Zehra translate Turkish
167 parallel translation
Zehra!
Zehra!
I told you to go fetch a copy from Fatima Zohra!
Sana Fatıma Zehra'dan bir kopya alıp gelmeni söyledim.
Ali, tell Zahra to peel the potatoes if she has put the baby to sleep.
Ali, Zehra'ya söyle, eğer bebek uyuduysa patatesleri soysun.
Zahra, pour a cup of tea for your father.
Zehra, babana bir bardak çay ver.
I serve tea at office all day long, but Zahra's tea tastes different.
Bütün gün işyerinde çay servisi yapıyorum,.. ... ama Zehra'nın elinden içtiğim çayın tadı bir başka.
Zahra, Zahra.
Zehra, Zehra.
And a pair of shoes for Zahra.
Zehra için bir çift ayakkabı.
Zahra comes first.
Zehra öncelikli.
- Zahra, good news.
- Zehra, sana güzel haberlerim var.
Zahra dear...
Zehra can...
Zahra dear!
Zehra can!
Zahra, Massoumeh, come here.
Zehra, Masume, Buraya gelin.
Zahra, who's this?
Zehra, bu kim?
It's Zahra.
Bu Zehra.
Are you Zahra?
Sen Zehra mısın?
Good girl, Zahra.
Cici kız bu, aferin Zehra.
Zahra, come over here too.
Bu da Zehra, Sen de buraya gel Zehra.
Zahra dear... Let's go home.
Zehra can... eve gidelim.
That's Zahra.
Zehra bu.
Isn't that right, Zahra?
Doğru değil mi, Zehra?
Massoumeh, my dear, Zahra, my dear...
Masume, canım, Zehra, canım benim...
Zahra, wash the clothes.
Zehra, çamaşırları yıka.
Zahra dear!
Zehra canım!
Zahra dear, eat up.
Zehra canım, ye bitir...
How are you, Zahra?
Nasılsın, Zehra?
Zahra, Massoumeh, where were you?
Zehra can, Masume can, neredeydiniz?
100 for Massoumeh. There's 100 tomans left for Zahra, and 100 tomans for you.
100 Masume için... 100 tumen Zehra için, ve 100 tumen de senin için.
Let's see if Zahra can do it.
Zehra bunu yapabilir mi görelim.
Zahra... let's go.
Zehra... gidelim.
Zahra... come and eat.
Zehra... Haydi gidelim
Zahra dear, let's go.
Zehra canım, gidelim.
Zahra dear...
Zehra canım...
Zahra dear, Massoumeh dear...
Zehra canım, Masume canım...
Zahra, don't go.
Zehra, gitme.
Zahra, stay here.
Zehra, kal orada...
Zahra!
Zehra!
- Zahra NADERl
- Zehra NADERl...
Zahra SAGHRlSAZ
Zehra SAĞRISAZ
If a man answers the phone, call Zahra.
Telefona adam çıkarsa, Zehra'yı çağırtın.
- Ask for Zahra.
- Zehra'yı isteyin.
I want to speak to Zahra.
Zehra'yla konuşmak istiyorum.
Auntie Zohra...
Zehra teyzeciğim...
But I loved only Zahra, and I wanted to run away with her.
Lâkin ben yalnız Zehra'yı sevdim, Ve onunla kaçmak istedim.
I turned around, but there was no palace anymore, no Zahra.
Dolaştım durdum, Lakin artık ne saray vardı ortada, ne de Zehra...
Zohra doesn't mind.
Zehra, bakmama hiçbir şey demiyor.
Yussef killed the American and he spies on Zohra naked... and Zohra lets him watch her.
Amerikalıyı öldürdü. Zehra'yı çıplakken izliyor. O da izin veriyor.
Grandpa, shall I go to Zehra until you have your injection?
Dede, sen iğne olana kadar ben Zehra ablaya kadar gideyim mi?
- Congratulations, Zehra, sis.
- Gözün aydın, Zehra abla. - Sağ ol, canım benim.
- Before she died Mother Zehra had promised a holy offering at Birgi.
- Zehra Annem ölmeden önce Birgi'de bir adak adamıştı.
Do it for Mother Zehra's sake.
Zehra Annemin hiç hatırı yok mu?
There are some things of Mother Zehra's that I need to give you.
Şey, Zehra Anne'den kalan emanetler vardı. Onları vermem lazım size.