English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Z ] / Zlatan

Zlatan translate Turkish

110 parallel translation
She's got something on her conscience.
Ama insanın vicdanını sızlatan bir yanı var.
Every man's conscience is a thousand men to fight against this guilty homicide.
Her adamın vicdanı bu iç sızlatan cinayetlere karşı vuruşacak bin adam eder.
We're perfectly aware that you grew up amid conditions that were heartbreaking. Let me ask you something.
Yüreğimizi sızlatan bir ortamda yetiştiğinizi artık hepimiz biliyoruz.
Ball-busting psycho-whore.
Taşak sızlatan psikopat bir fahişe.
Cut off home, fucking ball-bustering...
Evi, taşak sızlatanı... bu kötü havayı bırakmak mı!
Mosquitoes that would strip you to the bones.
Sokunca kemiklerinize kadar sızlatan sivrisinekler.
It was a painful decision.
İçimi sızlatan bir karar oldu.
One of those bone-chilling moans.
O kemik sızlatan figanlardan.
Sun reflects from them like mirror, flame yellow, cutting into our eyes.
Gözümüzü sızlatan güneşin sarı alevlerini ayna gibi yansıtıyorlar.
I often think about the one I love Her memory torments my heart
Aklımda hep kalbimi sızlatan birinin aşkının hatıraları var.
You know Vinod... There's something else, which has been pricking my conscience these last few months.
Aslında Vinod son birkaç aydır vicdanımı sızlatan başka bir mesele daha var.
I'm going to continue telling you juicy stories, funny stories heart-tugging stories.
Ben de sana ağız sulandıracak, komik, kalpleri sızlatan hikayeler anlatmaya devam edeceğim.
Just as well, really. I was beginning to long for the bone-chilling cold of home.
Memleketin kemik sızlatan soğuğunu özlemeye başlıyordum.
- So, was it a, um, normal kiss... or was it a supernatural, tingling in your toes... butterflies in your tummy sort of kiss?
- Peki, sıradan mı... yoksa olağanüstü, ayak parmaklarını sızlatan... karnında kelebekler uçuran bir öpücük müydü?
Dobson's release and the attacks on these poor young girls were on truby's conscience, not mac'S.
Dobson'ın serbest kalışı ve yine o zavallı kızlara saldırışı Truby'nin vicdanını sızlatan bir şey olmalı. Mac'inkini değil.
There's still one word with a power that aches.
Hâlâ içini sızlatan bir kelime var.
A thousand families will ache with loss and millions will shudder, sleepless with a bone-gnawing fear.
Binlerce aile kaybetmenin acısını yaşayacak, milyonlar ürperecek, Uykusuz ve kemiklerini sızlatan bir korkuyla.
Gut-wrenching despair.
Yürek sızlatan bir çaresizlikle.
It wasn't the feces that got to you, Lemon.
Kalbini sızlatan şey dışkılar olmazdı Lemon.
The shooting board.
Sızlatan kurul.
How about the shooting-team review?
Peki ya sızlatan takım görüşmesi nasıldı?
There's only one thing that breaks my heart.
İçimi sızlatan tek bir şey var.
Come on, Zlatan!
Hadi, Zlatan!
You must have so many heavy sins on your conscience, child.
Vicdanını sızlatan çok fazla günahın olmalı çocuğum.
♪ I'm a woman's man, no time to talk ♪
* Kadınların içini sızlatan bir erkeğim, vakit kaybedemem konuşmakla *
I have a heart-ringing ballad for you.
Neyimiz varmış burada, bir tane daha. Yürek sızlatan bir türkü.
My uncle will speak with two famous Qur'an readers who "get one's heart to melt."
Amcam insanın yüreğini sızlatan iki ünlü kuran okuyucusuyla konuşacak.
A break-your-heart-in-two type Christmas
Kalp sızlatan bir Noel
Zlatan Ibrahimovic, or just Zlatan, as the new forward likes to be called.
Zlatan Ibrahimovic ya da yeni forvetin tercih ettiği şekliyle, yalnızca Zlatan.
Zlatan Ibrahimovic.
Zlatan Ibrahimovic.
Is Zlatan photogenic?
Zlatan fotojenik mi?
Zlatan Ibrahimovic combines power with technique.
Zlatan Ibrahimovic, gücü ve tekniği birleştiriyor.
Zlatan Ibrahimovic, shoe size 47.5!
Ibrahimovic, ayakkabı numarası, 47,5! ZLATAN IBRAHIMOVIC, 18 YAŞINDA
Welcome, Zlatan.
Hoş geldin Zlatan.
Zlatan is just as promising as you were at his age. But he's been a pain in ass this year.
Zlatan, sen onun yaşlarındayken olduğun kadar umut vadediyor ama kendisi bu sene tam bir baş belasıydı.
A new record. Right, Zlatan?
Yeni bir rekor, değil mi Zlatan?
Zlatan Ibrahimovic, or just Zlatan.
Zlatan Ibrahimovic, ya da sadece Zlatan.
- Is Zlatan here?
- Zlatan burada mı?
Zlatan, my friend, what the hell?
Zlatan, dostum, bu ne yahu?
No England, right Zlatan?
İngiltere yok, değil mi Zlatan?
Put Zlatan in! Put Zlatan in!
Zlatan sahaya!
There were a lot of openings, but Zlatan didn't see us.
Bir sürü fırsat vardı ama Zlatan bizi görmedi. NICLAS KINDVALL FORVET, MALMÖ FF
Zlatan is probably the biggest talent I have ever seen.
Zlatan, gördüğüm en büyük yetenek olabilir.
And Zlatan, in particular, needs to mature.
Özellikle de Zlatan'ın olgunlaşması gerek.
Deep down, Zlatan is such a nice guy.
Zlatan, özünde çok iyi bir adam.
And then they had this newcomer, Zlatan Ibrahimovic.
Ayrıca yeni transferleri Zlatan Ibrahimovic de vardı.
My job was to mark Zlatan.
Görevim, Zlatan'ı markaja almaktı.
Zlatan elbowed me hard when the ref wasn't looking.
Hakemin bakmadığı sırada, Zlatan bana sağlam bir dirsek geçirdi.
Zlatan walks away and he's really pissed off.
Zlatan çekip gidiyor, çok sinirli.
And the Djurgarden supporters really taunted Zlatan.
Djurgården taraftarları da Zlatan'la çok fena dalga geçti.
Zlatan, may we take a picture?
Zlatan, resim çekebilir miyiz?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]