Zealously translate Turkish
26 parallel translation
Is it usual for you to zealously defend persons whom you know by sight to the extent that you snap off the head of a woman who has served you faithfully for five years?
Sadece simaen tanıdığınız bir kadını azimle korumak, bununla ilgili olarak da 5 yıldır size canla başla hizmet eden bir kadına bağırıp çağırmak, sizin için sıradan bir şey mi?
You know how zealously we guard our corporate image, Tate.
Kurumsal imajımızı özellikle korumamız gerektiğini biliyorsunuz, Bay Tate.
"Should zealously represent his client within the bounds of the law."
"Kanun çerçevesinde şevkle temsil etmelidir."
" Wanted,'friendly, companionably reclusive... socially unacceptable, alcoholically abstemious... tirelessly talkative, zealously unzealous... spiritually intense, minimally turquoise... maximally ecstatic loon... seeks moth or moths with similar equalities... for purposes of telephonic seduction...
Aranıyor : Arkadaş canlısı, inziva yanlısı fazla sosyal olmayan, fazla içki içmeyen yorulmadan konuşabilecek, fazla coşkun olmayan dinine bağlı, çok az firuze ziyadesiyle vecde gelmiş aynı hevesle güve yakalayabilecek telefonda baştan çıkarma...
I'm all for representing a client zealously but arguing the morality of murder really isn't my niche.
Müvekkili şevkle temsil etmeye lafım yok ama bir cinayetin manevi yönünü tartışmak pek tarzım değil.
And she's protected our privileges zealously ever since.
O zamandan beri ayrıcalıklarını canı pahasına korur.
We'll represent each zealously. - Just the same- -
Görevli avukatlar olarak, tarafları şevkle temsil edeceğiz.
My people guard their privacy zealously.
Benim halkım, mahremiyete çok önem verir.
Seeing as how they are using them so zealously here, it would seem that they want to wipe Kanna Village off the map.
Olaylarla başa çıkma yöntemleri çok küstahça. Görünüşe göre Kanna Köyü'nü yok etmek istiyorlar...
Lawrence will, of course, be zealously guarding his Millennium Goals... won't you, Lawrence?
Lawrence pek tabii ki, kendi Millenniun hedeflerini savunacaktır... değil mi, Lawrence?
Yes, to zealously represent my clients.
Evet, müvekkillerimi çok istekli bir şekilde temsil etmek.
Would you give yourself more zealously if he wasn't here?
Burada olmasa kendini daha şevkle mi verirdin?
My inspector testified that the confession was voluntary, but I zealously told the truth.
Müfettiş, itirafın gönüllü olarak verildiği yönde ifade verdi ama ben gayretli şekilde doğruyu söyledim.
Zealously represent your client?
Azimle müvekkilini savunmalar falan?
And either way, we have a duty to zealously represent our clients.
- Her halükârda, müvekkillerimizi canla başla temsil etmeliyiz.
We have to zealously represent the interests of our client.
Canla başla müvekkilimizin çıkarlarını temsil etmek zorundayız.
"Simple guy when dances zealously.." ".. people says that.. " " The guy is drunkard. "
Sıradan biri şevkle dans edince tüm insanlar bu adam ayyaş, diyor.
We have to zealously represent our client.
Biz istekli bir biçimde müvekkilimizi temsil etmeliyiz.
You have to zealously represent your client by using it.
Bunu kullanarak müvekkilinizi "istekli" temsil etmelisiniz.
People think by adding "zealously" to everything, it makes it all right.
Her şeye "istekli" kelimesini ekleyerek, sorun olmayacağını düşünecekler.
You have an obligation to zealously defend me.
Beni savunmak senin görevin.
Zealously protecting my client's rights.
Cansiperane müvekkilimin haklarını koruyorum.
You have a duty to zealously represent that client.
Müşterini en iyi şekilde savunma görevini her zaman hevesle yaparsın.
To zealously represent our clients.
Hevesle müvekkillerimizi temsil ediyoruz.
He is zealously dedicated to my protection, Which I appreciate.
Kendisini takdir ettiğim bir şekilde beni korumaya adamıştır.