English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Z ] / Zooming

Zooming translate Turkish

130 parallel translation
How about zooming over to San Felipe tonight?
- San Felipe'ye vınlamaya ne dersin? - Vınlamak mı?
- Zooming? - I borrowed a motorcycle and took off the sidecar.
Bir motosiklet kiraladım ve selesini çıkardım.
Although I keep dreaming that maybe the stock market will go zooming up, and we can go to Paris.
Asıl hayalim, borsanın hızla artması, ve Paris'e gidebilmek.
A sniper could be on top of that mountain and blow off the right half of my chest... or a plane could come zooming in through that pass and drop a bomb on my head.
Karşı tepedeki bir keskin nişancı göğsümü paramparça edebilir. Veya şuradan bana kilitlenmiş bir uçak başımın üzerine bombayı bırakabilir.
You're a jet plane zooming towards the future, Mr Klotz.
Geleceğe vınlayarak uçan bir jetsiniz siz, Bay Klotz.
at last we're zooming down that old lonesome highway.
sonunda yalnızlar otoyolundan aşağı vınlayacağız.
We're zooming along, protecting the Hebrew race
Büyük bir hızla gidiyoruz, İbrani ırkını koruyoruz
We're zooming along
Büyük bir hızla gidiyoruz
I know nobody's listening because y'all are all zooming, but I got a shot of hot rock'n'roll for you anyway.
Hepinizin uçuşa geçtiğini, bizi dinlemediğinizi biliyorum... ama yine de sizin için bir doz süper rock'n'roll çalacağım.
I'm close to zooming the bastards. How's your daughter Jan?
Jan nasıl?
"Whole Lotta Shakin"'has sold 200,000 copies, has hit number ten on the pop charts, and is zooming higher every day.
"Whole Lotta Shakin" 200,000 kopya sattı, listelere on numara olarak girdi ve ilerlemeye devam ediyor.
You must be crazy, zooming around on a broom in public.
delirmişsin galiba.
- When I was his age, I was the guy... zooming the girls like you. - You bet.
- Kesinlikle.
Zooming in.
Zoomluyorum.
What about zooming out, and seeing what this jungle really is?
Görüntüden uzaklaşıp ; ormanın aslında ne olduğunu görmeye ne dersin?
I'm also doing warp 10, zooming down the expressway to the yells of, " It's a bird, it's a plane.
Önce iyi gidiyordum ama sonra kızaktan çıktım ve kendimi otobanda yorumlar eşliğinde giderken buldum. "Bir kuş." "Uçak."
We're zooming over here.
Biz burada uçuyoruz.
Zooming in tighter yet he captures the stark drama at great personal risk.
Biraz daha yakınlaşarak kendini tehlikeye atmak pahasına, bu yalın dramı çekiyor.
Zooming in.
Yakınlaştırıyorum.
I was the one zooming along.
Yakından geçen bendim.
I see them on the street zooming around.
Caddede onları tam gaz giderken görüyorum.
Try zooming out.
Küçültmeye çalış.
Try zooming out again.
Uzaklaştır.
- Zooming in.
- Zum yapıyorum.
One year, the second little flea arrives, and he's freezing cold. And he says, "Ooh, ooh I was just zooming down from Jersey in a guy's mustache on a motorcycle and I am frozen!"
Ve bir yıl, ikinci küçük pire titreyerek gelmiş. "Motosikletli bir adamın bıyığında, Jersey'den buraya kadar geldim...,.. ve donuyorum" demiş.
Zoom three Mag. - Zooming.
Oraya zoom yapın.
[ALL SCREAMING] I'm happy to report that sales of the Shockpants are once again zooming.
Söylemek isterim ki şokpantolon satışları tekrardan yükselişe geçti.
Zooming in.
Yaklaştırıyorum.
She's zooming us, Jack.
Bizi oyalıyor Jack.
Look at us go. We are zooming.
Hey gidişe bak be Yaklaşıyoruz.
Especially with Hoverdrones zooming around everywhere.
Özellikle Hoverdrone'lar her yeri gözetlerken.
Look out, because it's zooming!
Dikkat edin, irtifa kazanıyorum!
Got the zoomy-thingy zooming.
Zoom yapan şeyi buldum.
I think I'm really zooming.
Sanırım cidden zoomluyorum.
Well, imagine getting off while you're zooming straight down and your heart is going, you know, thump.
Tam aşağı inerken dışarı çıktığını düşün... Kalbin hızla atıyor.
... I'm zooming down the freeway in the moustache of a guy on a motorcycle. "
Wilson? Müvekkilin seninle konuşmak istiyor.
OH... THE MINUTE SHE CAME ZOOMING BACK INTO YOUR LIFE,
Hayatımızı girdiği ilk anda, onun motosikletinin arkasına atlayıverdin.
BUT TO GO FROM ZOOMING DOWN THE HIGHWAY TO ZERO IN THE SLOW LANE...
Yani otoyolun en sağ şeridinde, bekleme yapmak gibi...
BECAUSE PERHAPS ZOOMING AROUND ON A MOTORCYCLE BEATS THE SHIT OUT OF CLEANING UP BABY PUKE AND NURSING EARACHES.
Belki de motorsikletle gezmek yerine lanet olası bebek kusmuklarını temizleyip ona bakıyordu.
Later, they strip them of their electrons and send the protons zooming around a four mile circular tunnel beneath the prairie.
Sonra, onları elektronlarından ayırarak, protonları çayırın altındaki dört millik dairesel tünele hızlanmaya yollarlar.
Now he's taking a good movie and zooming in and out.
Hayır, aslında güzel bir film çekiyor.
LOOK AT THIS. WE'RE ZOOMING INTO THE DRIP TRAY
Şuna bak, damlama tepsisine yaklaşıyoruz.
MAN : Zooming in.
- Zoom yapıyorum.
Okay, Zooming out of 6, 12, 21.
Pekala. 6, 12, 21'den ayrılıyorum.
And zooming in to 17, 24, 9.
Ve 17, 24, 9'a zum yapıyorum
Zooming in.
Yaklaştır.
And zooming in 1 00 times magnification welcome to the Pacific Northwest.
Yüz ayrı mevki var. Batıda görüldü.
Like half a tab, normally, and you are fucking zooming.
Yani yarım hap alınca havaya uçarsın normalde.
Instead of zooming out, pull back.
Dışa zum yapacağına, geri gel. Tümünü al.
So you are zooming in on me? What do you think about this pose?
Bu poz nasıl sence?
Zooming in, right?
- Zoom yapıyoruz

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]