Translate.vc / Spanish → Turkish / Ad
Ad translate Turkish
202,045 parallel translation
Le enseñaré cómo se escribe tu nombre.
Adının nasıl yazıldığını ona öğreteceğim.
Entonces sentiría pena por ti, pero no creo que los comentarios deban ser juzgado por aquellos a lo que más dañan.
Senin adına üzülürüm ama konuşmalar duygusal açıdan zarar görmeye bağlı olarak yargılanmamalı.
¿ Estamos de acuerdo en eso?
Bu hepimiz adına uygun olur mu?
Ese asunto relacionado, ¿ cómo se llama...?
Şu adı neydi, adamla olan şeyi diyorsun.
¿ Están usando mi nombre?
- Adımı mı kullanıyorlar?
Quiero que lea este nuevo ataque contra mí.
Adıma yapılmış şu saldırıyı okumanı istiyorum.
- ¿ Cómo se llama su marido?
- Kocanızın adı ne?
Este es un lugar familiar para usted... ser cuestionado por brutalidad policial.
Polis şiddeti yüzünden sorgulanmanız yüzünden bu sizin adınıza alışıldık bir an.
No creo que nos conozcamos oficialmente, pero usted conoce a Colin Sweeney, y creo que puede necesitar que usted testifique a su favor.
Resmen tanıştığımızı sanmıyorum ama Colin Sweeney'i tanıdığını biliyorum ve onun adına ifade vermende sana ihtiyacı olabilir.
¿ Cómo se llama?
- Adı ne?
Pues haz que Hess testifique a tu favor.
O zaman Hess'in senin adına ifade vermesi lazım.
Y había un granjero llamado Robert...
Ve Robert adında bir çiftçi de varmış.
Primer paso para que los Redskins se cambien el nombre.
Redskins adını değiştirme yolunda ilk adım.
Si es reto, los retas a cambiar el nombre. Deben hacerlo.
Cesaret derlerse adını değiştirmek zorundalar.
Se llama "La próxima vez que te vea" de Rick Wayne.
Şiirin adı Bir Daha Geldiğinde. Yazan Rick Wayne.
Paso uno : ganar America's Next Top Model.
Kaybolacağım. İlk adım, America's Next Top Model'ı kazanmak.
Tengo que formalizar esta relación.
Bu ilişkinin adını koymam lazım.
Se llama Kimmy.
Adı Kimmy.
Este es un gran paso, tío.
Büyük bir adım dostum.
Me alegro por ti.
Senin adına sevindim.
¿ Alguien llamado "Algodóndeazúcar86"?
- "Cottoncandy86" adında birisi.
Este tipo Anthony Annan.
Adı Anthony Annan.
- No sé su nombre, pero también está en la otra foto.
- Adını bilmiyorum ama diğer resimde de var.
Claro, entonces, ¿ cuál es tu grupo favorito?
Peki en çok sevdiğiniz grubun adı ne?
Y se llama...
Ve adı da Marla.
Estamos buscando a alguien llamado Marla.
Marla adında birini arıyoruz.
Su carnet de identidad es HunterSTomstoned.
Adı HunterSTomstoned.
Mi nombre.
Benim adımı.
Tenemos una paciente llamada Sue Hightower, a la que Dios Johnson atacó.
Sue Hightower adında bir hastamız var. Tanrı Johnson'ın saldırdığı
Me cambié el nombre para que nadie supiera que es mi madre.
Kimse annem olduğunu öğrenmesin diye adımı değiştirdim.
Utilizando mi propio nombre.
Kendi adımı kullanarak.
La invitación lleva mi nombre.
Davet benim adıma yapıldı.
Es Cheval algo.
Cheval falan adı.
El nombre de la sospechosa es Fiona Driscoll.
Şüphelinin adı Fiona Driscoll.
Y me dirás el nombre a cambio de una participación en las minas.
Ve sende maden hissesi karşılığında bana onun adını vereceksin.
- No deberías utilizarla así.
Onun adını böyle anmamalısın.
¿ Así se llama?
Adı bu mu?
Venga, ¿ quiere decir que no sabe el nombre - del hombre que ha intentado matar?
Hadi ama, öldürmeye çalıştığın adamın adını bilmediğini mi söylüyorsun?
Se llama Maggie.
Adı Maggie.
Los últimos dos años no hemos sido amables con la gente para la que trabajábamos.
Son iki yıldır adına çalıştığımız kişiler için işler pek yolunda gitmedi.
- ¿ Cómo se llama?
- Adın ne?
Se llama Candace.
Adı Candace.
A esa la llamamos Geraldine.
Bunun adını Geraldine koyduk.
Me dio su nombre y dónde trabaja.
Adını ve çalıştığı yerin adresini verdi.
- ¿ Tenemos un nombre?
- Adını biliyor muyuz?
¿ Puedes decirnos tu nombre?
- Adın ne?
Esto es epinefrina.
Bunun adı epinefrin.
- El otro doctor... el que la golpeó... - Sí, vale. ¿ Cómo se llama?
- Diğer doktorun ona vuran doktorun adı ne?
Empecemos por su nombre.
Adınızla başlayalım.
- ¿ Cómo se llama?
- Adınız ne?
- ¿ Cómo se llamaba?
- Adı neydi?