Translate.vc / Spanish → Turkish / Adele
Adele translate Turkish
1,143 parallel translation
¿ Adele?
Adele mi?
Si tuviera una niña me gustaría llamarla Adele.
Kizim olsa, adini Adele koyarim.
Feliz cumpleaños, Adele.
Doğum günün kutlu olsun Adele.
Adele, ¿ de quién es ese carro?
Adele, öndeki kimin arabası?
Tú debes ser Adele.
Sen Adele olmalısın.
Sí, es Adele.
Evet, o Adele.
Hola, soy Adele.
Merhaba. Ben Adele.
Si una busca "blancos marginales" en el diccionario se encontraría con una foto de Early y Adele.
Sözlükte "Fakir beyazlar" kısmına bakarsanız orada Early ile Adele'in fotoğraflarını görürdünüz.
Podemos parar si tú y Adele no han desayunado.
Kahv altı yapmadıysanız bir yere uğrayabiliriz.
Adele, no tienes que irte.
Adele, gitmek zorunda değilsin.
Escucha, Adele el hecho de que no vengan no tiene que ver con ustedes.
Dinle Adele bizimle gelememenizin sizinle bir ilgisi yok.
Quizá a Adele le gustaría una...
Merak ediyorum, Adele bundan hoşlanır mı...
Sube. Tú vas de pasajero. Adele, tú conduces.
Arabayı sen kullan Adele.
Si Adele no nos mata antes con su manera de conducir.
Tabi Adele direksiy on başında bizi öldürmeye kalkmazsa.
Maldita sea, Adele.
Lanet olsun Adele.
Adele, ¿ dónde están los cubiertos?
Adele, çatallarla kaşıklar nerede?
Un día de estos, Adele y yo estaremos caminando y veremos tu libro en la ventana de una librería.
Bir gün Adele ile ben burada yürüyeceğiz. Bir kitpaçı dükkanında senin kitabını göreceğiz.
Adele, tienes que ayudarnos y hablar con Early.
Adele, buradan gitmemize yardım etmelisin.
Adele, escúchame, por favor.
Adele, lütfen beni dinle.
¿ Gracias por qué, Adele?
Ne için teşekkür ediyor sun Adele?
- Y se reproducen. - Adele, ¿ me oyes?
Beni dinleyecek misin Adele?
- Y lo iba a plantar... - Tienes que hablar con Adele.
Adele'le konuşmalısın.
- ¡ Cállate! - ¡ Adele!
- Kes sesini!
Soy yo. Adele.
Benim, Adele.
Hablan Adele y Mark.
Adele ve Mark'ı aradınız.
Está bien, ver a mi padre Adele,
Pekâlâ, babama iyi bak Adele.
Adele, sean quienes sean, debe pensar en Penny,
Adele, hayatım, onlar her kimse Penny'den bahsediyor olmalılar.
Adele, para llamar a Penny y se dice que está buscando padre biológico,
Adele, Penny'yi şimdi arayıp biyolojik babasının onu aradığını söylemeye ne dersin?
¿ Dónde está mi padre? Si Adele con él luego a ella y después,
Eğer Adele'yle birlikteyse eminim ona ayak bağı oluyordur.
¡ Por todos los santos, Adelle!
Vay kaltak, Adele!
¿ Recuerdas a Dottie?
Adele'i hatırlıyor musun?
¡ Ah, usted se refiere a Adele!
Ah, Adele'i kast ediyorsunuz!
Adele, preguntó si yo iba a ser su institutriz.
Adele onun yeni mürebbiyesi olup olmadığımı sordu.
Y a la pequeña Adele llena de vida y de cariño.
Hayat ve sevgiyle dolu olduğunun bir göstergesiydi.
¿ Adele?
Adele?
Escuché a alguien riendo y creí que Adele...
Birinin kahkaha attığını duydum ve düşündüm ki Adele...
La pequeña Adele, no tenía grandes talentos pero hizo pequeños progresos. Y la vida en Thornfield era tranquila.
Küçük Adele'in öyle büyük yetenekleri yoktu ama yeterince gelişme gösteriyordu ve Thornfield'deki hayat sakindi.
Y quiere ver a Adele.
Ve Adele'i görmek istiyor.
Ve a buscar a la Srta. Adele y dile al cocinero que guarde los huesos para el perro.
Git Adele'i getir ve aşçıya akşam yemeğini yapmasını söyle.
¿ Es la madre de Adele, la que lo hizo infeliz?
Sizi mutsuz eden Adele'in annesi mi?
La madre de Adele, era una bailarina de ópera francesa.
Adele'in annesi Fransız bir opera dansçısıydı.
Estaba segura de que ese día, iría a la biblioteca... -... para ver los progresos de Adele.
O günün sonunda Adele'in gelişimini öğrenmek için beni kütüphaneye çağıracağına emindim...
Ella no está aquí.
Adele burada değil.
- Buenas noches, Adele.
- İyi geceler Adele.
- Buenas, Adele.
- Günay dın Adele.
¿ Por qué no fuiste con ellos, Adele?
Neden onlarla gitmedin Adele?
Adele.
Adele.
¡ Adele!
Adele!
- ¡ Adele!
- Adele!
Yo quería que fuera una sorpresa,
Bunun güzel bir sürpriz olmasını istemiştim, Adele.
Adele?
- Adele mi?