You need to eat something translate Turkish
94 parallel translation
You need to eat something to keep going.
Devam edebilmek için yemelisiniz.
You need to eat something to keep your strength up.
Gücünü toplamak için bir şeyler yemelisin. Haydi.
You need to eat something.
Yemek yemelisin.
Dawn, you need to eat something.
Dawn, bir şeyler yemelisin.
You need to eat something.
- Zaten aç değilim. Bir şeyler yemelisin.
- Honey, you need to eat something.
- Yavrum, yemelisin bir şeyler.
You need to eat something.
Bir şeyler yemen lazım.
You need to eat something.
Bir şeyler yemen gerekiyor.
- You need to eat something.
- Bir şeyler yemen lazım.
You need to eat something.
Bir şeyler yemek zorundasın.
You need to eat something.
Bir şeyler yemen gerek.
You need to eat something sugary if your blood sugar level goes down.
Kan şekerin düştüğü zaman tatlı bir şeyler yemelisin.
You need to eat something.
Bir şeyler yemenizin lâzım.
Honey, you need to eat something.
Tatlım, bir şeyler yemelisin.
You need to eat something.
Yemeğe ihtiyaçın var.
You need to eat something that your body knows how to burn off, like a fruit or a vegetable.
Vücudunun, nasıl yakacağını bildiği şeyleri yemelisin. Sebze ya da meyve gibi.
You need to eat something.
Bir şey yemen gerek.
You need to eat something.
Bişeyler ye
Honey, you need to eat something before practice.
Tatlım, antrenmandan önce bir şeyler yemelisin.
You need to eat something before you go to school, okay?
Hadi tatlım. Okula gitmeden önce bir şeyler yemelisin.
You need to eat something.
Bir şeyler yemelisin.
Come on, honey, you need to eat something.
Hadi ama tatlım, bir şeyler yemelisin.
MOM : Aiden, honey... you need to eat something.
Gel bşeyler ye
If you need something to eat or somewhere to sleep, I'm at your service.
Yiyecek bir şeye ya da... yatacak bir yere ihtiyacınız varsa, hizmetinizdeyim.
You need something to eat.
- Bir şey yemek zorundasın.
Do you need some food or something to eat?
Yiyecek bir şeyler ister misin?
You need something to eat. Come to the kitchen.
Bir şeyler yemen gerek, mutfağa gel.
You might need something to help you since you've no experience, and the simplest way is to eat Wasabi.
Tecrübeniz yoksa yardım edecek birşeyler kullanabilirsiniz, ve en basiti Wasabi yemektir.
Why would people who eat with sticks invent something you need a fork to eat?
Çubukla yiyen insanlar çatalla yenen bir şeyi niçin icat etsin?
If you don't need something to eat, you can go back to your seat.
Eğer birşeyler yemeyecekseniz, yerinize dönebilirsiniz.
You need something to eat?
Yemek ister misin?
I need something to eat, don't you understand?
Sadece keçi eti ve şekerle beslenemem. Başka şeyler de yemeliyim. Anlıyor musun?
- You need something to eat.
- Bir şeyler yemelisin.
You need to eat something.
Birşeyler yemen gerek.
You need something to eat.
Bir şeyler yemelisin.
"Ashley, you really need to eat something."
"Ashley, gerçekten de bir şey yemen gerek."
You need to bulk up some, eat some chicken, fried steak or something.
Biraz cüsse kazanmalısın, biraz tavuk ye, kızarmış et ya da onun gibi birşey.
You really need to eat something.
Gerçekten birşeyler yemelisiniz.
Edith, do you need something to eat?
Edith, yiyecek bir şey ister misin?
Now we need to find you something delightful to eat.
Şimdi sana harika yiyecekler getirme vaktidir.
I think you need to get something to eat.
Bence artık bir şeyler yemelisin.
We need to get you something to eat.
Sana yiyecek bir şey almalıyız.
I really want to do it myself. Well, I... look, I need you to eat something, all right?
Bak, birşeyler yemen gerekiyor, tamam mı?
Call me if you need something to eat, Chief.
- Tamamdır. Yiyecek bir şeye ihtiyacın olursa beni ara, Şef.
My brain is broken, but you just need to eat something.
Benim beynim arızalı. Ama sen bir şeyler yiyebilirsin pekala.
Hey, buddy, but I still need you to eat something.
Dostum, yine de bir şeyler yemen lazım.
You really need to eat something good.
Vücuduna dikkat etmelisin.
Do you need something to eat?
Sana yiyecek bir şey alayım mı?
They say you need too eat to gain something.
Kazanmak için bir şeyler yemen gerektiğini söylediler.
You want something to eat, you're gonna need to make it yourself.
Yiyecek bir şeyler istersen kendi başına hazırlamak zorundasın.
You need something to eat.
Yiyecek lazım olur.