English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Amberson

Amberson translate Turkish

117 parallel translation
La magnificencia de los Amberson comenzó en 1873.
Ambersonların ihtişamı 1873 yılında başladı.
Contra un entorno tan rústico la magnificencia de los Amberson era tan llamativa como una banda de música en un funeral.
Bu saf yapının tam zıttı olan Ambersonların ihtişamı, bir cenazedeki bando kadar dikkat çekiyordu.
- La mansión Amberson.
Amberson malikânesi!
- ¿ Está la señorita Amberson en casa?
Bayan Amberson evde mi? Hayır, Bay Morgan.
- No, señor Morgan. La señorita Amberson no está en casa.
Bayan Amberson evde değil.
No, señor la señorita Amberson no está en casa para usted, señor Morgan.
Hayır, efendim. Bayan Amberson sizin için evde değil, Bay Morgan.
- La hija del mayor Amberson.
- Binbaşı Amberson'un kızı.
La boda será algo grande al estilo Amberson.
Düğün büyük Amberson tarzı olacak :...
De nuevo, no encontró nadie que la contradijera. George Amberson Minafer, el único nieto del mayor era un terror principesco.
Isabel yine kendisini durduracak kimseyi bulamadı ve George Amberson Minafer, Binbaşı'nın tek torunu, müthiş haşarı bir çocuk oldu.
- Digo, ninguno de los Amberson tendríamos algo que ver con él.
Georgie, böyle- - - Hiçbir Amberson onunla iş yapmamalı.
Cuando el señor George Amberson Minafer llegó a casa para las vacaciones en su segundo año nada de él alentaba esperanza alguna de que hubiera recibido su merecido.
George Amberson Üniversite ikinci sınıfta tatil için eve döndüğünde..... hak ettiği cezayı alacağını umanlar yine hayal kırıklığına uğradılar.
- Eugene Morgan, mayor Amberson.
- Eugene Morgan, Binbaşı Amberson.
El honorable Jack Amberson.
Saygıdeğer Jack Amberson.
Debe ser maravilloso, señor Amberson.
Harika olmalı, Bay Amberson.
Lo que significa ser un verdadero Amberson en esta ciudad.
Bu şehirde gerçek bir Amberson'un ne demek olduğunu.
¿ Qué vas a hacer, George? Señor Amberson.
Ne yapacaksın, George?
Es decir, señor Minafer.
Bay Amberson... Bay Minafer demek istemiştim.
Eres una Amberson.
Sen bir Amberson'sun.
Ahora, el mayor Amberson estaba absorto en el pensamiento más profundo de su vida.
Şimdi Binbaşı Amberson, hayatının en derin düşüncesine dalıyordu.
El mayor sabía ahora que debía planear cómo entrar a un país desconocido donde ni siquiera estaba seguro de ser reconocido como un Amberson.
Binbaşı, Amberson olmanın hiçbir anlam ifade etmediği bilinmeyen bir dünyaya gitmek üzere hazırlanması gerektiğini biliyordu.
Si alguna vez piensa en mí, si imagina que sigo bailando en el salón de baile de la mansión Amberson.
Beni düşünüyorsa eğer, hâlâ Amberson malikânesi balo salonunda dans ettiğimi sanıyordur.
George Amberson Minafer caminaba rumbo a casa lentamente por lo que parecían ser las calles extrañas de una ciudad extraña.
George Amberson Minafer yabancı bir şehrin yabancı sokaklarında eve doğru yavaşça yürüdü.
Esta fue su última caminata a casa nunca más tomaría la Avenida Nacional a la Ampliación Amberson...
Bu eve son yürüyüşüydü. National Avenue'den, Amberson Bulvarı'nın girişindeki eski, büyük eve doğru yürümeye başladı.
George Amberson Minafer tuvo su merecido.
George Amberson Minafer hak ettiği cezayı bulmuştu.
El mayor Amberson, Richard Bennett.
Binbaşı Amberson... Richard Bennett.
Sobre todo si continúa trabajando en Amberson Hall en agosto.
Ağustosta hala Amberson salonunda çalışmaya devam ederse.
Mike, el portero en Amberson Hall y Charlie Gereson.
Mike, Ambersol binasının hademesi... ve Charlie Gereson.
Al parecer invitó a una chica al Amberson Hall bajo falsas excusas y luego la atacó.
"Amberson binasına gelmesi için..." "genç bir kızı ayarttığı anlaşılıyor..." "ve anlaşılan sonra ona saldırmış."
Siento pedirte que vengas a Amberson Hall para que me ayudes a sacarla.
"Seni buraya, yardımıma çağırmak zorunda kaldığım için üzgünüm,..."
George Amberson Minafer... recibió su merecido.
George Amberson Minafer hak ettiği cezayı bulmuştu.
Alex Amberson.
Alex Amberson.
Busco a Alexandra Amberson.
Alexandra Amberson'u arıyorum.
La calma, Srta. Amberson.
Bayan Amberson.
¿ Ha escuchado hablar de él?
- Amberson'ı da duymuşsunuzdur eminim.
Emerson dice : "Siempre encontraras personas que crees que haces mal."
- Amberson der ki, - İnsanlar sizi... - Bayan lütfen oturun.
¿ Conoces a Booth Tarkington que escribió "Orgullo"?
Booth Tarkington'ın "Muhteşem Amberson" ını biliyor musun?
Se parece a Kate Amberson.
Kate Amberson'a benziyorsunuz.
Kate Amberson.
Kate Amberson.
Nos encanta Kate Amberson.
Kate Amberson'ı severiz.
Siempre nos encantó Kate Amberson.
Kate Amberson'ı her zaman sevmişizdir.
Ella es Kate Amberson.
Kate Amberson bu.
Es la maldita Kate Amberson.
Kate Amberson yahu!
Dime, Srta. Amberson, ¿ siempre quisiste ser Srta. Helado de Warren, Ohio?
Peki her zaman Warren, Ohio'nun dondurma kraliçesi mi olmak istediniz, Bayan Amberson?
¿ James Amberson?
James Amberson?
James Amberson.
Adım James Amberson.
¿ Amberson?
- Amberson? - Aynen.
¿ Los Amberson de Castle Rock?
- Castle Rock'taki Amberson'lar mı?
La prima de mi esposa se casó con un Amberson, pero era de New Hampshire.
Eşimin kuzeni de bir Amberson'la evli fakat o New Hampshire'dandı.
Sr. Amberson.
Bay Amberson.
Es el hijo de Isabel Amberson.
Isabel Amberson'un oğlu.
- Srta. Amberson? Habla el detective Nathanson.
Müfettiş Nathanson.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]