English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Aldéa

Aldéa translate Turkish

4,170 parallel translation
Tendremos nuestra proipia aldea en el Xingu.
Xingu'da kendi köyümüz olacak.
En la aldea, el parque, donde están los Caiabi, ahí es donde está tu tierra.
Caiabilerin yeri parktaki köy. Toprağınız orası. Oraya gitmelisiniz!
- ¿ Quién le prometió una aldea?
- Kim onlara köy sözü verdi?
Vengo por un pedido de Naruto Uzumaki de la Aldea de la Hoja.
Konoha'dan Uzumaki Naruto'nun bir talebi için.
Además, no quiero que Sasuke sea... una causa de conflicto entre la Aldea de la Hoja y la Nube.
En önemlisi, Sasuke yüzünden Konoha ve Kumo Köylerinin birbirini öldürmesini istemiyorum.
¡ No quiero que la Aldea de la Hoja y la Nube se destruyan entre ellos!
Konoha ve Kumo Köylerinin birbirini yok etmesini istemiyorum!
La Aldea de la Hoja tragó lagrimas de sangre y... evitó luchar contra la Nube, que prendió el fuego de la guerra.
Konoha kan ağlarken, gözyaşlarını sineye çekti ve Savaşı ateşleyen Kumo Köyü ile dövüşmekten kaçındı.
Justo aquí y ahora, este Ninja... sin importar el ridiculo, está arrodillado por la Aldea de la Nube y la Hoja.
Şu anda burada, bu genç Ninja, ne kadar acemice olduğunu umursamadan, başını duygularının içine gömüyor Konoha ve Kumo için, köy ve millet için.
Desde la tercera Gran Guerra Ninja... cada nación y aldea, ha tratado de obtener poderosos ninjutsus.
Üç Büyük Ninja Savaşından bu yana her ulus, ve her köy en güçlü ninjutsu'yu elde etmeye çalıştı.
La Aldea de la Hoja, la Roca, La Arena, y Niebla...
Konoha, Iwa, Suna, Kiri...
Toma esfuerzo y dinero entrenar ninjas habilidosos de tu propia aldea.
Kendi köyünden yetenekli bir Ninja eğitmek büyük çaba ve para gerektirir.
¡ El más sospechoso es la Aldea de la Niebla!
En şüpheli olan ise Saklı Sis Köyü!
En última instancia es porque tu aldea se negó a los esfuerzos del desarme y fue en busca de ninjutsus poderosos.
Sonuçta, bunun sebebi, köyünün silahsızlanma çalışmalarını yok sayarak güçlü ninjutsular arayışında olması.
Actualmente, solo la Aldea de la Hoja posee un Jinchuriki, el Nueve Colas
Şu anda, bir tek Konoha Köyünün Jinchuriki'si, dokuz kuyruklu kaldı.
No, pero quizá pueda ayudar a su aldea.
Hayır. Belki köyüne yardım edebilirsin.
Está en un bosque encantado escondido más allá de una aldea medieval.
Tılsımlı bir ormanın derinliklerinde insanların köyünün uzağındaymış.
En la aldea cada pitufo desempeña un papel particular.
Şirinler Köyü'nde her Şirin'in kendine has bir özelliği vardır.
Quédate en la aldea y no te metas en líos, ¿ entiendes?
Sen köyde kalıp beladan uzak dur, anladın mı?
Tal vez tomó el camino a la aldea.
Belki de köye çıkan yoldan gitmiştir.
¿ Cómo sabías de esta aldea, muchacho?
Bu köy hakkında ne biliyorsun, çocuk?
Pero el hombre sin nombre que arrasó su aldea y mató a su padre, permanecía en las sombras.
LAKIN KOYUNU YOK EDIP BABASINI OLDUREN ADINI BILMEDIGI O ADAMI BIR DAHA BULAMADI.
Chico Roja en la aldea.
NasıI denir...
A La Aldea.
The Village'a.
Las noticias y los rumores de la han llegado a nuestra pequeña aldea.
Savaşla ilgili dedikodular köyümüze kadar gelmişti.
Antes de que llegara, todos los de mi aldea me decían "La salchicha cartera".
Tuck beni kurtarmadan önce kasabadaki herkes bana "Sosis Çantası" derdi.
Escuche lo de la chica en la aldea.
Köydeki kıza olanları duydum.
Una aldea ha logrado esa hazaña.
Bunu sadace bir köy başarabildi.
¿ Y dónde está esa notable aldea?
Neredeymiş bu muhteşem köy?
Cesar fue claro, si eliminan los rebeldes Bretones de la aldea, él los bañará en oro.
Sezar sözünün eridir. İsyancı Britanyalı köylerini yok ederseniz sizi altına boğar.
Ve a la aldea más cercana, pregunta por Cesar y luego mata a todos.
Sezar'ın onayını alır almaz hepsini öldüreceğim.
¿ Cómo encuentro la aldea?
Köyü nasıl bulacağım peki?
En mi aldea, soy muy respetado.
Köyümde oldukça saygı gören biriyim.
- ¿ En tu aldea?
- Köyünde mi? - Evet.
Tengo los ingredientes para hacerla para toda la aldea.
Tüm köye yetecek kadar yapacak malzemem var.
Ha llegado el momento de eliminar la aldea terrorista.
Onların bu terörist köylerini yerle bir edeceğimiz gün gelip çattı!
En nuestra aldea, cuando no podemos olvidar a alguien fallecido... buscamos un animal atrapado y lo liberamos.
Biliyor musun, köyümüzde, ölen birini bırakamadığımız zaman tuzağa düşmüş bir hayvan bulup salmamız gerekir.
Instalé un sistema de agua en una pequeña aldea, cerca de la playa.
Sahil kenarındaki o şirin küçük köye su arıtma sistemi kurmuştum.
Tenemos que hacer ofrendas. Y organizar una oración en la aldea.
Kurban kesip köyde ibadet edelim.
Tu esposa se ha llevado a los chicos a la aldea de su madre.
Anneleri çocuklarıyla kendi köyüne kaçtı.
Si volvemos a la aldea nos van a matar.
Köye gidersek bizi vururlar.
Tenemos que volver a la aldea..... y la policía, mejor que tenga cuidado.
Köyümüze gideceğiz. Bu sefer polisin de umurunda olacak.
Los policías y el consejo de la aldea... ¿ qué saben ellos?
Polisler de ihtiyar heyeti de hiçbir şeyi sallamıyor.
Hasta que esa aldea no arda..... no tendré consuelo.
O köyü başlarına yıkmadan içim rahat etmez.
La banda está fuera de la aldea.
Çete köyün hemen dışında.
Sólo hay una manera de salir de la aldea y es donde están los policías.
Köyün tek çıkışı var, onu da polisler tutmuş.
¿ Sabían que hacían circuncisiones públicas frente a toda la aldea?
Çocukları köyün ortasında, herkesin önünde sünnet ederlermiş.
Toda su aldea fue saqueada.
Bütün köyü yağmalanmış.
¿ Es una aldea pequeña?
Minnacık köy gibi mi?
¿ Quiere hablar de mi vestido o de lo que le hizo a la aldea?
Elbisemi mi yoksa köye ne yaptığından mı söz etmek istersin?
¿ Quiere hablar de mi vestido o de lo que le hizo a la aldea?
Elbisemden mi yoksa köye ne yaptığından mı söz etmek istersin?
Fui a la aldea y vi lo que le hizo al pueblo.
Oraya gittim. Onlara ne yaptığını gördüm.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]