Translate.vc / Spanish → Turkish / 1896
1896 translate Turkish
52 parallel translation
El profesor Georg Manfeldt, que ayer, en el marco del Congreso Astronómico Internacional, dio una conferecncia sobre la legendaria riqueza aurífera de la Luna y que encontró el más absoluto rechazo con sus declaraciones fantásticas.
Prof. Mandfeldt'in Dünya Astronomi Kongresi'nde yer alan... aydaki altın bolluğu hakkındaki konferansı... hayali yaklaşımıyla protestolara neden oldu. 17 Ağustos 1896, Perşembe...
En mayor de 1896, siendo yo jefe de Inteligencia recibí partes de una carta dirigida a Esterhazy del representante de una potencia extranjera.
Mayıs 1896'da, İstihbarat teşkilatı şefiyken dış mihraklar tarafından, Esterhazy'ye gönderilmiş yırtık bir mektubun parçaları elime geçti.
Un día de 1896, yo estaba cruzando hacia Jersey en un ferry y mientras salíamos, otro ferry estaba entrando en ese ferry había una chica aguardando para bajar.
1896'da birgün feribotla, Jersey'e geçiyordum. Biz tam açılırken ederken başka bir feribot yanaştı. İçinde inmek için bekleyen bir kız vardı.
Nacida el 24 de Enero de 1896. Fallecida el 13 de agosto de 1925.
24 Ocak 1896 doğumlu, 13 Ağustos 1925 ölüm tarihli.
Mi padre te ayudó a nacer cuando construyeron los tribunales, 1896.
1896'da seni babam doğurttu.
- ¿ Y qué esperabas? Lo fabriqué en el 96, cuando hacía el servicio militar.
Onu 1896'da ekmiştim, askerlik yaşı gelmiştir.
Estamos en el año 1896.
# Yıl 1896.
El Dr. Reinhart H. Schwimmer : nació en Chicago, Illinois, el 1 de septiembre de 1896.
Dr. Reinhart H. Schwimmer... 1 kasım 1896'da Chicago, Illinois'de dünyaya geldi.
TROTSKY, ESTUDIANTE REVOLUCIONARIO 1896
TROÇKİ DEVRİMCİ ÖĞRENCİ - 1896
1896. De aquí a tres años Dagny Juell, acompañada por Stanislaw Przybyszewski viajaría a la ciudad rusa Tiflis para reunirse con un amante quien luego le pegaría un tiro en la cabeza a ella y se suicidaría después.
Şu andan üç yıl sonra, 1896'da Dagny Juell, Stanislaw Przybyszewski'nin refakatinde önce onu başından, sonra da kendisini vurarak intihar edecek olan sevgilisiyle buluşmak için Rus şehri Tiflis'e seyahat edecek.
Los festejos de la coronación, estuvieron ensombrecidos por los que murieron pisoteados, entre la multitud en el prado de Khodinka en Moscú.
1896'da taç giyme töreni şenliklerinde Moskova'daki Khodynka merasında kanlı izdiham yaşandı, insanlar ezilerek öldü.
El prado de Khodinka 1896 1389 victimas, mueren pisoteadas o aplastadas otras 1300 son heridas de gravedad.
Khodynka. 1896. 1.389 ölü. Ezilme ve çiğnenme sonucu.
En 1896 un grupo de topógrafos y soldados llegaron al Alto Pachitea. Pero los mataron a casi todos.
1986'da bir grup arazi mühendisi ve asker Pachitea sırtlarına çıkmış fakat çoğu katledilmiş.
Nació en Dakota del Norte en 1896... y nunca vió una gran ciudad hasta su regreso de Francia en 1918.
1896'da Kuzey Dakota'da doğdu... ve 1918'de Fransa'dan... dönene kadar büyük birşehir görmedi.
"Caballos y adornos de Virginia, 1896"?
"Virginia At Biniciliği, 1896"?
- Máuseres alemanes de 1896.
Alman yapımı, Mauser, 1896.
La gente quería las monedas de plata para poder escapar del avallasamiento que los cambistas tenían sobre el oro.
1896'da daha çok gümüş para basılması, başkanlık yarışının odak konusu oldu.
Para 1896, la emisión de monedas de plata se convertía en el tema central de la campaña presidencial.
Bu konuşma kendisine "dikenli taç ve altın haç" lakabı verilmesini sağladı.
En 1896, el sistema se conectó y comenzó la Era de la Electricidad.
1896'da, sistem devreye sokuldu ve Elektrik Çağı başladı.
¿ Galletas Oreo? Lo siento. Son de 1896.
Halleyler, üzgünüm bu 1896 yılına ait.
Este es un modelo 7.63 mm de 1896 culata palo de escoba..
- Bu... 7.63 milimetre - Model 1819 Altı patlar
Sí, Holmes fue ejecutado en Moyamensing el 7 de mayo, de 1896.
Holmes 7 Mayıs 1896'da Moyamensing'de idam edilmiş.
Y, en 1896 en Paris, se hizo el mayor descubrimiento de todos.
Ve 1986'da Paris'te, hepsinden daha önemli bir keşif yapıldı.
El nombre de mi padre era Abraham Kritzky. Nació en el cuartel judío de Vilnius en Noviembre de 1896.
150 dikişçi kadının öldüğü ünlü 1911 yangınında ordaydı..
La verdad es que Nikola Tesla patentó la idea básica para el radio en 1896.
İşin aslı, Nikola Tesla denen bir adam 1896'da radyonun ana fikrinin patentini almıştır.
El primer transplante de corazón exitoso se realizó el 7 de septiembre de 1896, por el Dr. Ludwing Rehn, en Frankfurt, Alemania.
İlk başarılı kalp nakli 7 Eylül 1986'da gerçekleştirilmiştir. Dr. Ludwig Rehn tarafından, Frankfurt, Almanya'da.
Después, en 1896...
Ve daha sonra 1896'da...
CARNES CYSNOS Calidad desde 1896 La Planta Cárnica Cysnos.
Cysnos Et Paketleme Tesisleri.
1896, un velocípedo.
1896'da, ön tekeri kocaman olanlardandı.
De padre a hijo desde 1896
"1896 yıllık aile işletmesi"
El único jugador de la historia que alguna vez consiguió ambas fue Bigotes Pete Drexell, en el 1896.
Tarihte ikisini de başarabilmiş tek oyuncu 1896'daki Bıyıklı Pete Drexell'di.
Cuando en 1896 se conectó esta nueva forma de corriente, tardó menos de un segundo en llegar a Buffalo, a más de 32 km de distancia.
1896'da bu yeni akım türü devreye alındığında neredeyse 40 kilometre uzaktaki Buffalo'ya ulaşması 1 saniyeden az sürdü.
Las columnas corintias fueron diseñadas en 1896 por Giuseppe Pegatto.
O korint tarzdaki kolonlar 1896'da Giuseppe Pegatto tarafından tasarlanmıştı.
John Waterhouse, Pandora 1896.
John Waterhouse, Pandora 1896
Nació en una familia sureña pobre el 19 de junio de 1896.
19 haziran 1896'da fakir güneyli bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi.
Al analizar esta cuestión, no podemos retroceder el reloj a 1868, cuando la Decimocuarta Enmienda se escribio, o incluso a 1896, cuando Plessy contra Ferguson fue escrito.
Bu davayı karara bağlarken, tarihleri ne 14. Madde'deki değişikliğin yapıldığı 1868'e ne de Plessy - Ferguson Davası'nın kararının yazıldığı 1896'a döndüremeyiz.
A finales de 1896, la mayor parte del globo conocía el nuevo invento : el cine.
1896'nın sonunda dünyanın büyük bölümü bu yeni icadı, sinemayı duymuştu.
Esto está ocurriendo ahora, porque el fundador del premio, Alfred Nobel, murió en este día, en 1896.
Bu törenin bu akşam yapılmasının nedeni... Alfred Nobel'in ölüm yıldönümü olması.
¿ Sabías que desde 1896 todos los pianos Haggenmiller fueron construidos en la misma fábrica en St.
1986'ya kadar bütün Haggenmiller piyanolarının St. Paul'daki aynı fabrikada üretildiklerini biliyor muydun?
Plessy versus Ferguson.
Plessy - Ferguson duruşması 1896.
Año 1896. Pero incluso en su disidencia él todavía, llamaba a la raza blanca, la raza dominante. Y juraba que continuaría para siempre.
Muhalifken bile beyaz ırkın üstün olduğunu söyleyip... hep böyle kalacağına yemin etti.
La fallecida es una tal Grace Agnes Madison. 11 de abril, 1896.
Müteveffa Grace Agnes Madison. 11 Nisan, 1896.
Es el nivel que el agua alcanzó en la inundación de 1896.
1896 yılında selin ulaştığı düzey.
Fue en 1396, retardadas.
1896'da, ezikler.
REVISTA FILOSÓFICA Y SEMANARIO DE LA CIENCIA Ya en 1896, el científico sueco Svante Arrhenius calculó que duplicar la cantidad de CO2 en la atmósfera podría derretir el hielo del Ártico.
1896 yılında, İsveçli bilimci Svente Arrhenius atmosferdeki CO2'nin miktarının ikiye katlanmasının kuzey kutup buzulunu eriteceğini hesapladı.
Calle La Vista Nº 1896.
1896 La Vista Sokağı.
Construido en 1896, el telescopio es uno de los más grandes de su tipo y era el lugar para visitar en su época para aproximarse e impresionar al nuevo publico científico.
1896 yılında inşa edilen teleskop dünyada türünün en büyüklerindendi ve insanlara bilimi sevdirmek için gözlem yapılan bir uğrak yeriydi.
Y en el 1896 compendio Anomalías y curiosidades de Med...
Ayrıca 1896'da "Anomaliler ve Tıptaki İlginçlikler" dergisinde...
- Soy Enguerrand de Montignac nacido en 1896.
1896'da doğdum, 13 yaşımda papaz okuluna girdim.
¿ De 1896?
- 1896?
Hijo de puta.
1896 Kasım ında 1910'daki katliamlarda Amerikaya göç etmiş.