You really don't get it translate Turkish
231 parallel translation
I really do want you to forgive me... don't let it get away!
Yoksa hepimizin sonu olur. Onun kaçmasına izin verme Gözlüklü!
- You don't really. But from then on, you get it from cops, taxi drivers... bellboys, delicatessen dealers.
- Hiç sanmıyorum, ama o andan itibaren bunu zaten polisler, taksi şoförleri, belboylar ve mezecilerden kaparsın.
We don't really need it, but my orders are to get a confession out of you, too, before the trial.
Her ne kadar gerek olmasa da duruşmaya kadar senin de itiraf ettirilmen emrini verdim.
Really, you don't get it?
- Oh, tabi anlamıyorsun.
You know, it's really a shame you don't get along better with Krug.
Krug'la anlaşamaman gerçekten utanç verici bir durum.
I don't really care if either of you... get any pleasure out of it.
Açıkçası ikinizden birinin... zevk alıp almaması umurumda değil.
You guys can never get it if you don't even try. Look, I really don't. You get thing that go so seriously.
Bak, bu durumun ciddiyetini anladigini sanmiyorum.!
Poor darling, you really don't get it, do you?
Zavallı güzelim, gerçekten hiçbir şey anlamıyorsun.
You really don't get it.
Gerçekten de anlamamışsın.
You really get into it, don't you?
Gerçekten bu işe girdin, değil mi?
But, if I really get into it and start camouflaging it, I don't think you even be able to read it.
Ama, eğer gerçekten onun içinde isem onu kamuflaja sokmalayım, Senin bile okuyabiliceğini sanmıyorum.
- its weird you know like you get all dressed up an the make up and y'know the photographers an like you really feel like you've made it, sort of, like ok things are happening now its weird I mean I'm you know I'm not a model I don't really
Geri getir onları. Çok tuhaf.Giyiniyorsunuz, makyajınız yapılıyor, fotoğrafçılar geliyor. Gerçekten başarılı olduğunuzu hissetmeye başlıyorsunuz.
You don't really get it.
Gerçekleri anlamıyorsun.
They don't really think about those things... till you get out there and you say, "My stomach's growling now." Or, " It's getting cold out here.
O tip şeyleri pek düşünmezler ta ki evden kaçıp da, "Karnım guruldamaya başladı." ya da " Hava iyice soğudu.
You really don't get it, do you?
Gerçekten anlamıyor musun?
They get big, ugly-Iooking bruises, but they don't really get hurt, not if you do it right
Büyük, kötü görünen morluklar oluşur, ama aslında acımazlar, eğer doğru yapmayı becerirsen.
I don't wanna get into it, but I have to tell you, it is really, really serious.
Bu konuyu açmak istemiyorum ama ilişkimizin ciddi olduğunu sana söylemek zorundayım.
I don't look it, but I can get really nasty! - You can?
- Ben çok edepsizleşebilirim!
You don't really get it, do you?
Bunu gerçekten yapmayacaksın, değil mi?
She is doing the best she can to get us home, and if you don't like the way she's doing it, I really don't want to hear about it.
Bizi eve götürebilmek için, elinden gelenin en iyisini yapıyor, ve yöntemleri hoşuna gitmiyorsa, bunu senden bir daha duymak istemiyorum.
I know a lot of you out there really love this music, but I just don't get it.
Bu müziği sevenler olduğunu biliyorum ama bunu hiç anlamıyorum.
You really don't get it, do you?
- Bunu gerçekten anlamıyorsun, değil mi?
But you don't get to make it better by being this really great guy... who only likes the insides of people.
İnsanların sadece beyinlerine bağlı olmak sana bir şey kazandırmıyor.
I'm gonna make sure you get the money... and we can spend it together when you do...'cause I don't even really work for them.
Seni temin ederim parayı alacaksın... ve aldığında da birlikte harcayabiliriz... çünkü aslında ben onlara çalışmıyorum.
You really don't get it, do you?
Hiç anlamıyorsun, değil mi?
But, you know, I really want something, I don't give up till I get it.
Fakat bir şeyi istiyorsam, onu elde edene kadar, vazgeçmem.
You really don't get it.
Sen anlamıyorsun.
You really don't get it, do you?
Gerçekten de anlamıyorsunuz, değil mi?
- i'm not a girl one manages to fuck you really don't get it.
- Ben becerilecek kızlardan değilim.
Why don't we, uh, lock you up with a serious bunch of hardcases and get you really good at it.
Niçin biz, uh, seni bu seri suçlularla kapatıp daha iyi bir işle uğraşmayalım.
You really don't get it, do you?
Sen, gerçekten bişey anlamıyorsun, dimi?
And if you don't like what you got, then you can send it back... or you get what you pay for, or just participating, just really making choices.
Aldığını beğenmezsen geri gönderebilirsin ya da ödediğini geri alırsın ya da sadece katılırsın seçim yapabilmek için.
Don't you think it takes time to get to know people? I mean, really know them.
Sen insanları tanımak için zaman harcamak ister misin?
We don't really have anything... but if you wanted something and we had it, I'd get it for you.
Aslında bir şey yok. Ama bir şey isteseydiniz memnuniyetle getirirdim.
I wish I didn't do it actually because I I was really hoping that maybe we could get together for coffee, or something because I though you were really nice and... um... y'know, I don't meet that many people who are nice to me.
Keşke yapmamış olsaydım çünkü ben aslında belki buluşup bir kahve falan içeriz diye ummuştum çünkü bence gerçekten çok iyisin.
You know how, you say like if you was playing hide-and-go-get-it and you get it, but you don't really get none of it but you get it?
Nasıl anlatsam bilmiyorum. Saklambaç oynarken birini ele geçirirsiniz.
Oh, honey. You really don't get it, do you?
Önemli olan birlikte olup kutlamak.
but i've always believed you can't get pregnant if you don't really know the person. that's complete crap, isn't it?
Bu resmen palavraymış, değil mi?
- Yeah. I don't really get what it was all for, but.... - You get that, do you?
- Demek bunu anladın.
- You really don't get it, do you?
- Anlamıyorsun, değil mi?
You really don't get it, do you?
Anlamıyorsun değil mi?
When you don't really know what you into, and it get a little rough for you makes you downshift.
Senin için bütün işi görür. Zirveye çıkarır... ... ve yere bırakır.
You really don't get it, do you, Hank?
Hiç anlamıyor musun Hank? Bana bak!
Don't get me wrong, it's really nice seeing you...
Beni yanlış anlamayın, sizi görmek güzeldi...
It's just I don't really get out much, you know?
Harika bir spor. Sadece çok ilgilenmem.
- Okay, look, Jeff I don't like to use my gun unless it's in self-defense or at a really good sale but if you don't go back and get those CHCs, I have to- -
- Tamam, bak, Jeff nefsi müdafa ya da çok ciddi bir durum olmadıkça silahımı kullanmayı sevmiyorum ama geri gitmez ve şu çıktıyı almazsan yapmak zorundayım...
And then you get caught up in it and you get kind of into it and just don't even have time to really ask questions about it.
Ve birden kendini olaya kaptırırsın ve artık o iştesindir ve kendini sorgulamak için... vaktin bile kalmamıştır.
- No, really you don't have to do that. - Lemme get it.
- Hayır, gerçekten, bunu yapmak zorunda değilsin.
And then you get caught up in it and you're kind of into it and just don't even have time to really ask questions about it.
Ve birden kendini olaya kaptırırsın ve artık o iştesindir ve kendini sorgulamak için... vaktin bile kalmamıştır.
and they have real intimacy... which takes years to achieve, you know... you're not gonna get it with somebody you don't know very well,... not that there really is such a thing as'casual sex'.
ve elde etmesi yıllarca süren gerçek samimiyete sahip olurlar, biliyorsunuz iyi tanımadığınız biriyle, asla bunu yaşayamazsınız,... sıradan seks gibi bir şey değil bu.
- You really don't get it.
- Gerçekten saçmalıyorsun!