Yurt translate Turkish
2,253 parallel translation
Because I want to fund a program nationwide that rebuilds our wonderful cities, that zones them to redistribute the population in accordance with the miracle.
Çünkü yurt genelinde bir fonu finanse etmek istiyorum. Muhteşem şehirlerimizi tekrar inşa edebilecek mucizeye uygun bir şekilde nüfusa göre bölgelerin yeniden çizileceği bir fon.
Harrow was a champion swimmer with a dozen trophies just like this in his college dorm room.
Harrow, yüzme şampiyonuydu,... üniversite yurt odasında buna benzer bir düzine kupası vardı.
My family had to go abroad.
Ailem yurt dışına gitmek zorunda kaldı.
Hey, what's it like in your dorm?
Baksana, sizin yurt nasıl?
I wish I'd traveled.
Daha önce hiç yurt dışına çıkmadım.
The dorms aren't safe!
Yurt güvenli değil!
The dorms aren't safe.
Yurt güvenli değil.
She was boarding somewhere, she was working as an au pair, she'd moved to the south of France, or even to Mexico.
Yatılı okula gittiğine ya da yurt dışında çocuk bakıcısı olduğuna dair. Fransa'nın güneyine gittiğine hatta Meksika'ya gittiğine dair.
If we don't squeeze every drop of productivity from our employees, we'll be forced to ship their jobs overseas, where labor costs are considerably cheaper.
Eğer çalışanlarımızın verimliliğini son damlasına kadar kullanmazsak işlerini yurt dışından karşılamak zorunda kalabiliriz çünkü oralarda emek epeyce ucuz.
You're not on sorority row, so it as a bit confusing.
Yurt şamatasında olsaydın, o zaman görürdün sen.
This is no sorority.
Burası yurt falan değil.
I told you a long time ago I wanted to go abroad.
Sana uzun zaman önce yurt dışına gitmek istediğimi söylemiştim.
Go abroad... since when do I have the money to go abroad?
Yurt dışına... Ne zaman yurt dışına gidecek param oldu ki?
Sorority girls?
Yurt kızları mı?
So he was gonna fly out of the country on a small plane.
Yani ufak bir uçakla yurt dışına kaçacak.
This will effectively spread the disease on a nationwide basis.
Bu sayede hastalığı tüm yurt çapına etkili bir biçimde yayabileceğiz.
She's the head of the Domestic Trafficking Task Force.
Yurt İçi İnsan Ticareti Görev Gücü'nün başı.
Unfortunately, domestic traffickers abduct all over the country.
Maalesef yurt içindekiler ülkenin her yerinden adam kaçırıyor.
I want different quality for export.
Yurt dışına daha kaliteli mal vermeyi düşünüyorum.
No, all you've done is pull pranks, or have temper tantrums with Wilson, never me, marry mail-order prostitutes, make me go to your wedding...
Hayır, tek yaptığın eşek şakaları yapmak ya da Wilson'a huysuzluk etmek, ama bana değil yurt dışından orospularla evlenip beni düğününe getirmek -
I filled out the housing application myself.
Yurt için başvuru formunu kendi ellerimle doldurmuştum.
Like the other 60 million Italians who live abroad, and, remember, most of them come from the poorer regions of the south, like Calabria.
Aynen yurt dışında yaşayan 60 milyon İtalyan gibi, unutma ki çoğu Calabria gibi fakir güney bölgelerinden gelmedir.
Our private beaches are all abroad, aren't they?
Bizlere ait özel plajların hepsi yurt dışında, değil mi?
I was privy to certain goings-on when we were abroad.
Hayır. Yurt dışı gezilerimizde olup bitenlere şahit olmuştum.
He's away.
Kendisi yurt dışında. Böyle aramanız...
To the airport, where he meets his wife and kids for a "Force-mandated vacation."
Havalimanına gidiyoruz. Teşkilat kendisini ve ailesini yurt dışına zorunlu izine gönderiyormuş.
I've woken up to a yurt at the bottom of the bed. I've been staring at this thing for 20 minutes.
Yatağın altında yurttaymış gibi uyudum.
And you're going to study abroad.
Ve yurt dışında okuyacaksın.
Abroad.
- Yurt dışına.
- Abroad.
- Yurt dışı.
I'm not going to study abroad.
Yurt dışında okumayacağım.
Two columns- - domestic and imports.
İki sütun, yurt içi ve yurtdışı.
I'm thinking domestic contacts.
Bence yurt içi bağlantıları.
So domestic contacts.
Yani yurt içi bağlantıları.
Do they ship internationally?
Yurt dışına mal gönderiyorlar mı?
Do you have an international background?
Yurt dışıyla bağlantın var mı?
I should've just moved the factory abroad like Chairman Im did.
Başkan Yin gibi fabrikayı derhal yurt dışına taşımam lazım.
Okay, uh, Simon Greenberg, 22, found in his dorm room gagged, hands bound, stabbed 45 times.
Pekâlâ, Simon Greenberg, 22 yaşında yurt odasında ağzı ve elleri bağlı bulunmuş 45 defa bıçaklanmış.
In her dorm room.
O yurt odasında.
The women of Mumbai want to see Batman and Robin at the dorm.
Mumbai kadınları Batman ve Robin'i yurt içinde görmek istiyorlar.
Uh, well, it helps if you suck up to the sorority president...
Aslında, Yurt başkanına yalakalık Yapmanın yardımı olacaktır...
Can't even afford my sorority dues.
Yurt parasını bile ödeyemiyorum.
You know, there would've been more, except I already took out your sorority dues.
Biliyorsun, daha fazlasını alacaktın, Ama yurt ücretini içinden almış olmasaydım...
Prepare to go abroad slowly.
Yurt dışına gitmeye hazırlan.
Even if it's until the election is over, go abroad.
Seçim bitene kadar yurt dışına git.
If I go abroad, I wouldn't even be able to eat.
Eğer yurt dışına gidersem yemek bile yiyemem.
And when he taught abroad, that was real too.
Ve o yurt dışında öğretti. Bu da gerçek
There's also disease in America and abroad.
Amerika ve yurt dışındaki hastalıklardan.
It's from my semester abroad.
Yarıyıl tatilinde yurt dışına çıkınca oldu.
Mongolia, destroying someone's yurt is called "tepid yam".
Kısaca "tepiniam." deyin
They're abroad.
Yurt dışındalar.