Your life depends on it translate Turkish
84 parallel translation
Pay attention, your life depends on it.
Dikkat, hayatınız bunu bağlı.
Your life depends on it!
- Hayatın buna bağlı!
Your life depends on it.
Hayatın buna bağIı.
Your life depends on it.
Hayatın buna bağlı.
Convince me like your life depends on it.
emin olmakta zor hani. Beni ikna et.
You've got to sell it like your life depends on it.
yaşamının bağlı olduğu birşeyi satacaksın.
And you play Polo like your life depends on it.
Sen de sanki hayatın ona bağlıymış gibi Polo oynuyorsun.
Oh you better remember me like your life depends on it!
Hayatının ona bağlı olduğunu düşünerek beni hatırla. Neden biraz daha yakından bakmıyorsun?
Your life depends on it. "
"Hayatın buna bağlı."
your life depends on it.
Hayatın buna bağlı.
Why don't you make it like your life depends on it?
Hayatın ona bağlıymış gibi yap.
Because your life depends on it.
Çünkü hayatın buna bağlı.
Your life depends on it.
Hayatınız buna bağlı.
- Your life depends on it.
- Hayatın buna bağlı!
Draw like your life depends on it, Elliot.
Hayatın buna bağlıymış gibi çiz, Elliot.
You'd say anything right now because your life depends on it, but what if your side has every intention of our destruction?
Şu an hayatın tehlikede olduğu için her şeyi söyleyebilirsin. Ya sizin tarafınızın burayı yok etme gibi bir niyeti varsa?
Now, sing like your life depends on it.
Şimdi, hayatın buna bağlıymış gibi söyle.
Your life depends on it. Your attorney was sitting with the cartel's Board of Directors for almost an hour.
Avukatın neredeyse bir saat kartelin yönetim kuruluyla oturdu.
Your life depends on it. Got that?
Hayatın buna bağlı, anladın mı?
Like your life depends on it.
Hayatın buna bağlıymış gibi.
Jackson, you baste like your life depends on it.
Jackson, ölüm kalım meselesiymiş gibi yağla eti!
Yeah, and if you think you're gonna stop short, keep your hand on the emergency brake, and be prepared to yank that sucker like your life depends on it,'cause it does.
Kısa mesafede durman gerekiyorsa, Elini el freninden ayırma ve hayatin ona bağlıymış gibi çekmeye hazır ol çünkü hayatın ona bağlı.
Because your life depends on it.
Çünkü yaşamın buna bağlı.
You're gonna have to suction like your life depends on it.
Hayatınız buna bağlıymışçasına aspire etmeniz gerekecek.
- Good luck. - Your life depends on it.
- Hayatın buna bağlı.
Now... Now do it like your life depends on it'cause it does.
Şimdi hayatın buna bağlıymış gibi yap çünkü öyle.
Now, clean like your life depends on it. 'Cause it does!
Hayatınız buna bağlıymış gibi temizleyin.
You know, since your life depends on it...
Biliyorsun, hayatın buna bağlı olduğu için.
'Cause that's where Jason is. And your life depends on it.
Çünkü Jason orada ve hayatın da buna bağlı.
You think it's funny if your life depends on what goes through the Panama Canal?
Hayatının, Panama Kanalında olanlara bağlı olma ihtimali komik mi sence?
Your friend's life depends on it.
Arkadaşınızın hayatı buna bağlı.
Even if your client's life depends on it?
Müvekkilinin hayatı buna bağlı olsa bile mi?
Hang up the phone now, Captain, and believe me when I say your wife's life depends on it.
Telefonu kapat Yüzbaşı ve unutma karının hayatı benim elimde.
But when it's conceived, it isn't a new life, it's just a par of your body. Well, that's depends on your viewpoint.
Ama taşıyınca, o yeni bir hayat değil de, o canından bir parça.
Catch the mood. Feel it that your life depends on this.
Öyle bir ruh halinde ol ki hayatın buna bağIıymış gibi hisset.
Your brother's life depends on it.
Kardeşinin hayatı sana bağlı.
Your sweet Charlie's life depends on it.
Sevgili Charlie'nin hayatı buna bağlı.
Do it like your life depends on it.
O Maya.
Your son's life depends on it. "
Oğlunun hayatı buna bağlı. "
Think that your life depends on that orifice... that you breathe through it.
Hayatının bu deliğe bağlı olduğunu düşün. Farz et oradan nefes alıyorsun.
[It totally depends on me how to use your life]
Hayatını nasıl kullanacağım tamamen bana bağlı.
Tell her to speak to no one, to make sure she's not followed. Your baby's life depends on it.
Bebeğinin hayatı buna bağlı.
And your son's life depends on whether or not you believe it.
Oğlunun hayatı bana inanıp inanmamana bağlı.
Do it as it if it depends on your life. The future of our hotel lies in your hands.
Otelimizin geleceği sana bağlı.
Because your love life depends on it?
Ölüm kalım meselesi falan mı?
I don't know, but you better figure it out because your whole life depends on it.
Bilmiyorum, ama bir çözüm bulsan iyi olur. çünkü tüm hayatın buna bağlı.
Your baby's life depends on it, and you are wasting time.
Bebeğinin hayatı buna bağlı ve sen zaman kaybediyorsun.
And his life depends on it. And the future of Omnicorp depends on it so get your ass back to China and get it fixed.
Omnicorp'un geleceği buna bağli o yüzden Çin'e dön ve bunu hallet.
Paddle as if your child's life depends on it.
Çocuğun tehlikedeymiş gibi devam et.
Your nephew's life depends on it.
Yeğeninin hayatı buna bağlı.
Your daughter's life depends on it.
Kızının hayatı buna bağlı.