Zemin translate Turkish
2,106 parallel translation
You know much about tiling a floor?
Zemin döşemelerin kaç sterlin olduğunu biliyor musun?
- You have original oak floors.
- Sizin zemin orijinal.
I've found grounds to hold without bail and retry - four of the prisoners in question. - Good.
Sorgudaki mahkumların dördünü yeniden yargılama ve kefalet olmaksızın tutmak için zemin buldum.
Stay on the ground floor, the armed response unit will go upstairs.
Zemin katta kalın. Silahlı birim üst kata çıkacak.
- Ground floor's clear.
- Zemin kat temiz.
Like grapevine, the soybeans change according to the soil type and sunlight
Tıpkı üzüm gibi, fasulyeler de zemin tipi ve güneş ışığına bağlı olarak değişir.
Like the soil type affects the rice plant, the rice stalks tying the bean blocks determine the taste of the end product
Tıpkı zemin tipinin pirinci etkilediği gibi fasulye kalıplarına bağlanan pirinç sapları da tamamlanmış ürünün tadını belirler.
The road was now a loose surface, but in gravel mode, the Evo got its claws out and clung on.
Yol şimdi gevşek bir zemin haline geldi, ama asfalt modda, Evo pençelerini zemine çıkarıp tutundu.
I was planning a cocktail party on the ground and first floors and we can't do that now.
Zemin katta bir kokteyl parti vermeyi planlıyordum ama bu durumda yapamayız.
And I hope the basement floor is properly aired.
Ve umarım zemin katı uygun bir şekilde havalandırılıyordur.
Floor's slippery so watch your feet.
Zemin kaygan, adımlarınıza dikkat edin.
Ground was damp...
Zemin ıslaktı...
When I sat down, the ground was damp.
Oturduğumda, zemin ıslaktı.
- If the surface is slippery, do you want to overload the front or rear tires?
- Eğer zemin kaygansa, ön veya arka tekere fazladan ağırlık yüklemek ister misiniz?
If the pavement was slippery, which line would you choose?
Eğer zemin kaygansa hangi hattı seçersiniz?
Could you quick flick your bike if the pavement or weather were slippery?
Eğer zemin ıslak ve kaygansa motoru ani döndürebilir misiniz?
- Could you quick flick on cold tire or cold pavement?
- Eğer lastik veya zemin soğuksa motoru ani döndürebilir misiniz?
Ice Make : Floor!
Buzdan, zemin!
Putting Dastan on trial would give him a stage for his edition.
Dastan'ı yargılarsak, ona planlarını gerçekleştirmesi için zemin hazırlamış oluruz.
This floor's all slippery!
Zemin kaygan!
you Forgot to put up the wet floor sign you did not bother with the bathrooms on the second floor and you forgot to unload the boxes of the medics you think that is a acceptable behavior for the head of the janitors?
Ne kadar çok ıslak zemin işareti koymayı unuttunuz. Kimse rahatsız etmedi, ikinci kattaki banyoda ve boşalttırmayı unuttum sağlık görevlilerine... 89 00 : 08 : 14,471 - - 00 : 08 : 19,630 Sen olduğunu Düşünüyorum Kapıcılar için kabul edilebilir bir davranış?
And another one on the ground floor.
Diğeri de zemin katta.
Do you live on the ground floor?
Zemin katta mı oturuyorsun?
I know a good ground floor restaurant.
Zemin katta bildiğim güzel bir restoran da var.
I can let you in on the ground floor, OK?
Sizi zemin kata alırım, tamam mı?
Contact light.
Zemin aydınlatma.
Now if you please be following me to the ground floor -
Şimdi zemin kata inip...
We flew Ed up, and we hung out for about a week and worked on these songs in the basement of Galleria Potatohead.
Ed'i yanımıza çağırdık ve yaklaşık bir hafta birlikte takıIdık. Ve Galleria Potatohead'in zemin katında bu şarkılar üzerinde çalıştık.
You hear the pound of your footsteps as you go down this basement, and you just go in and light it up.
Zemin kata adımlarınızı duyarak iniyorsunuz ve oraya gidip ışığı açıyorsunuz.
This roofing plastic says you're full of shit.
Bu plastik zemin kaplaması yalan söylediğini gösteriyor.
The ground rolls into a hardpack and we lost that track, too.
Zemin sertleşti ve o izleri de kaybettik.
But... the ground is shifting below our feet, and apparently... there's no other way out.
Ama ayaklarımızın altındaki zemin kayıyor ve görünüşe göre de başka çaremiz yok.
It's probably on the ground floor.
Asansör muhtemelen zemin kattadır.
I was thinking about, in the premonition we all got off the bus, but the ground gave way and Candice fell.
İçime doğanı düşünüyordum hepimiz otobüsten indik ama zemin kaydı ve Candice düştü.
Two weeks out, you go after your gold-circle hotties, you know, your premium, floor-level seats.
İnanılmaz seksi hatunlarla iki hafta geçiriyorsun. Mükâfatın, zemin kattaki koltuklar.
Now if you start too early, you got no chance at the floor seats.
Çok erken başlarsan zemin kattaki koltuklar için hiç şansın olmaz.
What if we recruit volunteers for a ground search?
Zemin taraması yapması için gönüllülerle çalışmaya ne dersin?
The cladding and the floor are both marble.
Duvarlar ve zemin mermer.
Sticky floors, shiny shirts, weird, rich Russian dudes who say, "You want to make dance with me?"
Yapış yapış zemin, parlak tişörtler,... "benimle dans etmek ister misin?" diye soran garip, zengin Ruslar.
What do you mean "No legal grounds"?
"Hiç yasal zemin yok" da ne demek?
We're making our way to the ground floor.
- Zemin kata iniyoruz.
The floor and the wall just switched.
Duvar ve zemin değişti.
Sad floor.
Üzgün zemin.
Sorry for stepping on you, floor.
Üstüne bastığım için kusura bakma, zemin.
Like a pressure plate in the floor that silently announces your presence... And gives whoever's inside... a chance to do something about it.
Örneğin içerideki kişiye önlem alması için gelişinizi haber veren basınca duyarlı zemin gibi eklemeler.
There's a storage room in the ground floor, right under where they're meeting.
Zemin katta bir depo var. Buluştukları yerin hemen altında.
Refinished floors, marble countertops, great ocean views - - it's the perfect bachelorette pad for someone like you.
İnce tesviye zemin, mermer tezgahlar, muhteşem bir okyanus manzarası. Sizin gibi bekar bir bayana uygun, harika bir ev.
You mean the floor.
Zemin demek istedin herhalde.
It's not ideal... But it'll give us a reason for John to talk to us.
Pek uygun sayılmasa da bize John ile konuşabilmemiz için zemin hazırlayacaktır.
But somebody's got to stay back and - - and cover your escape.
Ama birisinin burada kalıp kaçışınıza zemin hazırlaması lazım.
Floors, walls, basement, yard- -
Zemin, duvarlar, bodrum, bahçe...