin ne biliyor musun?
You know what your problem is?
Senin sorunun ne biliyor musun?
Hey, you know what your problem is?
Sorunun ne biliyor musun?
You know what your problem is, baby?
Sorunun ne, biliyor musun bebek? - Hayır.
You know what your problem is?
Senin sorunun ne biliyor musun, Bay Malone?
You know what your problem is?
Biliyor musun problemin nedir?
Do you know what your problem is?
Senin sorunun ne, biliyor musun?
You know what your problem is? You work like a piece of heavy machinery.
Senin sorunun ne, sana söyleyeyim?
You know what your problem is?
Sorunun ne biliyor musun?
You know what your problem is? Huh?
Senin sorunun ne biliyor musun?
- YOU KNOW WHAT YOUR PROBLEM IS?
- Sorununun ne olduğunu biliyor musun?
You know what your problem is, Andrejka?
Senin sorunun ne, biliyor musun Andrejka?
You know what your problem is, Mom?
Anne, senin problemin ne biliyor musun?
You know what your problem is, man?
Senin derdin ne biliyor musun?
- You know what your problem is?
Senin sorunun ne, biliyor musun? Egon kontrolden çıkmış.
You know what your problem is? That my bladder couldn't make the trip to see a doctor in Anchorage.
Mesanemin beni Anchorage'daki doktora gitmeme engel olması.
- You know what your problem is?
- Senin problemin ne biliyor musun?
You know what your problem is, Eli?
Senin sorunun ne biliyor musun?
Do you know what your problem is? - What?
Senin sorunun ne biliyor musun?
You know what your problem is, Mr Garrett?
Sorunun ne olduğunu biliyor musunuz, Bayan Garrett?
You know what your problem is?
Senin sorunun ne biliyor musun? Geçmişte yaşıyorsun.
You know what your problem is?
Senin sorunun ne, biliyor musun?
You know what your problem is?
Problem nedir biliyor musun?
You know what your problem is?
Yalancı! Senin sorunun ne biliyor musun?
You know what your problem is?
Derdin ne, biliyor musun?
- You know what your problem is? - What`s my problem?
- Bilmiyorum, nedir?
Now, Craig, you know what your problem is? You have no game.
Craig senin tek eksiğin... hiç taktik bilmiyorsun.
Do you know what your problem is, Delenn?
Sorununun ne olduğunu biliyor musun, Delenn?
You know what your problem is, Hathaway?
Senin sorunun ne, biliyor musun Hathaway?
Do you know what your problem is?
Sorunun ne biliyor musun?
- You know what your problem is? - Yeah.
- Serin sorunun ne biliyor musun?
You know what your problem is?
Sorununuz ne, biliyor musunuz?
Just let's go. - You know what your problem is, mister?
- Senin sorunun ne biliyor musun bayım?
You know what your problem is?
Son zamanlarda bu soruyu çok fazla soran var.
You know what your problem is, right?
Sorununun ne olduğunu biliyorsun değil mi?
Do you know what your problem is?
Senin derdin ne, biliyor musun?
You know what your problem is, Flanders?
- Senin sorunun ne biliyor musun Flanders?
You know what your problem is?
Senin derdin ne, biliyor musun?
You know what your problem is?
Senin problemin ne biliyor musun?
- You want to know what your problem is?
Senin sorunun ne biliyor musun? - Ne?
You wanna know what your problem is?
Sen de kendi sorununu öğrenmek ister misin?
- Know what your problem is? - Tell me. - You're just not spontaneous.
Evli erkeklerin çoğu gündüzleri çalışırlar.
You know what your fuckin'problem is, YoYo?
Lanet olası sorunun ne, biliyor musun?
- You wanna know what the problem with your story is?
Çabalayan. - Hikayendeki sorunun ne olduğunu bilmek ister misin?
- You want to know what you problem is? - I'll tell you what your problem is
- Senin sorunun ne bilmek ister misin?
You know, I finally figured out... what your problem is, Dyer.
Sonunda sorununun ne olduğunu anladım Dyer. Neymiş?
You want to know what your problem is, Jeff?
Kahretsin.