You seem like a nice guy translate Turkish
102 parallel translation
- Yes, you seem like a nice guy, but tell your Americans I'm not selling.
Çok sempatiksiniz ama boşuna ısrar etmeyin. Amerikalılarınızı bulun ve satmayacağımı söyleyin.
I'd like to help you because you seem like a nice guy.
Size yardım etmek istiyorum, çünkü iyi bir adama benziyorsunuz.
You seem like a nice guy.
Sen iyi birine benziyorsun.
You seem like a nice guy. But I really don't have the time.
İyi birine benziyorsun, ama zamanım yok.
You seem like a nice guy.
İyi birine benziyorsun.
Look, you seem like a nice guy, but you're just not my type.
Bak, iyi birisine benziyorsun ama tipim değilsin.
You seem like a nice guy since you can make a pretty thing like this.
Bu güzel şeyi yaptığından beri iyi bir adam gibi görünüyorsun.
Now, you seem like a nice guy to me.
İyi bir çocuğa benziyorsun. Ondan hoşlanıyor musun?
You seem like a nice guy, but I just don't date cops.
Hoş birine benziyorsun ; ama polislerle çıkmam.
You seem like a nice guy.
İyi bir çocuğa benziyorsun.
- You seem like a nice guy, and, uh...
- İyi bir çocuksun ve ee...
And you seem like a nice guy...
İyi birine benziyorsun.
You seem like a nice guy.
İyi bir adama benziyorsun.
Look, look, look, you... you seem like a nice guy.
Bak, bak, bak, hoş bir adama benziyorsun.
And he... he just looks at me and he said, "because you seem like a nice guy."
Bana baktı "çünkü iyi bir adama benziyorsun." dedi.
You seem like a nice guy, stranger.
İyi bir adama benziyorsun yabancı.
I don't know, you seem like a nice guy.
- Bilmem, iyi bir adama benziyorsun.
You seem like a nice guy so I don't want to drag this on.
İyi birisine benziyorsun. Konuyu dolandırmak istemiyorum.
HEY, RALPHIE, YOU SEEM LIKE A NICE GUY.
Hey Ralphie. Sen iyi birine benziyorsun.
But you seem like a nice guy, so... okay!
Ama sen iyi birine benziyorsun. Tamam, vereyim.
- Wow. You seem like a nice guy.
Vay canına, çok iyi birine benziyorsun.
Hey, listen.You know what? You seem like a nice guy, and it would be great to parade you in front of my ex, but, uh, then I'd be using you.
Bak, sen çok hoş birisin ve eski sevgilimin önünde seninle gösteriş yapmak iyi olurdu ama seni kullanmış olurdum.
Jeong-do you seem like a nice guy.
Jeong-do iyi bir adama benziyor.
But you seem like a nice guy.
Ama iyi bir adama benziyorsun.
Yeah, you seem like a nice guy.
Evet, iyi birine benziyorsun.
You seem like a nice guy.
İyi birisine benziyorsunuz.
You seem like a nice guy, and I appreciate all you tried to do for me, but a tiger don't change his stripes.
Sen iyi birisin ve benim için yapmaya çalıştıklarını takdir ediyorum. Ama, Kaplanın çizgilerini değiştiremezsin.
Please, I am bored. You seem like a nice guy, but I am just working on something. With that ball will be nice, but...
Lütfen, öyle sıkıldım ki Sen iyi bir çocuğa benziyorsun ama ben birşeylerin tam ortasındayım çok eğlenceli olurdu ama...
Paul, you seem like a nice guy, but let's be honest :
Paul, iyi bir adam gibi görünüyorsun.
You seem like a nice guy with manners.
İyi bir adama benziyorsun.
Listen, Laverne you seem like a nice guy but as long as you're wearing that badge you can't help me.
Dinle Laverne, iyi birine benziyorsun, ama o rozeti taktığın sürece bana yardımın dokunmaz.
- But you seem like such a nice guy.
- Kahretsin. Çok iyi birine benziyordu.
So.... I mean, you just, you seem like a really nice guy.
İyi birine benziyorsun.
Look, John, you seem like a perfectly nice guy and all.
Bak John, harika bir adam gibi görünüyorsun.
You seem like a nice guy.
Siz iyi bir insana benziyorsunuz.
You seem like a really nice guy, but I gotta be honest.
İyi birine benziyorsun, ama dürüst olmalıyım.
Look, Raymond, I know we just met, and you seem like a really nice guy, but I think I should tell you a little something about myself.
Bak, Raymond, gerçekten hoş bir erkek gibi göründüğünü ve yeni tanıştığımız biliyorum. fakat sanırım sana kendim hakkında birkaç şey söylemeliyim.
You seem like a nice enough guy... sketchy employment details not withstanding... but I'm here for a convention, not to go on dates.
Yeterince iyi birine benziyorsun, anlamadığım iş meseleleri haricinde, ama buraya bir konferans için geldim, flört etmek için değil.
You seem like a really nice guy, but...
İyi birine benziyorsun ama...
Alex... and I'm not saying this to be mean because you actually seem like a nice enough girl and I like your pants... but you are this week's yard guy,
Alex... bunu kırıcı olmak için söylemiyorum çünkü iyi bir kıza benziyorsun ve pantolonunu beğendim... ama sen bu haftaki "bahçıvan" sın.
You seem like a nice lady but... that guy is crazy.
Siz iyi bir bayana benziyorsunuz ama... o adam tam bir deli.
You seem like a really nice, smart guy.
Sen çok iyi ve akıllı birine benziyorsun.
You seem like a very nice guy, but don't vampires kill people?
Sen çok iyi birine benziyorsun, ama vampirler insanları öldürmezler mi?
And you seem like a really nice guy.
Gerçekten kibar birine benziyorsun.
You seem like a really nice guy.
Sen çok hoş birine benziyorsun.
You seem like a really nice guy, Stevie, but to tell you the truth, I just don't think it's gonna work out. Well, um...
Peki.
So far, you seem like a really nice guy, but I'm not gonna be standing there at midnight, next to a bunch of people kissing all over each other, next to some fucking dud!
Şimdilik, gerçekten iyi birine benziyorsun. Ama saat gece yarısı olduğunda çevremde herkes birbirlerinin her yerini öperken yanımda bir gerzekle dikilmeyeceğim!
You seem like a nice enough guy.
İyi yürekli bir adama benziyorsun.
Look, you seem like a really nice guy, but I can't tell you anything.
Dinle. Çok iyi birine benziyorsun ama sana bir şey anlatamam.
You seem like a nice guy.
Pekala.
Okay, well, now, mr. spencer, you seem like a nice enough guy, but...
Pekala Mr.Spencer, tutarlı görünüyorsunuz, ama...