Zaps translate Turkish
51 parallel translation
I was driving along, minding my own business, when this crazy genius... he zaps me into this big black hole.
Tek başıma gidiyordum, kendi işimi yapıyordum, bu çılgın dahi beni o koca kara deliğe soktuğu sırada.
His fans love it when he zaps you.
Fanları seninle uğraşmasını sevdi.
Think Maldis hands you a trophy and zaps you off to your ship?
Maldis'in sana bir madalya takıp seni gemine geri mi yollayacağını düşünüyorsun?
He's tangled with the Latinos, he smuggles in an illegal weapon... he zaps Hernandez for a minor infraction.
Latinlerle belaya bulaştı, yasa dışı silah getirdi... Hernandez'e ufak bir olay yüzünden saldırdı.
And if that thing zaps you to wherever it sent Dr Jackson?
Eğer seni de Dr Jackson'u gönderdiği yere aktarırsa?
You know, it zaps all the spontaneity.
Biliyorsun hepsi spontane gelişiyor.
Day and night, a loose confederation of hackers and programmers zaps bits pieces of computer code around the world as it builds the tools to set computer users free using open information and the free exchange of technology to achieve its goals.
Gece ve gündüz, Bir Serbest Birlik Hackerler ve programcılar dünya üzerinde en ufak kodu bile aradılar, bunlar yardımcıdır. bilgisayar kullanıcıları özgür olsun diye açık bilgiler kullanıyorlar ve teknolojiyi özgürce değiş tokuş ediyorlar.
Well, this junk zaps the nervous system, and it clogs the blood.
Sinir sistemini felç ediyor ve kanı pıhtılaştırıyor. Kıvrandırıyor ve inme iniyor.
Well, he either zaps them with lightning or he bites their faces off.
Ya üzerlerinde şimşek çaktırarak öldürüyor ya da yüzlerini parçalıyor.
You know howim zaps things, like, electrically?
Nim nasıl zaplıyor biliyorsun, elektrik gibi?
That thing zaps bugs.
O şey böcekleri öldürüyor.
If someone prayed for their family to be closer, you think God zaps them with warm, fuzzy feelings?
Biri, ailesinin daha yakın olması için dua ettiyse, Tanrı onlara bir anda sıcak, güzel duygular mı verir?
This bad boy zaps it all the way from a liquid into free atoms, measuring the concentration of the arsenic.
Bu yaramaz çocuk onu baştan sona bir likitten serbest atomlarına parçalar onlarla da arseniğin konsantrasyonu ölçülür.
So Red John zaps them both with his trusty stun gun and
Sonra Red John ikisini birden sersemletici silahı ile vuruyor.
"Okay, there's a spaceman" who zaps a virgin and he gives birth to a son who's also him, "who then goes on a suicide mission."
"Tamamı, bakireleri zaplayan bir uzaylı var bir çocuk doğuruyor, o da kendisi, sonra o çocuk intihar görevine gidiyor."
He zaps a Senior's privates at night fingers the Director in the day.
Gece üst sınıftan birinin müsait bir yerlerini haşlıyor,... gündüz Dekan'a dalaşıyor.
And also, it zaps short-term memory, which is why agent Morris doesn't remember seeing me at the museum.
Ayrıca, kısa dönemli hafızayı da siliyor bu yüzden Ajan Morris beni müzede gördüğünü hatırlamadı.
If it zaps everyone, don't that include your man?
Eğer herkesi çeviriyorsa, bu seninkini de kapsamaz mı?
( zapping, dennis screams ) oh, no more zaps.
Artık çarpmayın.
[Lightsaber zaps]
SIRAYA BURADAN GİRİN
I futz with it, it zaps me.
Ben onunla uğraşınca, beni çarpıyor.
He zaps a mixture of gases found on Titan with electricity.
Titan'da bulunan gazların karışımlarına elektrik veriyor.
Oar master zaps as if we are not perfect.
Sahibimiz hatamız olduğunda bize şok veriyor.
Somebody electrocutes the mayor, shows up at his wake, zaps his wife and son, and then slips away unseen.
Biri belediye başkanını elektroşokla öldürdü. Cenazesinde karısıyla oğluna saldırdı sonra ortadan kayboldu.
I was laying low halfway across the world when emo boy pops up out of nowhere and zaps me right back here.
Dünyanın diğer ucunda saklanırken bu geldi ve beni buraya getirdi.
- Zaps the hair and turns it into a gas.
- Saçı gaz haline geçiriyor.
Zaps magazine just named you number one in their Hottest Man Alive issue.
Zaps dergisi seni yaşayan en seksi erkek olayında bir numara seçmiş.
I mean come on Cece, it's Zaps magazine.
Hadi ama Cece, altı üstü Zaps
Zaps its victims with nymphoid hormones.
İnsanları hormonlarına hücum ediyor.
Mikey zaps himself, hacks your tech, Makes more, wash rinse, repeat.
Mikey kendisini zaplıyor, teknolojini hackliyor çoğaltıyor, duruluyor, tekrarlıyor.
And then zaps you with some machine that does God knows what to you.
Tanrı bilir sana ne yaptı.
[energy zaps] It's time.
Bu nedenle bu sefer farklı, çünkü bu sefer, benim bütün kurtuluşum sadece sizin bana güvenmenize bağlı değil, benim size güvenip güvenmememle de alakalı.
Sally's got this amazing roll-on thing, zaps away dark circles.
Sally'nin inanılmaz bir kremi var. Gözdeki morlukları gideriyor.
[electricity zaps] What the hell?
- Neler oluyor?
Then Rowena zaps him back to the cage.
Sonra Rowena onu kafese geri gönderecek.
The more we mess with it the more it zaps Black Bolt.
Onu ne kadar karıştırırsak Black Bolt'a o kadar güç uygulayacaktır.
[electricity zaps, explosion ] [ rubble clatters, metal clangs]
[Elektrik zapları, patlama ] [ Moloz döküntüleri, metal klanlar]
♪ The strap that zaps you into shape!
Bant sizi enerjisiyle şekle sokar!
The... the thing that zaps them with the radiation?
Onları radyasyon ile mi vaftiz ettin?
Yes, honey, the thing that zaps them with the radiation.
Onları radyasyonla vaftiz eden şey.
Because it zaps your brain.
Çünkü beynini uyuşturuyor.
[gasps ] - [ electricity zaps]
Emily adında bir hanım geldi ve bize sevmeyi öğretti.
I... ( FIREBALL ZAPS, TIMBER CRASHES )
Ben...
( flatlining continues ) Clear. ( defibrillator zaps )
Hazır.
( defibrillator zaps )
Hala fibrilasyonda.
Stuff really zaps you, huh?
Bu şeyler seni öldürüyor, değil mi?
It only zaps you the first time.
- Sadece ilk seferinde canını yakıyor.
Holy shit zaps!
İyi misin?
- [Taser zaps ] - [ Both groaning]
Daha önce hiç umumi alanda yapmamıştım.
[energy zaps]
Bize her şeyi mahvedene dek ne kadar da hoş bir kasabada yaşadığına dair üzücü bir masal anlattı. Fakat kötü adamların bu özel mekanda günahlarından arınabileceklerini de söyledi.
[electricity zaps] Ah!
Ülke çapındaki tüm okullar ve iş yerleri artık zorunlu olarak genetik testi istemeye başladı.