English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You won't leave

You won't leave translate Turkish

1,516 parallel translation
He will, but if you tell them, I won't be able to leave, and we can't get married.
Evlenecek, ama sen onlara söylersen, ben kaçamam ve.. ... biz evlenemeyiz.
I won't let you leave me again
Beni tekrar bırakmana izin vermeyeceğim.
I won't leave you here.
Hiçbir yere gitmeyeceğim.
- Please leave Wilbur alone, won't you?
- Wilbur'u rahat bırak.
Weather you like it or not, you won't leave here, you won't go to Cordon Bleu school, promise!
İster beğen, ister beğenme ama, burdan gidemeyeceksin, Cordon Bleu okuluna gidemeyeceksin, söz!
I won't leave you. I won't!
Seni bırakmayacağım!
I won't let you leave.
Gitmene izin vermeyeceğim.
I won't leave you here.
Seni bırakmam
Hey, I'm with you, But even if we leave now, We won't make Earth for a millennium.
Sana katılıyorum ama şimdi yola çıksak bile Dünya'ya 1000 yıldan önce varamayız.
Why won't you leave me alone?
Neden beni yalnız bırakmıyorsunuz?
It's why I won't leave until you agree to look at our next project.
Bu yüzden sıradaki projemize bakmayı kabul etmeden buradan gitmeyeceğim.
- My soldiers won't let you leave.
- Askerlerim ayrıImana izin vermeyecek.
Don't worry We won't leave without you
Merak etme. Sizi almadan ayrılmayız.
Douglas, Richard, leave us, won't you?
Douglas, Richard, bizi yalnız bırakın olmaz mı?
If you won't tell me, I'll leave the amount blank, you can fill it in later.
Madem bana ne kadar istediğini söylemiyorsun, sana açık çek yazarım.
- I won't leave without you.
Git! Sensiz gitmeyeceğim.
- Promise you won't leave me.
- Beni bırakmayacağına söz ver.
That I won't get this pie done by the time you have to leave.
Gitme vaktin gelene kadar bu pastayı bitiremeyeceğimin korkusu.
You won't leave without me?
Bensiz ayrılmayacaksınız, değil mi?
Why won't you people just leave me alone?
Neden beni yalnız bırakmıyorsunuz?
Is it that he won't leave you alone, Bob?
Seni yalnız bırakmayan adam bu değil mi Bob?
I won't leave you.
Senden ayrılmayacağım.
I know it won't, because I'll never leave them with you again. "
Olmayacak, çünkü onları sana bırakmayacağım.
Martha, I won't leave you to the mercy of those blue devils.
Martha, seni o mavi şeytanların merhametine terk edemem.
- No! Martha, I won't leave without you.
- Hayır Martha, sen olmadan gitmem.
And you won't leave again?
Bir daha beni terk etmeyeceksin, değil mi?
Why won't you leave us alone?
! Bizi niye rahat bırakmıyorsunuz?
I won't leave you like this, Alex.
Seni böyle bırakmayacağım, Alex.
You need to leave. I won't tell you again.
Gitmen gerek, sana bir kere daha söylemeyeceğim!
You thought you'd leave your kids a will, now you'll leave them a won't!
Çocuklarınıza bir vasiyet bırakacağınızı düşünüyorsunuz, ama bir bok bırakamıyorsunuz!
- I won't leave before you take it.
- Bunu almadığın sürece gitmiyorum.
I'll die for you, but I won't leave you alone right now.
Senin için ölürüm ; ama şu anda yalnız bırakamam.
And I know it's been good for y'all, but I know you won't leave this room until you hear some "You might be a redneck!"
ve biliyorum ki sizin içinde iyi geçti, ama biliyorum ki bu salonu "sen bir köylüsün" ü duymadan gitmeyeceksiniz! "
You won't be allowed to leave the grounds.
Bu bölgeden ayrılmanıza izin verilmeyecek.
I won't leave you.
Seni bırakmayacağım.
And I swear I won't leave you alone till you tell me.
ve bende yemin ederim ki bana anlatana kadar seni bırakmıyacağım.
I ’ ve told you a thousand times to leave. You won ’ t leave. I told you I ’ m going to get an attorney to tell you to leave.
Bukowski'nin çılgın arkadaşlarına bakarsak, ona bağlanabilecek bir bayandı.
I won't leave you alone.
Seni yalnız bırakmayacağım.
"When do I...? All right, I won't" But why did you leave me and go away?
tamam, bir daha yapmayacağım ama, beni bırakıp gitmiştin?
She knows you won't leave now.
Artık gitmeyeceğinizi biliyor.
I promise you, she won't leave you alone until you've... slept with her.
Sana söz veriyorum,... onunla yatana kadar peşinden ayrılmayacak.
This is so it won't leave scratches, you punk.
Çizik bırakmamak için takıyorum, seni serseri.
Why won't you leave me alone!
Neden beni yalnız bırakmıyorsunuz!
- You won't leave alive without me. Do you hear?
bensiz buradan canlı çıkmana izin vermezler jack.
I won't comment on that but, just as an exercise, you might try to find a historical analog to that statement somewhere. I'Il just leave it at that.
Batı'nın Kalbi savunmasız kaldı. " bu konuda yorum yapmayacağım fakat sadece bir alıştırma yapayım. belki de siz bu ifadelere uygun tarihsel bir mukayese arıyorsunuz. ben öylece bırakayım.
But me... I won't let you leave.
Ama ben... Gitmene müsaade etmem.
I am alive with this music and won't leave unless I make you go.
Ben bu müzikle hayattayım, sen burdan gitmeden de kapatmayacağım.
It doesn't matter as long as you're here.You won't leave though, right?
Burada olduğun sürece önemli değil. Gitmeyeceksin ama, öyle değil mi?
I won't leave you.
Hep yanında ol.
I won't leave you mother
Seni bırakmayacağım anne.
Leave today or you won't see tomorrow!
"Bugün burayı terk edin yoksa yarını göremeyeceksiniz."

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]