English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Z ] / Zara

Zara translate Turkish

291 parallel translation
Hey, guys, I'm gonna need a pound of butter and a whipsaw.
Hey, millet, yarım kilo tereyağı ve hızara ihtiyacım var.
Blushingly, the lady makes her proposal, and gallantly, the general grants her wish.
Kadın kızara kızara teklifini yapar, general centilmence kabul eder.
They're incapable of doing harm.
Zara vermekten tamamen acizdirler.
- Have a seat, Mr. Zara.
- Oturun bay Zara.
- Mr. Zara, wait outside.
- Bay Zara, dışarıda bekleyin.
- Mr. Zara.
- Bay Zara.
- Zara.
- Zara.
Have the captain of your homicide squad check with Mr. Zara.
Yüzbaşınıza bay Zara'yla konuşmasını söyleyin.
You take it the way the dice falls.
Sanırım bu doğru ve insan attığı zara razı oluyor.
Slave, I have set my life upon a cast... and I will stand the hazard of the die.
Sefil, ben bir zara hayatımı koymuşum, bahtıma ne çıkarsa razıyım.
Come on, it don't hurt.
Haydi, zara vermez.
You think then, Colonel, that some other people might do me harm?
O zaman, başka birileri mi bana zara verebilir Albay?
If somebody's getting hurt that's what you do, try to help.
Eğer birileri ona zara vermeye kalkıyorsa yapılacak tek şey, yardım etmeye çalışmaktır.
- We're approaching the membrane.
Zara yaklaşıyoruz.
I didn't want to hurt either one of you.
Size zara vermek istemedim.
Trying to take advantage of a naive amateur by alternating odd dice and even dice, huh?
Çift zardan tek zara geçişin avantajını kullanmaya çalışıyorsun, öyle mi?
I went straight to the sawmill to see Jim.
Doğrudan Jim'i görmeye hızara gittim.
So I returned to the sawmill.
O yüzden hızara geri döndüm.
I went back to the sawmill on foot.
Yürüyerek hızara geri dönmüştüm.
'Stay tuned after this message for Zara's closing feature'on The Warrior of the Centare.'
Zara'nın bu mesajdan hemen sonraki programı için bu kanalda kalın : "Haftanın Savaşçısı."
I want Zara to interview you for our next broadcast.
Gelecek yayınımızda Zara'nın seninle röportaj yapmasını istiyorum.
'Stay tuned after this message for Zara's closing feature'on The Warrior of the Centare.'
'Zara'nın bu mesajdan hemen sonraki programı için bu kanalda kalın 'Haftanın Savaşçısı.'
( Zara )'Please welcome with me Lieutenant Starbuck.'
'Lütfen benimle birlikte Teğmen Starbuck'a hoş geldin deyin.'
I want Zara to interview you for our next broadcast.
Gelecek yayınımız için Zara'nın seninle röportaj yapmasını istiyorum.
I didn't just want to leave him hanging.
Ayrılarak ona zara vermek istemedim.
I think that the Samurai Killer... is under someone's instruction to harm me.
Sanırım o katil samuray bana zara vermek için... biri tarafından tutulmuş olmalı
I've so often blushed to acknowledge him that now I am brazed to it.
Ona oğlum demekten kızara bozara öyle pişkinleştim ki.
But it Sonny tells me you can't handle the dice or my money, you're gone. You understand that?
Ama Sonny, parama veya zara hakim olamadığını söylerse, gidersin.
He got to actually thinking he could will the dice. Like he had some kind of telepathy or something.
Gerçekten telepati filan gibi bir şeyle zara yön verdiğini düşünüyordu.
We didn't hurt anything.
Hiçbir şeye zara vermedik.
After the duke renounces his fortune and saves Lady Zara...
Dük servetini bırakır ve Lady Zara'yı kurtarır...
You left out the part where Lady Zara succumbs to the duke's rival.
Lady Zara'nın Dük'ün rakibine yenildiği yerde kalmıştın.
- It's just a roll of the dice.
- Sadece bir zara bakar.
I don't want her hurt.
Ona zara gelmesini istemiyorum.
I don't see them giving us any trouble.
Herhangi bir zara verebileceklerini görmüyorum.
With my mind on my money and my money on my mind
Aklım ve param, param ve aklım. Onlar sana zara vermez, Fletcher.
I would never hurt you.
Sana asla zara vermem.
That's'cause he chopped off his right thumb with the table saw.
Sağ başparmağını hızara kaptırdığı için solak o.
Maybe he chopped off his thumb on purpose to show your mother... how much he loved her, like Van Gogh with his ear.
Belki de başparmağını hızara bilerek kaptırdı, annene onu ne kadar sevdiğini göstermek için, tıpkı Van Gogh'un kulağına yaptığı gibi.
It can replicate.
Size zara verebilir.
Doesn't look like you penetrated the dura.
Görünen o ki, zara zarar vermemişsiniz.
My ma says they're verm... verm...
Annem diyor ki bunlar zara... zarar...
And like harm, unimportant.
Zara gibi, önemsiz
- Do not hurt me.
Bana zara verme!
I was the only one remotely close to the dura.
Dış zara yaklaşan bir tek bendim.
He's gonna burn for all of the other people he's hurt, all of the other lives he's destroyed, including yours.
Zara verdiği bütün o insanlardan dolayı yanacak, mahvettiği bütün hayatlardan dolayı, seninki de dâhil.
But Seven assured me our people haven't been harmed.
Ama zara görmediklerine dair, Seven güvence verdi.
I'll try and chase it to the outer rim.
Onu dış zara kadar takip edeceğim.
And Judas begat Phares and Zara of Thamar.
Judas, Thamar'dan doğan Phares ve Zara'nın babasıydı.
Never interfere!
Asla zara verme diye!
You won't be harmed, if you cooperate. Drop out of warp.
İş birliği yapıp zara görmek istemiyorsanız, Warp'tan çıkın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]