English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Z ] / Zinc

Zinc translate Turkish

218 parallel translation
Tea, spices, rice, zinc and Australian wool.
Çay, türlü baharatlar, pirinç, çinko ve Avustralya Pamuğu bölgesi yani.
I again urge you to study and consider United Zinc...
Sizi United Zinc vakasını tekrar gözden geçirmeye davet ediyorum.
This experiment will test the properties... of a strange gas... prepared with nitric acid and granulated zinc.
Bu deney, nitrik asit ve öğütülmüş çinko ile hazırlanmış farklı bir gazın niteliklerini deneyecek.
Two years ago he was something in zinc.
İki yıl önce çinko işindeydi.
Every metal part is zinc-rich steel!
Her parçası çeliktendir! Vay canına!
In this zinc-plated, vacuum-tubed culture?
Bu çinko kaplamalı kültürde mi?
The roof of sheet zinc, typical of cheap postwar houses, flashes in the sun.
Savaş sonrası ucuza yapılan her ev gibi, çinko sac çatısı gün ışığıyla parlıyor.
In Geneva, officials of the central clearing banks met with Herr Voleschtadt of Poland to discuss non-returnable loans on a 12-year trust basis for the construction of a new zinc-treating works in the Omsk area of Krakow, near the Gulistan border.
Cenevre'de, merkez bankası görevlileri Polonya'dan Herr Voleschtadt ile Krakov'un Omsk bölgesinde, Gülistan sınırında yeni bir çinko işleme tesisi için 12 yıl vadeli iadesiz kredi konusunu görüştü.
Well, speaking as a member of the stock exchange I would suck their brains out with a straw sell the widows and orphans, and go into South American zinc.
Borsanın bir üyesi olarak konuşacak olursam ben bir kamışla beyinlerini emer dul ve yetimleri satar ve Güney Amerika çinkosuna girerim.
Simon-Zinc-Trumpet-Harris, married to a very attractive table lamp.
Simon-Zinc-Trumpet-Harris çekici bir masa lambasıyla evli.
- There's zinc.
- Çinko var. - Evet, başka?
Simon Zinc Trumpet Harris.
Simon Zinc Trumpet Harris.
Javais Brookhamster of Kensington... runner up, Vivian Smith Smythe Smith of Mayfair... and third, Simon Zinc Trumpet Harris of Kensington.
Kensington'dan Javais Brookhamster. İkinci sırada Mayfair'dan Vivian Smith Smythe Smith var. Üçüncü sırada ise Kensington'dan Simon Zinc Trumpet Harris.
You want to buy out the zinc, go ahead.
Çinkoyu satın almak istiyorsunuz, buyurun alın.
I don't own any goddamn zinc mines.
Bende çinko madeni falan yok.
You could do this here with your own zinc.
Siz de çinko işinde bunu yapabilirsiniz.
All you've got to do is give the bugger a box of this stuff put him down the hole, up to the rock-face and there's your zinc.
Tek yapmanız gereken adama o patlayıcıdan verip... onu deliğe sokmak, ta kayaların dibine... işte çinko elinizde.
It must be lined with zinc. It must be absolutely airtight. It must be...
İçinin çinkoyla kaplı olması ve hava almaması gerek.
Where do you suddenly find two zinc-lined coffins? Two?
Çinko kaplı 2 tabutu bu kadar çabuk nereden bulabilirsin ki?
With all this nasty business... zinc coffins and health certificates... and export licenses... why subject them to that?
Çinko tabutlarla, nakil belgeleriyle, sağlık belgeleriyle uğraşacağımıza neden onları burada toprağa vermiyoruz?
Metal from the Yellow Country was zinc.
Darı Ülkedeki metal, çinko!
China and India were the only countries possessing zinc mines in antiquity.
Çin ve Hindisyan, sadece antik çinko madenine sahip ülkelerdi.
I put an extra pair of glasses in your black socks and there's the stuff for your nose, the zinc oxide and Blistex is in the kit.
Siyah çoraplarının arasına yedek gözlük koydum burun damlan, çinko oksit ve Blistex ilk yardım çantasında.
This device uses zinc coins only.
Bu cihaz yalnız çinko bozukluk ile çalışır. Gümüş bozukluklar ile çalışmaz!
Zinc?
Çinko mu?
18 per cent zinc. 14 per cent copper.
% 18 çinko. % 14 bakır.
Some magnesium here, some zinc there.
Biraz magnezyum, biraz çinko.
- Copper and zinc, I'd say.
- Bakır ve Çinko olabilir.
Zinc oxide. Yeah.
Ama kumsala gittiğimizde bunu unutmamaya çalış.
Oh, well, eventually they stabilized my iron levels and the zinc self-corrected.
Sonunda demir seviyemi sabitlediler. Çinko kendiliğinden düzeldi.
The atomic number of zinc is 30.
Çinkonun atom numarası 30.
You said you wanted a world without zinc, Jimmy.
İçinde çinko olmayan bir dünya istediğini söyledin Jimmy.
Without zinc for the rotary mechanism there are no telephones.
Dolaşım mekanizmasında çinko olmazsa... telefonlar bir işe yaramaz.
The firing pin in your gun was made of... yup... zinc.
Silahının ateşleme pimi neyden yapılıyor... yup... çinko.
Come back, zinc.
Geri dön çinko.
Zinc, come back.
Çinko, gel geri.
Zinc!
Çinko!
Zinc, zinc!
Çinko! , Çinko!
Thank goodness I still live in a world of telephones car batteries, handguns, and many things made of zinc.
Hala telefon, akü, tabanca ve çinkoyla yapılan daha birçok şeyle........ dolu bir dünyada yaşadığım için şükürler olsun.
If anyone wants to learn more about zinc they're welcome to stay.
Çinko hakkında daha birşeyler öğrenmek isteyen varsa..... kalabilir.
Want me to zinc your sniffer?
Burnuna çinko sürmemi ister misin?
I shall produce an authoritative guide to the zinc bars and... I want to say hareems.
Hem zink barlar için güvenilir bir rehberim de olur ve... Harimler diyorum.
You should try homeopathic medicine like zinc.
Homeopatik ilaçları deneyebilirsin, mesela çinko hapı.
- I'm 40o / o zinc.
- Ben zaten 40 % çinkoyum.
Calcium, iron, zinc.
Kalsiyum, demir, çinko.
What about the zinc?
Peki ya çinko?
- Z-Zinc? ( Laughs ) - ( Laughing )
- Çinko mu?
- Hold the fennel, hold the zinc.
- Rezene olmayacak, çinko da olmayacak.
Water rushed down gutters, reverberating over the zinc roof like gunfire a massive army marching across the trees, overflowing, cascading, thundering into barrels, a concert of drums, water falling on water, drenched and whistling and out of control,
Bir silah sesi gibi yankılanarak çinko çatıya vuran yağmur taneleri sanki çok aceleleri varmış gibi, hızla oluktan aşağı akıyordu. Suya çarpan suyun, bir davul dinletisini andıran kışkırtıcı gürültüsü altında ıslak dev bir ordu, taşarak, çağlayarak gürleyerek, tıslayarak kontrol edilemez bir öfke nöbeti içinde önüne çıkan her şeyi ağaçları, kayaları, hayvanları, evleri önüne katıp götürdü.
Parsley's full of vitamin C and E, beta carotene, zinc, magnesium, it's excellent.
Maydanoz C ve E vitamini deposudur. Beta karoten, çinko, magnezyum. Harika bir bitki.
It wasn't until I was older that I realized that the arrowhead was just some compressed shale mixed with zinc pyrite that had fractured into an isosceletic triangulate.
Biraz daha büyüyünce ok başının çinko ile kaplanmış, sıkıştırılmış bir yapısı olduğunu fark ettim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]