You won't find anything translate Turkish
121 parallel translation
And if you find anything more... you'll just remember old Putty Nose, won't you?
Başka şeyler de bulacak olursanız Karga Burun abinizi unutmayın tamam mı?
You won't find anything cheap around here.
Buralarda ucuz bir şey bulamazsın.
You won't find anything but honesty in my body!
- O bir şey söyledi... Benim vücudumda sadece dürüstlük yüklü.
If I don't find anything, you won't pay me anything.
Bir şey bulamazsam bana ödeme yapmazsınız.
You won't find anything here.
- Burada bir şey bulamayacaksınız.
You won't find anything out there except a hot grave.
Orada sıcak bir mezardan başka birşey bulamayacaksın.
You won't find anything to take in this town.
Bu kasabada alacak bir şey bulamazsınız
You won't find anything in that.
İçinde bir şey bulamazsın.
That's the one with the leaky roof, but you won't find out about it..... until it rains, and then it'll be too late to do anything except swim out if it.
Bu çatısı akan oda, ama yağmur yağana kadar fark etmezsiniz, sonra yüzmenin dışında bir şey yapmak için artık çok geç olur.
You won't find anything around here.
Burada bir şey bulamazsın.
You won't find anything in that store, Susan.
Susan, burada bir şey bulamazsınız.
You won't find anything.
Hiçbir şey bulamaz.
You won't find anything on Serpico.
Serpico'nun üstünde hiçbir şey bulamazsın.
You won't find anything trying to get her attention like a child
Çocukken olduğu gibi... onun dikkatini çekecek hiçbir şey bulamayacaksın.
You won't find anything here.
Burada hiç bir şey bulamayacaksınız.
They won't do anything to endanger the life of their new capo di tutti-frutti... unless they find out you chucked your buddy out of a 30-storey window... like yesterday's newspaper.
Yeni tutti furitti şeflerinin hayatını tehlikeye atacak bir şey yapmazlar tabii dünkü gazetede yazdığı gibi dostunu 30. kattan aşağı attığını öğrenmezlerse.
You won't find anything.
Hiçbirşey bulamayacaksınız
I'll find out what it's all about, and I won't promise you anything.
İşin ne olduğunu öğreneceğim. Ama sonuç için söz vermiyorum.
You won't find anything.
O zamanlara ait bir şey bulamazsınız.
I won't say anything as trite as someday you'll find someone, but I know this.
Tanrım, siz delirdiniz mi? Hayat boyu pişman olacaksınız. - Neden bahsediyorsun?
You really won't find anything.
Gerçekten hiçbir şey bulamayacaksınız.
- You won't find anything in there.
- Orada bir şey bulamayacaksın.
You won't find anything.
Hiçbir şey bulamazsın.
You won't find anything there.
Orada bir şey bulamazsın.
You won't find anything there.
Orada hiç bir şey bulamayacaksınız...
You won't find anything there.
Orda hiçbir şey bulamazsınız efendim.
You think the police won't find anything?
Polisin hiçbir şey bulamayacağını mı sanıyorsunuz?
You won't find anything wrong in that file.
O dosyada yanlış birşey bulamayacaksın.
- YOU WON'T FIND ANYTHING.
- Birşey bulamayacaksın.
You won't find anything.
Birşey bulamayacaksın.
Most of them would do anything to please the manager, and you won't find me playing those games, Nan.
Büyük çoğunluğu yöneticileri memnun ederlerdi ve beni bu oyunları oynarken göremezsin, Nan.
Well... The worst that can happen is you won't find anything you like and you've wasted a couple of hours.
En kötü ihtimalle beğendiğin bir şey bulamazsın ve birkaç saat kaybedersin.
I won't say anything, but I would find it if I were you.
Hiçbir şey söylemem ama yerinde olsaydım onu bulurdum.
Jack, don't go digging. You won't find anything.
Jack, hiç arama, bir şey bulamazsın.
You won't be able to show them anything until we find your wife... because I am gonna cancel the show until further notice.
Karını bulana kadar gösteri yapamayacaksın... çünkü şovu ikinci bir emre kadar iptal ediyorum.
And you still won't find anything to stand against my savage Shadow Realm beasts.
Ama gölge canavarlarımdan kaçamayacağını sen de anlayacaksın.
You won't find anything.
Bir şey bulamayacaksın.
You won't find anything that fits you.
Sana uygun pek bişey bulamazsın.
Look, you want me to access Vaughn's personal files, but you won't find anything.
Ajan Vaughn'un özel dosyalarına girmemi istediğinizi biliyorum. Ama şimdiden söyleyeyim, bir şey bulamayacaksınız.
You won't find anything in those cupboards.
Dolapta bir şey bulamazsın.
You won't find anything.
Hiç bir şey bulamayacaksınız.
You won't find anything.
Bir şey bulamazsınız.
So you're saying the dive teams won't find anything off the Santa Monica pier?
Dalgıçların Santa Monica Rıhtımı'nda hiçbir şey bulamayacaklarını mı söylüyorsun?
You won't find anything.
- Hiçbir şey bulamazsın.
You haven't found anything, won't find anything.
Hiçbir şey bulamadın, bulamayacaksın.
You can look anywhere you want, because you won't find anything.
Dilediğiniz yere bakabilirsiniz çünkü birşey bulamayacaksınız.
You won't find anything.
Hiçbirşey bulamayacaksınız.
Is it her? You won't find anything if it is.
O ise, bir şey bulamayacaksınız.
I'm sure you won't find anything strange in my urine.
Eminim yabancı hiçbir madde bulamayacaksınız.
You won't find anything cheaper in Melo.
Melo'da bundan ucuzunu bulamazsın.
You won't find anything there.
Bir şey bulamazsınız.
you won't be alone 42
you won't get away with it 31
you won't believe it 101
you won't regret it 135
you won't get it 34
you won't understand 27
you won't see me again 20
you won't be disappointed 56
you won't say anything 21
you won't do it 38
you won't get away with it 31
you won't believe it 101
you won't regret it 135
you won't get it 34
you won't understand 27
you won't see me again 20
you won't be disappointed 56
you won't say anything 21
you won't do it 38