You should have been there translate Turkish
204 parallel translation
Well, you should have been there.
Orada olmalıydınız.
- Boy, you should have been there.
- Aman Yarabbim, görecektin.
You should have been there, Chuck.
Orada olmalıydın, Chuck.
You should have been there!
Orada olmalıydınız!
What a party. You should have been there.
Ne partiydi ama, orada olmalıydın.
You should have been there.
Sen de gelmeliydin.
Well, my dear, you should have been there.
Tatlım, orada olsaydın keşke.
You should have been there.
Orada olmalıydın.
Oh, Louis, you should have been there.
Louis, orada olmalıydın.
Oh, you should have been there.
Sen de orada olmalıydın.
You should have been there, Bernie.
Orada olmalıydın, Bernie.
Oh, Henry, you should have been there.
Oh, Henry, orada olmalıydın.
You should have been there the day I freed my goldfish.
Balığımı serbest bıraktığımda, orada olmalıydım.
You should have been there.
West, orada olmalıydın.
You should have been there, Tom.
Orada olmalıydın, Tom.
- Really, you should have been there.
- Sahi, keşke sen de olsaydın.
You should have been there.
Orada olman lazımdı.
You should have been there. It was beautiful.
Sen de orada olmalıydın, çok güzeldi.
You should have been there.
Orada olup görmeliydin. Evet.
You should have been there.
Öğle yemeğinde.
- You should have been there.
- Orada olmalıydın.
Oh, you should have been there, Harry.
Oh, orada olmalıydın, Harry.
You should have been there Leyla It was a lot of laugh
Orada olmalıydın, Leyla. Çok komikti.
You should have been there, Father.
Görmeliydin baba.
But you should have been there last night, cos I ran into Buffy.
Ama dün gece orada olmalıydın. Buffy'yle karşılaştım.
You should have been there, Marie.
Orada olmalıydın, Marie.
Oh, you should have been there, Horatio.
Orda olmalıdın, Horatio.
Yo, you should have been there, man.
Orada olmalıydın adamım.
You should have been there last year.
Geçen sene orda olmalıydın.
Ah, Mr Osborne, you should have been there.
Ah, Bay Osborne, orada olmalıydınız.
You should have been there, André.
Orada olmalıydın André.
You've told me there's already someone who knows... but do you realise that it should have been you instead of Carroll?
Bana demiştin ki ; zaten bilen birisi... Caroll değil de öldürülenin sen olabileceğinin farkında mısın?
You, uh, you should have been there.
Sen orada olmalıydın.
You should have been out there.
Sahneye sen çıkmalıymışsın.
You should have been out there sailing with us today.
Bizimle açılmalıydın.
You saying I should have been there? I ain't saying a damn thing.
- Orada olmam mı gerekiyordu yani?
You should have fucking been there and done something!
Orada olup bir şeyler yapmalıydın!
I should have been there for you, sis.
Sana destek olmalıydım, kardeşim.
You're only one guy Gary. Marissa, that plane went down today and I should have been there, me not anyone else, but me!
Marissa, bugün o uçak düştü ve ben orada olmalıydım.
You were hanging around in there, lazing on the job when you should have been downstairs in the basement cleaning out those old carpets and scrap wood.
Orada takılıyordun, işten kaytarıyordun senin aşağıda bodrumda eski halıları temizleyip, odun kırman gerekiyor.
Once again, let me remind you, there is a 20-second delay, so when the picture comes back to us, the comet should already have been knocked off its present course.
Tekrar hatırlatayım. : 20 saniyelik bir gecikme var dolayısıyla resimler bize ulaştığında kuyrukluyıldız yörüngesinden saptırılmış olacak.
It should have been you up there.
Orada sen olmalıydın.
Look, I know why you broke up with me in college... and not that it wasn't messed up... but I should have been there for you.
Bak, üniversitede benden neden ayrıldığını biliyorum... ve adil olmadığından değil... ama senin yanında olmalıydım.
I should have been there with you.
SENiN YANINDA OLMALIYDIM.
Yeah, yeah, I'm fine. I just, you know, should have been there.
Evet, evet, iyiyim.Sadece, orada olmalıydım.
You've been in hell the last three days and I should have been there giving you everything that you've given me.
Son üç gün boyunca cehennem azabı çektin. Benim de yanında olup senin bana verdiğin her türlü desteği sana vermeliydim.
I probably should have been smart enough to say this when you were out there.
- Ziyanı yok. Muhtemelen oraya geldiğinde bunu söyleyecek kadar akıllılık etmeliydim.
That should have been you up there.
Oradaki sen olmalıydın.
I should have been there for you.
Yanında olmalıydım.
I should have found time to tell you earlier, I did have children with my second wife, Hilary, and there was a time when I was with Lindsay when that was all I wanted and, no, I've not been the best father in the world, yes, I could have been there more than I have, and obviously I've got regrets.
... daha önce söylemeliydim ama ikinci karımla çocuklarım oldu. Lindsay ile bir zaman geldi ki bütün istediğim buydu Hayır, dünyanın en iyi babası olamadım.
My best friend should have been there. Whatever it was... you should have gotten out of it.
Seni engelleyen her ne ise bu defalık bırakıp gelmeliydin.