Yougo translate Turkish

- Here yougo, sir.

- İşte burada efendim.

Okay, why don't yougo out on the back porch and have your cigarette?

- Peki, arka sundurmaya çıkıp iç öyleyse. - Sakıncası olmadığına emin misin?

I'm not gonna let yougo in alone.

Oraya tek başına gitmene izin veremeyiz.

Isabel, why don't yougo for another walk?

Isabel neden biraz daha yürüyüş yapmaya çıkmıyorsun?

Where did yougo to school, man?

Okula nerede gittin, be adam?

I mean, if she's worried about someone getting turned onout at the pool, she probably shouldn't let yougo shirtless.

Yani, havuz kıyafetimin birilerini tahrik edebileceğinden endişe ediyorsa... senin de tişörtsüz gezmene izin vermemesi gerek.

He would never let yougo to the military, michael.

O, senin asla orduya yazılmana izin vermezdi, Michael.

- No, yougo ahead, and you have fun with my girlfriend!

- Hayır sen git ve sen eğlen benim sevgilimle!

Yougo!

- Sen başla!