You know where to find me translate Turkish
613 parallel translation
In the meantime, you know where to find me.
Beni nerede bulacağınızı biliyorsunuz.
- Well, how did you know where to find me?
- Peki, beni bulacağınız yeri nasıl bildiniz?
When you want me, you know where to find me.
Beni istersen nerede olduğumu biliyorsun.
How'd you know where to find me?
Bana nasıl ulaştın?
How'd you know where to find me?
Beni nerede bulacağını nasıl bildin?
If anything important happens, you know where to find me.
Önemli birşey olursa, beni nerede bulacağını biliyorsun.
Well, you know where to find me if you want me.
- Beni nerede bulacağını biliyorsun.
- How'd you know where to find me?
- Beni nerede bulacağını nasıl bildin?
You know where to find me, for better or for worse.
Beni nerede bulacağınızı biliyorsunuz iyi de olsa kötü de olsa.
Whenever you get to Texas, you know where to find me.
Teksas'a geldiğinde beni nerede bulacağını biliyorsun.
You know where to find me.
Beni nerede bulacağınızı biliyorsunuz.
- Then you know where to find me.
- O zaman beni nerede bulacağını biliyorsun.
- How did you know where to find me?
- Burada olduğumu nereden bildiniz?
You need any more help, you know where to find me.
Yine yardım gerekirse, nerede olduğumu biliyorsunuz.
I'm through with that. You want me, you know where to find me.
İstediğin zaman, beni bulacağın yeri biliyorsun.
Well, you know where to find me.
Eh, beni nerede bulacağını biliyorsun.
You wanna grow onions, you know where to find me.
Soğan yetiştirmek istersen, beni nerede bulacağını biliyorsun.
You want me, you know where to find me.
Beni istiyorsan, nerede bulacağını biliyorsun.
If you want to talk it over, you know where to find me.
Görüşmek istersen beni nerede bulacağını biliyorsun.
You know where to find me.
Beni bulacağın yeri biliyorsun.
If you need me, you know where to find me.
Bana ihtiyacınız olursa beni nerede bulacağınızı biliyorsunuz..
You know where to find me if you need me.
Bana ihtiyacın olursa beni nerede bulacağını biliyorsun.
If any of you guys need a place to crash, you know where to find me.
Uyuyacak bir yere ihtiyacınız olursa, beni nerede bulacağınızı biliyorsunuz.
If there's anything else, you know where to find me.
- Bir şey olursa, yerimi biliyorsunuz.
You know where to find me.
Beni nerede bulacağınızı biliyorsun.
- How'd you know where to find me? - Where else?
- Burada olacağımı nereden bildin?
You know where to find me.
Beni nerede bulacağını biliyorsun.
Put it anywhere you want to John, You know where to find me,
Sen nerene sokmak istersen sok. - Beni nerede bulacağını biliyorsun.
- You know where to find me?
Beni nerede bulacağını biliyor musun?
You know where to find me... if you want to talk.
Konuşmak istersen beni nerede bulacağını biliyorsun.
how you know where to find me?
Beni nerede bulacağını nasıl bildin?
Well how did you know where to find me?
Beni nerede bulacağını nasıl biliyordun? Bilmiyordum.
Hey, if you change your mind, you know where to find me, huh?
Fikrini değiştirirsen beni nerede bulacağını biliyorsun, tamam mı?
If you need me, you know where to find me.
Bana ihtiyacınız olursa nerede olduğumu biliyorsunuz.
If you ever need help, you know where to find me.
Yardıma ihtiyacın olursa, beni nerede bulacağını biliyorsun.
Any more questions, you know where to find me.
Unutma ismim Guy.
You know where to find me...
Beni nerede bulacağını biliyorsun.
But if ever you feel you want to talk to me, you know where you can find me.
Ama bir gün benimle konuşmak isterseniz beni nerede bulabileceğinizi biliyorsunuz.
If the cops find out we're together or if you try to cross me up... You know, you make pretty good targets from where I sit.
Eğer polisler birlikte olduğumuzu öğrenirlerse veya bana engel olmaya çalışırsanız bilirsiniz, oturduğum yerden sizi hedef tahtasına çeviririm.
If you get any second thoughts, you'll know where to find me.
Fikrini değiştirecek olursan beni nerede bulacağını biliyorsun.
You'll always know where to find me.
Beni nerede bulacağını hep bileceksin.
- And you'll know where to find me.
- Ve beni nerede bulacağını bileceksin.
Unlike you, money means nothing to me. I know where to find it.
Senin tersine, para benim için bir şey ifade etmiyor.
He told me you'd know where to find him.
O sana onu nerede bulacağını söyler dedi.
How'd you boys know where to find me?
Burada oldugumu nasiI ögrendiniz?
Ah ok, let me know where to find you, eh?
Gideceğiniz yeri bildirirseniz çok sevinirim.
You'll know where to find me.
Beni nerede bulacağını bilir.
You wanna do business, you know where to find me.
- Kahrolası.
So if you get bored with playing chaperon, you'll know where to find me.
Yani, eğer refakatçiyi oynamaktan sıkılırsanız beni nerede bulacağınızı biliyorsunuz.
For you to know where to find me.
Beni bulacağın yeri bilesin diye.
Either you work for me, or that reporter Joe Klein gets the videotape of you flashing out of here earlier tonight. You know where to find me.
Ama ya annemi öldüren adam benim gibiyse?