Translate.vc / Spanish → Turkish / Aspirin
Aspirin translate Turkish
1,173 parallel translation
Tráeme dos aspirinas y agua, por favor.
Lütfen gidip iki aspirin ve biraz su getir.
Aspirinas o denle pan.
Evet, aspirin var.
Métete en la cama, y toma dos aspirinas abrígate, suda, bebe mucho líquido.
Hemen iki aspirin alıp, yat örtün, terle ve bol sıvı iç.
- Me vendría bien una aspirina.
- Bir aspirin kullanabilirim.
Ponle una aspirina. Durará más.
İçine bir aspirin at, daha uzun süre dayanır.
Entrenador, sírvele agua de Seltz.
- Koç, Carla'ya bir aspirin ver.
Papi, quieres una aspirina o algo?
Baba, aspirin falan ister misin?
Me tomaré un montón de aspirinas cuando llegue a casa.
Eve gidince bir avuç aspirin alırım.
¿ Quieres una aspirina?
Aspirin ister misin?
Necesito dos aspirinas, zumo de tomate y salsa inglesa.
Bana iki aspirin, biraz domates suyu, biraz da Worcestershire sosu getirin.
Yo también, y una aspirina.
Ben de ondan alayım. Ve bir de aspirin.
Quiero decir, ¿ alguna vez pensaste de darle una ducha fría o una aspirina?
Soğuk duş aldırmayı, ya da aspirin vermeyi hiç düşündünüz mü?
Usted no ha probado la aspirina para este tipo de dolores de cabeza?
Bu baş ağrıları için aspirin denemedin mi?
Tómate una aspirina.
Bir aspirin ister misin?
Dame una aspirina.
Bana aspirin bul.
Señorita, ¿ no tendría una aspirina o algo así... para el dolor de cabeza?
Küçük hanım? Aspirin ya da ağrı kesici gibi bir ilacınız var mı, başım ağrıyor da?
¿ Aspirina?
Aspirin mi?
¿ Por qué te tomas una aspirina?
Neden aspirin kullanıyorsun?
- Aspirinas.
Aspirin.
"Papelera, calendario, libros, juegos, papel, lápiz, palas, palanca, hachas, serrucho, silbato y / o gong para las alarmas, maletas como muebles o para evacuaciones, cuerda, tenazas botiquín, alfileres, tijeras, piedras de mechero, aspirinas, laxantes, tiritas, loción de calamina, suplementos en caso de guerra, polvos anti-parasitarios, matarratas, insulina, tabletas para la tensión, guantes de goma, compresas, espejo, papel higiénico, colirio."
"Çöp kovası, takvim, kitaplar, oyunlar, kağıt, kalem, kürek, bel, levye, balta, nacak testere, alarm vermek için çan ve / veya düdük eşyalar ve tahliye için valizler iplik, pense ilk yardım kitleri, çengelli iğne, makas, çakmaktaşı, aspirin, ishal ilacı cımbız, kalamin losyonu, savaş krizi yayınları, bit-pire tozu kemirgen zehri, insülin, tansiyon hapları lastik eldiven, kadın peti, ayna, tuvalet kağıdı, göz yıkama ilacı."
Las aspirinas no me han mejorado.
Aspirin pek de işe yaramadı.
Cuando traes el sueldo a casa a final de mes entonces no quiere una aspirina.
Ay sonunda maaşını eve getirdiğinde o zaman aspirin istemez.
Me tomaré una aspirina al mediodía.
Öğlende bir aspirin alırım.
¿ Te traigo una aspirina?
Sana bir tane aspirin getireyim mi?
Si tienes una nota de tu madre, no podré poner algo en tu coca cola. A menos que las aspirinas te pongan más entonado.
Annen'den bir notun varsa, biraz kola'na koyabilirim eper aspirin hızına fazla olmadığı sürece.
Y descanso.
Aspirin.
Necesito una aspirina.
Aspirin içmeliyim.
Se lo suplico, deme una aspirina.
Yalvarırım bana aspirin verin!
A 800 dólares, ¿ quién querría?
800 dolara kim aspirin alır?
¿ Quiéres una aspirina?
Aspirin ister misin?
No puedo tomar aspirinas sin un trago.
İçki olmadan aspirin alamıyorum.
¿ Hemos venido aquí, en medio de ninguna parte, sin aspirinas?
Bu cehennemin dibine aspirin almadan mı geldik?
Debe haber y habrá aspirinas.
Buralarda bir aspirin olacak, olmalı.
Si no consigo una aspirina, voy a morir... aquí en esta puta montaña.
Bu kahrolası dağ başında... aspirin alamazsam ölürüm!
Finalmente la aspirina está trabajando.
Sonunda aspirin çalışıyor. - İyi, iyi.
¿ Puedes conseguirme aspirinas?
Bana aspirin almağa gidermisin?
Le recomiendo una aspirina para ese dolor de cabeza.
Baş ağrısı için Aspirin öneririm.
¿ Me da una aspirina?
Bir aspirin alabilir miyim?
Aspirina.
Aspirin.
Hay una demanda generalizada de aspirinas y pastillas para dormir.
Uyku hapları ve aspirin sürekli olarak kullanılıyor.
¿ Por qué no tomas una aspirina?
Niye biraz aspirin almıyorsun?
Buscaba aspirinas.
Aspirin arıyordum.
Pero es verdad que me tomaba hasta 24 laxantes al día, me tragaba las aspirinas como si fueran MM " s, me fumaba tres paquetes de cigarrillos al día, tenía un problema con el alcohol, a menudo tomaba Valium y Seconal
Fakat günde 24 tane müshil ilacı içtiğim doğru. Aspirin aldığım da. Günde üç paket sigara içtiğim de...
Tres semanas antes del último coma, Sunny tomó una sobredosis de aspirinas.
Onun son komasından üç hafta önce, Sunny aşırı derecede aspirin almıştı.
¿ Por qué se tomó tantas aspirinas?
Neden o kadar çok aspirin almış?
Sunny siempre las tomaba.
Sunny daima aspirin kullanırdı.
Llevaba varios días tomando muchas.
O değişik günlerde çok fazla aspirin alırdı.
- El Dr. Lucus Lupardus, jefe de toxicología forense del condado de Suffolk, dice que la gente que toma aspirinas a diario nunca alcanza ese nivel.
- Dr. Lucus Lupardus, Suffolk İlçesinin Adli Toksiloji Şefi. Her gün aspirin kullanan insanlar asla bu seviyeye ulaşamazlar, diyor.
El día de la sobredosis de aspirina de Sunny, me devolvió algunos regalos que le hice, algunas fotos.
Sunny'nin aşırı doz aspirin aldığı günlerde benim ona verdiğim bazı hediyeleri geri gönderdi, bazı fotoğrafları.
¿ Le dan una aspirina o le abren el cráneo?
Ona bir aspirin mi verirsin? Yoksa kafasını testereyle açıp bakar mısın?
- Aspirinas
- Aspirin