You think i'm a fool translate Turkish
160 parallel translation
But don't you think for one moment that I'm such a fool... as not to have something to say about Manchester.
Ama Manchester hakkında... söyleyecek bir şeyi olmayacak kadar aptal mıyım sizce?
I suppose you'll think I'm a meddling old fool, but... You know, I'd feel a good deal better if you'd clear out of this place after you're married, and have nothing more to do with Mr. Beaumont.
Benim ihtiyar bir bunak olduğumu düşünüyorsunuzdur ancak evlendikten hemen sonra buradan ayrılır ve bay Beaumont'la daha fazla muhatap olmazsanız sevinirim.
You think I'm a fool and a spoiled brat.
Aptal ve şımarık veledin teki olduğumu düşünüyorsun.
You think I'm a fool?
Sen beni aptal mı sandın?
You'll think I'm mad or a fool if I told you that your friend, Godovsky, was an officer of the Gestapo.
Eğer arkadaşın Godovsky'nin Gestapo subayı olduğunu sana söyleseydim, ya çılgın ya da ahmak olduğumu düşünürdün.
- You must think I'm a real fool.
- Aptalın teki olduğumu düşünüyor olmalısın.
I'm not such a fool as you think, Sylvester Kee.
Sandığın kadar aptal değilim, Sylvester Kee.
I know you think I'm a fool, Bert. But I can't help it.
Aptal olduğumu düşündüğünü biliyorum.
Pops, I know I'm a fool but if I tell you something, you won't think I'm silly, will you?
Baba, ahmağın teki olduğumu biliyorum ama sana bir şey söylesem, bir aptal olduğumu düşünmezsin, değil mi?
Do you think I behaved like a fool?
Sence aptallık mı yaptım?
I've always respected you, do you think I'm a fool?
Sana her zaman saygı duydum, beni aptal mı sanıyorsun?
- lt's a woman. Do you think I'm a fool?
- o bir kadın. aptal olduğumu mu sanıyorsun?
I get it. Because I do my duty, because I have respect for all.. You southerners think I'm a fool.
Anladım ki o zamandan beri benim görevime saygımdan dolayı, susmuşum..... Ama İtalya'nın en aptal adamı benmişim.
- You do think that I'm a fool, don't you?
- Aptal olduğumu düşünüyorsun, değil mi?
Whatever you may think of me, you must know that I am not a fool.
Benim hakkımda her türlü şeyi düşünebilirsiniz, ama bir aptal olmadığımı bilmelisiniz.
You think I'm a fool?
Sence ben aptal mıyım?
You think I'm a fool who believes in fairy tales.
Peri masallarına inanan bir ahmak olduğumu mu düşünüyorsun? .
So, you think I'm a fool!
Demek, budala olduğumu düşünüyorsun!
You might think I'm a fool, but even a fool has limits!
Size göre bir aptal olabilirim ama artık çok oldunuz!
You think I'm a fool.
Kim bilebilir ki.
You must think I'm a fool!
Beni aptal sanıyorsun galiba!
- Can't you drive? - Do you think I'm a fool?
Bilmiyorum becerebilir miyim?
- You'll think I'm such a fool.
- Aptalın biri olduğumu düşüneceksin.
You think I'm a fool?
Beni aptal mı sanıyorsun?
You think I'm fool enough to give you a charged phaser?
Sana dolu bir fazer verecek kadar aptal mı sandın beni?
What do you think, I'm a fool?
Beni aptal mı sandın?
You think I'm a fool.
Beni aptal mı sanıyorsunuz?
Miss, I hope you don't think that I can be made a fool of indefinitely.
Bayan, umarım ki benim sonsuza dek aptal yerine konulabileceğimi düşünmüyorsunuz.
It's fine if you think I'm a fool.
Salak gibi görünmek istemiyorsan sorun değil
I think I'm being taken for a fool. And you?
Bizi enayi yerine koyduklarını düşünüyorum!
You think I'm a fool because I object to my wife being displayed naked in front of half the people I know...
Karımın Portland'daki tanıdıklarımın yarısının önünde çıplak şekilde sergilenmesine karşı çıktığım için mi aptal oluyorum?
What do you think, that I am a fool?
Ne düşünüyorsunuz, ben aptal mıyım?
You must think I'm a fool.
Sen beni aptal sandın herhâlde.
Oh, what do you think I am, boy? A fool?
Sence ben aptal mıyım?
You think I'm a fool?
Beni aptal mı sandın?
I'm not as big a fool as you think I am, Broder.
Düşündüğün kadar aptal biri değilim Broder.
I feel like a fool calling you, but I think one of my clients, Paul Sheldon, might be in some kind of trouble.
Sizi aradığım için aptal gibi hissediyorum ama müşterilerimden biri, Paul Sheldon " un başı dertte olabilir.
Do you think I'm a fool?
Sen beni aptal mı sanıyorsun?
You think I'm a fool?
Aptal olduğumu mu sanıyorsun?
Do you think I'm a fool?
Beni aptal mı zannediyorsunuz?
Do you think I'm a fool!
Beni aptal mı sandın!
I'm thinking you are a fool to even think you're getting this commercial.
Oynayabileceğini sanmanın bile aptallık olacağını düşünüyorum.
You think I'm a country fool! . Rohleder..
Benim cahil bir göt olduğumu düşünüyorsunuz.
You think I'm a fool, eh?
Sen beni enayi mi sanıyorsun, - eh?
You think i'm some kind of fool just'cause I wear a cowboy hat?
Kovboy şapkası takıyorum diye aptal olduğumu mu sanıyorsunuz?
I'll tell you what I have longed to tell you for some time that I think you're a fool for not having responded to it.
Sana bir süredir söylemeye can attığım bir şeyi söyleyeceğim, bence buna karşılık vermediğin için bir aptalsın.
You know that! You think I'm a fool?
Aptal olduğumu mu sanıyorsun?
Do you think I'm a fool?
Aptal olduğumu mu sanıyorsun?
I think maybe you're beginning to realize I'm not your enemy, and only a fool would kill a friend.
Belki de, en sonunda, senin düşmanın olmadığımın farkına varmaya başladın, ve ancak bir aptal arkadaşını öldürebilir.
You think I'm a fool.
Aptal olduğumu düşünüyorsun.
If anybody's a fool, Ruth, it's me because I don't think I ever really gave you a chance.
Aptal olan biri varsa o da benim Ruth... çünkü sana hiç şans tanımadım.