Translate.vc / Spanish → Turkish / Aaa
Aaa translate Turkish
1,538 parallel translation
¿ Como te llamas? Ah, tu nombre es Nofia.
"Adın nedir?" Aaa Nofia mı senin adın?
Ya habla griego.
Aaa! Yunanca konuşuyor!
Mi esposo y yo estamos asentándonos en este lugar.
Kocam ve ben, aaa, burası çiftlik ve müştemilâtımız.
Bien, bien... tenemos que dirigirnos al Control de Daños de popa.
Aaa... tamam. İleri kıç hasar kontrol odasına doğru gitmeliyiz.
Diga "Ah".
Aaa deyin..
¡ Au! .
Aaa.
Soy a, uh, agente en el - el BAU, la Unidad de Análisis de Comportamiento del FBI, que, um, esto..., solía llamarse el BSU, la Unidad de Ciencia del Comportamiento, pero ya no.
Ben, aaa, DAB ajanı - FBI'ın Davranışsal Analiz Birimi, ki, ımm, ben genelde Davranışsal Fizik Birimi, DFB'i kullanıyordum. Ama artık kullanmıyorum.
- Sí, seguro.
- Aaa, tabi ki.
Dijiste lo mismo sobre la terapia.
Aaa.. terapi içinde ayni seyi söylemistin ;
Si, estoy de acuerdo con eso.
Aaa, evet, sorun yok.
Oh, Kit está aquí. Debería irme. Pero...
Aaa gitmem gerek, Kit geldi ama...
Avísame sobre lo que quieras hacer.
Aaa, sadece, ne yapmak istediğini bana bildir.
Papá!
Aaa baba, iyi misin baba?
Es la chica de anoche
Aaa... Geçen geceki kız.
¿ Mi padre? ... Invisible
Aaa, babam... görünmezdi.
Hay algunas acuarelas aquí...
Sanırım deniz minarelerin burada. Aaa, bak.
Te llamaba para decirte que estuvieras aquí como a las diez menos cuarto
Aaa, öylesine aramıştım ve şeyi söyleyecektim... Ona çeyrek kala gibi...
Al hola! - porque parece que va a estar lleno
gelsen, aaa, çünkü burası çok kalabalıklaşacak gibi.
En tu ausencia, Leo ha hecho un gran trabajo cubriendote
Leo çok.. çok... aaa... senin yerine çok... iyi iş çıkardı...
Me gustaría saber si la dama desayunará conmigo
Aaa - Öğle yemeğinde bana katılıp katılmayacağını öğrenmeyi çok isterim.
En resumen, volvemos a la conectividad del mapa
- Radyoda bunu söylememelisin Alice! Aaa, neyse. Bağlantı ağımıza geri dönecek olursak.
- ¡ vuelve aquí!
- Aaa! Bekle bir dakika!
No, creo que soy alégica a esos. - ¿ Qué NO has hecho?
Aaa, biliyor musunuz, bence bende bu tarz... çilekli şeylere... karşı alerji var.
La cosa es un poco complicada umm estas bien? Yo solo... Dios.
Hayır, hayır, hayır, ben, aaa, sadece...
Un par de personas podrían juntarse.
Aaa yapma... bir kaç kişi ödersek daha ucuza gelebilir.
Porque es el fin de semana del orgullo gay y estaremos ocupadas con lo del orgullo
Çünkü bu hafta sonu onur etklikleri var da ve biz bir nevi "eşcinseliz, burdayız" kutlaması yapacağız Aaa tamam, güzel
Em... este el el séptimo
Aaa, bu benim yedinci yüyüyüşüm
Chloe volvió a Nueva York y no estábamos preparadas para una relación a distancia
İlişkiyi farklı şehirlerden sürdürmeye hazır değildik Aaa, biliyor musun
... Papá... yo, yo, lo siento, sólo estana aun no estoy muerto...
Aaa, özür dilerim Uyanık olduğunu bilmiyordum Henüz ölmedim
Él viene de AAA. ( Asociación Americana de Automóviles )
Bağımlılık merkezinden.
Yo lo hice. Por eso estoy en AAA.
Ben başardım, bu sayede bağımlılığımdan kurtuldum.
Aquí es donde entra su comentario cortés.
Aaa, harikualede yüz ifadeniz burada durmam gerektiğini mi söyluyor?
¿ Puede darme un paquete de Marlboro y un billete de lotería?
Aaa, bi paket marlboro ve loto kuponu alabilir miyim?
- ¿ Ni siquiera con tu madre?
Annenle bile mi? Aaa, hayır...
No ha pasado ni un momento en la cárcel.
Aaa, hapiste yatmayacak.
Realmente le gusta ESPN Classics.
Aaa, ESPN klasiklerini sever.
Hay un problema con su coche.
Aaa, Arabanızla ilgili bir problem var.
Tu madrastra bloqueó mi coche y intenté despertarla, pero no responde. ¿ Está viva?
Aaa, üvey annenin arabası arabamın çıkmasını engelliyor. Onu uyandırmaya çalıştım ama o biraz...
Bueno... siempre he estado interesado en... la geometría.
Aaa, Her zaman için ah, yapıya, geometriye ilgi duydum.
Perdónenme por interrumpirlos.
Aaa, böldüğüm için çok pardon.
Pero esto es ambos estáis en un territorio nuevo.
Bu, aaa, ama bu... ikiniz de... yeni bir bölgedesiniz.
Y ¿ qué es lo que creo, profesor?
Ve aaa... İnandığım nedir, Profesör?
Diga "Ah".
- Aaa deyin.
Ya veremos.
Aaa, belki.
Bette.. em...
Aa, şey, Bette... Yokluğunda... aaa...
¿ Benjamin podrá venir?
Aaa... Benjamin bize katılacak mı?
Oh, lo siento Dana :
Aaa, kusura bakma Dana
Dijo que iba a llamar a su compañía de seguros. La compañía no tiene registros de esa llamada.
AAA'yı arayacakmış...
Aquí tiene, señor.
Fakat AAA'nın böyle bir telefon kaydı yok.
No sé.
- Aaa, Parti nasıldı?
- Sin presión.
- Hayır, aaa, baskı.