Zat translate Turkish
287 parallel translation
The holy man's tomb is in the innermost of the two patios behind a grill through which the pilgrim can offer his prayers or request a spiritual favor.
Bu kutsal zatın türbesi iki avlunun en iç kısmındadır. Hacılar bir kafesin ardından dua veya manevi isteklerde bulunurlar.
His Excellency apparently doesn't have a clear picture of what enormous difficulties the force has to deal with right now.
Zatı alinizin, güçlerimizin şuanda ne büyük zorluklarla.. .. uğraştığının bilincinde olmadığı aşikar.
Your chariot awaiteth withouteth, mighty King.
Makam arabanız zatıalinizi bekliyor, Majesteleri.
- Your Worship.
- Zatıaliniz. - Hayır!
I call this one the rain hat... because it looks like a fountain.
Zat-ı aliniz buna yağmur şapkası diyor... çünkü bir pınar gibi görünüyor.
- Your Grace.
- Zat-ı şerifleri.
"Your Grace"? Oh.
Zat-ı şerifleri mi?
Good morning, Your Grace.
Günaydın, zat-ı şerifleri. Günaydın, zat-ı şerifleri.
Good evening, Your Grace.
İyi akşamlar, zat-ı şerifleri.
- Good night, Your Grace.
- İyi geceler, zat-ı şerifleri.
Yes, Your Grace.
Emredersiniz zat-ı şerifleri.
Long live His Grace.
Çok yaşayın zat-ı şerifleri!
Pennyman, Your Grace, from Sprockett's Farm.
Pennyman, zat-ı şerifleri, Sprockett Çiftliği'nden.
No, Your Grace.
Hayır zat-ı şerifleri.
You are, I take it, His Grace, the Duke of Chalfont?
Anladığım kadarıyla, zat-ı şerifleri, Chalfont dükü siz oluyorsunuz? - Benim
How say you, Your Grace?
Ne diyorsunuz Zat-ı Şerifleri?
- God send Your Grace a good deliverance.
Tanrı, zat-ı şerifleri hakkında hayırlısına hükmetsin.
That, Your Grace, is the whole purpose of this assembly.
Bu, zat-ı şerifleri, bu meclisin tek amacıdır.
Thank you, Your Grace.
Teşekkürler zat-ı şerifleri.
Mr Elliott, His Grace, the Duke of Chalfont.
Bay Elliott, Zat-ı şerifleri, Chalfont dükü.
Good morning, Your Grace.
Günaydın zat-ı şerifleri.
First, if Your Grace will pardon the liberty
Öncelikle, zat-ı şerifleri izin verirse..
- Your Grace permits?
- Zat-ı şerifleri izin veriyor mu?
" Your Grace, reflect.
Zat-ı şerifleri, bir düşünün.
"Your Grace, prepare..."
Zat-ı şerifleri, hazırlanın " -
Your Grace, I am happy to inform you that a telephone communication has just been received from the Home Office.
Zat-ı Şerifleri, sizi az önce idare merkezinden gelen bir telefondan haberdar etmek isterim.
- Good morning, Your Grace, sir.
- İyi sabahlar zat-ı şerifleri.
I understand, Your Grace, from the men on duty outside that a large crowd awaits your leaving.
Dışarıda görev yapanların sayısından anladığım kadarıyla, zat-ı şerifleri çıkmanızı bekleyen büyük bir kalabalık var.
Including, by the way, not only Her Grace, the duchess but also Mrs Holland.
Bu arada, sadece zat-şerifleri düşes hanımefendi değil... bayan Holland da beklemekte.
Good-bye, Your Grace.
Güle güle, zat-ı şerifleri.
As I understand it, Your Worship, he means after six large gins, he's as sober as a... judge.
Anladığım kadarıyla zatıâli altı cinden sonra hakim gibi ayık olurmuş.
Nobody makes meatballs better than Your Highness.
Zatı Âlileri herkesten daha iyi yapıyor! Evet. Ama acele etmem gerek!
Your Royal Highness makes them better than anyone!
Zatı Âlileri herkesten daha iyi yapıyor! Evet.
Hey, Your Excellency.
Hey, Zat-ı Alileri!
Off we go, Your Excellency.
Çıkalım, Zat-ı Alileri!
Down here, we've no Lords or Excellencies.
Burada Lordlar veya Zat-ı Alileri yok.
He's the Palestinian commander, that's who.
- Filistinli bir komutan, bir zat.
A mating of eagles, Your Sanctity!
Kartalların evliliği, Zatı şahaneleri!
You have a shrewd eye, Your Pulchritude, if I may permit myself the- -
Zatı Alilerinin gözleri çok keskin, haddim değil ama- -
May I conduct Your Magnifiicences to the gallery now?
Zatı Alilerini şimdi locaya götürebilir miyim?
Yes, your worship.
- Zat-ı aliniz bilir.
Zat iz ze private yacht of ze notorious Baron Bomburst.
Bu kötü Baron Bomburst'un özel yatı.
Und he has sailed all ze way to England, because he has heard tell of a fantastic motor car built by zat brilliant inventor, Caractacus Potts.
Ve İngiltere'ye doğru yelken açmıştı, çünkü olağanüstü bir arabanın sözünün edildiğini duymuştu müthiş mucit, Caractacus Potts tarafından.
Zat was a ruse to put us off ze scent.
Bisi atlatmak için numara mı bu?
I thought I'd better bring this to you, Excellency.
Zatı âlinize bunu getirmenin iyi olacağını düşündüm.
- I always suspected that you...
- Hep şüphelenmiştim zat...
Thou hast died piously, adored by us.
Çokça sevdiğimiz zat, dindarca öldünüz.
Ze plegm... zat comes in the tubes.
Ze plegm... tüplerden geliyordu.
Your Excellency, a few weeks ago I wrote something very serious.
Zat-ı Devletleri, birkaç hafta önce çok ciddi bir şey kaleme aldım.
- Not yet, Your Grace.
Henüz değil zat-ı şerifleri.
Long live His Grace!
Çok yaşayın zat-ı şerifleri!