English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / And

And translate Turkish

13,433 parallel translation
- Sam Poteet, Freddie y Janice...
- Sam Poteet, Freddie and Janice Lang...
Así que parece como si mucho está pasando.
Sonuçta gerçeği andıran bir kurgu ortaya çıkıyor.
"Un poco alegre y burlona."
"A bit sprightly and teasing."
Además del distrito de Songpa, se están moviendo rápidamente en los distritos Gangnam, and Hanam.
Daesongpa, Songpa ilçesi dahil Gangnam ve Hanam ilçelerine çabucak geçti.
Two and a Half Men 12x14 "No le des un arma a un mono"
Two and a Half Men 12x14 Ağaçtan Maşa, Aptaldan Paşa Olmaz Çeviri : Talha Göktaş Bilal Aytekin Twitter : @ TalhaGoktas7 @ BilalAytekin _
¡ Y el Mejor Corto Animado es para Han Lee! - = [2 Broke Girl $] = - S04E13 | "And the Great Unwashed" Aquí está tu menú.
En iyi "kısa" film ödülü Han Lee'ye gidiyor. Çeviren : pectenculus İyi seyirler dilerim. İşte menü.
Flynn and Eve.
Flynn ve Eve.
¿ Cómo puede uno amar y odiar a alguien tan fuertemente?
How can one love and hate someone so fiercely?
Ha estado en, por lo menos cinco "Sex and The City".
Sex and the City'de en az 5 bölüm oynamıştı.
Y haré todo lo que esté en mi poder para cumplir lo que prometí.
Ve bu andı onurlandırmak için, gücüm dahilinde her şeyi yaparım.
La tienda que vimos en el hilván de Kirsten... Daisies Dots... ocupa el mismo espacio de la planta baja.
Kirsten'ın ilmeğinde gördüğümüz butik "Daisies and Dots" aynı zemin katta.
Oiga, no sé qué dice la ley sobre esto, pero juré que no permitiría que ningún animal sufriera daño.
Bakın, kanunlar bunun hakkında ne diyor bilmiyorum ama hiçbir hayvanın zarar görmemesine dair and içtim.
{ \ i1 } Es básicamente { \ i } \ N { \ i1 } el viejo flotador-and-gloat - - { \ yo } gilipollas { \ i } pero sólo \ Nbecause elijo.
Teknik olarak havadayım, Lana. Yani kıçım zaten kalkık vaziyette. Gemiye dön göt herif!
¨ Elementary 3x17 ¨ T-Bone and the Iceman No vais a creer lo que le hizo esto.
Elementary Sezon 3 Bölüm 17 "T-Bone And The Iceman" İyi seyirler. Buna neyin sebep olduğuna inanamayacaksınız.
siempre me gustó el tipo de la caja del cereal Lucky Charms. - = [2 Broke Girl $] = - S04E18 | "And the Taste Test" todos.
Ne diyebilirim ki, hep Lucky Charms gevrek kutusunun üstündeki adamdan hoşlanmışımdır. 4.Sezon 18.Bölüm Ve Zevk Testi Çeviri : alican53 İyi seyirler.
Bueno, nadie luchó tanto como Cummings and McLeod cuando inventaron la excavadora.
Kimse buldozeri icat ettiklerinde Cummings ve Mcleod kadar kavga etmemiştir.
Gary, Doug and Benjamin, quienes han inventado "Whereditgo".
Gary, Doug ve Benjamin, Whereditgo'nun mucitleri.
Mi receta está imbuída con el "Times Square", el "Zoo del Bronx" y un recorrido de "Sex and the City".
Tarifimin içinde azar azar Times meydanı, Bronx Hayvanat Bahçesi ve Sex and the City şehir turu var.
En pleno éxito de su "Wives and Lovers" con ojos solo para su servidora.
"Wives and Lovers" ın başarısından göklerdeydi ve gözleri bendenizin üzerindeydi.
Francamente... fue... uno de los momentos... más... eróticos... de mi vida.
Dürüst olmak gerekirse bu hayatımda yaşadığım en erotik andı.
¿ Nos puede decir cual es la línea para ir a Fast and Furious Supercharged?
Kompresörlü filmin yerini gösterebilir misiniz?
825 Avenue of the Americas, Four Times Square, 1133 Avenue of the Americas, 1155 Avenue of the Americas, y 114 West 47th Street.
825 Avenue of the Americas, Four Times Square, 1133 Avenue of the Americas, 1155 Avenue of the Americas, and 114 West 47th Street.
Por lo que la policía sabe, esa fue la última vez que alguien tuvo contacto con ella.
Polisin bildiği kadarıyla... bu birinin onunla son kez irtibat kurduğu andı.
Mom 2x15 "Turkey Meatballs and a Getaway Car"
Mom - 02x15 Hindi Etli Köfte ve Çalıntı Bir Araba
Y fue un momento decisivo para mí.
Benim için herşeyi anlatan bir andı.
Y fue una gran lucha para nosotros...
- And it was a big struggle for all of us...
Dices algo sin darte cuenta, y te acusan en Nueva York, o te acusan en Los Angeles, una entrevista es un gran riesgo para ti.
Yanlışlıkla bir şey söylersin... ve kendini New York'ta veya Los Angeles'ta... suçlanmış bulunursun. " and, uh, an interview is a big risk for you.
No sabía que esas cosas existían fuera de "Bill and Ted's"...
Telefon kulübesi. Bill and Ted dışında bu şeylerin varlığından haberim yoktu.
"De ratones y hombres". ¿ La has visto?
Of Mice And Men. Görmüş müydün?
Conocí a Claire en Hunter and Regis en 1969.
1969'da Hunter and Regis'te Claire ile tanıştım.
Y aquella noche me prometí dejar todo eso para siempre.
O gece. Olanların hepsini durdurmaya and içtim.
Dueños de The Bull, The Stag y The Bottle and Glass, respectivamente.
Bu kişilerin dükkanları sırayla The Bull, The Stag ve The Bottle and Glass.
Resulta que el rock and roll las hace poner huevos como locas... pero las estresa un poco.
Rock and roll, deli gibi yumurta vermelerini sağlıyor ama onları biraz geriyor.
Ese podría haber sido un buen momento para contárselo.
Bunu ona söylemek için çok uygun bir andı.
Fui a misa esa mañana para conmemorar a Kathie.
Kathie'yi andım.
Y...
And, um...
ahora abrir, cerrar, cuando los hombres muertos toquen?
Now open, lock, to the dead man's knock, fly, bolt and bar and arrow.
Incompetencia no es una palabra que suelo asociar contigo.
Yetersizlik kelimesi, genelde seninle birlikte andığım şeylerden değildir.
Voy a avisarles a Cameron and Linus.
Cameron'la Linus'u çağırıyorum.
"El momento más solitario en la vida de alguien es cuando está viendo que su mundo se desvanece, y todo lo que pueden hacer es quedarse mirando."
"Bir insanın hayatındaki en yalnız anı,... tüm hayatının dağıldığını izlemek ve tek yaptığının boş boş bakmak olduğu andır."
Grace and Lyle.
Grace ve Lyle.
Es un clásico diseño del ocaso, solo que el patrón de colores es más del traje de Águila Americana de Elvis.
Klasik gün batımı tasarımı, sadece renk düzeni Elvis'in Amerikan kartalı giysisini daha çok andırıyor.
Fue el Rey del Rock and Roll.
Rock'n roll'ün kralıdır.
- Inventó el rock and roll.
- Rock and roll'ü o keşfetmiştir.
De acuerdo a esto, debo fallar en favor de los demandantes, el Sr. Taylor y el Sr. Andersen.
Bu doğrultuda, davacılar Bay Taylor and Bay Andersen'ın lehine karar vermek zorundayım.
Ser un jefe de la Mafia, es como ser una estrella del rock and roll.
Bir mafya lideri olmak, Rock yıldızı olmak gibidir.
¡ Te aseguro que los colgaran por esto!
And olsun, hepsini astıracağım!
Restos de una antigua mina.
Eski bir madeni andırıyor.
Suits 4x16 "No solo una cara bonita" Louis, recibí tu mensaje, y sé que Norma aún no regresa, pero realmente no tengo tiempo para...
♪ I'll even eat a bean pie, I don't mind ♪ ♪ Me and Missy is so busy, busy making money ♪ ♪ All right ♪
Me apetecería unas "fish and chips" si doy sincera.
Dürüst olmak gerekirse biraz sarhoşluğun etkisi var.
Que te verá desnudo. 2 Broke Girls S04E14 " Las cautivas de los Cupcakes adivina qué ha pasado cuando corrías... por dos horas.
O seni çıplak gördüğü zamanki gibi. ( Peter Bjorn and John ) Ooo-ooh, ooo-ooh, ooo-ooh, ooo-ooh Ooo-ooh, ooo-ooh, ooo-ooh, ooo-ooh

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]