English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Atlanta

Atlanta translate Turkish

1,604 parallel translation
para custodiar los otros dos miembros infectados de la familia o para capturar a la criatura en cuestión, han anunciado una política de intervención directa. Con Centros de control de enfermedades, Atlanta, USA.
kalan iki üyesini emniyet altına almakta ve... söz konusu yaratığı yakalamadaki başarısızlığını dile getirip... bir doğrudan müdahale planı ilan etti.
Sí, vive con su padre en Atlanta.
Evet, babasıyla Atlanta'da yaşıyor.
SU COLEGIO, LA ACADEMIA DE RON CLARK, ABRIRÁ EN ATLANTA, GEORGIA EN OTOÑO DEL 2006
Okulu, The Ron Clark Academy 2006'nın sonbaharında Atlanta Georgia'da açılacak.
Ayer tuvimos dos programas de atraso en tierra. Uno en Atlanta y otro en O'Hare.
Dün iki yerde inişlerde gecikmeler yaşandı, biri Atlanta, diğeri O'Hare.
Ay sí, Lynn y Liz, el video de sexo no autorizado.
Evet! Atlanta ve Liz'in gizli seks kaydı. Hadi bir kaç sahne görelim kızlar.
No pueden dejar a Atlanta.
Atlanta'yı burada mı bırakacağız?
- Atlanta. - Atlanta.
Atlanta!
Atlanta.
Atlanta.
Abandonado fuera de Atlanta.
Atlanta dışına terkedildi.
Estaba en Atlanta.
Atlanta'daydı.
Atlanta.
Atlanta'da
Todos esperábamos que esto fuera un accidente, pero la desgraciada verdad es que hubo otra explosión en Atlanta.
Hepimiz bunun bir kaza olmasını umduk ama maalesef Atlanta'da da bir patlama gerçekleşmiş.
Ahora bien, algo pasó en Denver y Atlanta y podría ser que nos despertáramos y descubriéramos en que punto estamos.
Denver ve Atlanta'da bir şeyler oldu. Ve sadece bu kadarla sınırlı kalabilir. Sabah uyanırız ve bittiğini öğreniriz.
Atlanta, ¿ estás ahí?
Atlana, orda mısın?
Atlanta, cariño, no te escucho.
Atlana, hayatım, seni kaybettim.
¿ Atlanta?
Atlana?
Sí y vale una pasta, yo creo que hay pinturas mejores, pero, a mí me da igual.
Evet, insanlar bunlar için iyi para veriyor. Bana sorarsan, oradaki daha iyi bir ürün, ancak hey, ben ne biliyorum ki? Ben sadece onu Atlanta'dan taşıyorum.
Sólo la traigo desde Atlanta. Le echaremos un vistazo al cargamento de pintura corporal.
Bu vücut boya malzemelerini incelememiz gerekiyor.
Fuimos los tres juntos hasta Atlanta.
Arabayla Atlanta'ya kadar gitmiştik, üçümüz.
Alquilé eso en el Festival del Sorgo en Atlanta.
Ben de onu Atlanta'dan Sorghum Festivalinden kiraladım.
Además de volar la suite ejecutiva disparará al aire un proyectil sobre Atlanta.
Odanın yanı sıra camdan gökyüzüne doğru infilak edecek.
Nos llevará por debajo de Atlanta.
Yeraltı Atlanta'ya giriş.
Necesito que evacuen Atlanta.
Atlanta şehrinin boşaltılması gerek.
No hay sospechosos del asesinato del presidente del banco Walcott quien fue encontrado en un rancho abandonado en las afueras de Atlanta.
Walcott Bankası başkanı Van Walcott Atlanta dışında boş bir at çiftliğinde silahla vurularak öldürülmüş halde bulundu.
Un doctor... olvidé su nombre.
Bir doktor adını unuttum Atlanta'yı aradı..
Llamó a Atlanta, le debe haber ganado por poco.
bize bunlardan bahsetti.
Las más grandes me abren puertas en Atlanta.
Büyük şeyler bana Atlanta kapılarını açar.
Hey, chicos, he encontrado el coche de Mark Gregory en el aeropuerto internacional de Atlanta.
Hey, çocuklar, Mark Gregory'nin arabası Atlanta Havaalanı'nda.
Encontraron la mujer del aeropuerto de Atlanta en Carolina de Sur.
Atlanta Havaalanı'ndaki kadını Güney Carolina'da bulmuşlar.
Ese es el coche de la victima del aeropuerto de Atlanta.
Atlanta Havaalanı'ndaki kurbanın arabası.
Desde Atlanta, vía Dallas.
Atlanta'dan Dallas aktarmalı geliyor.
Le dijo a encontrar.
Seni bulmamı istedi. ATLANTA, GEORGIA - 16.
" nació en la zona de Broadville, en Atlanta...
"... yağmurlu bir akşamda, 3 Aralık 1925'te...
" en una noche lluviosa, el 3 de diciembre de 1925.
" Atlanta'nın Broadville bölgesinde doğdu.
Abajo B-boy, viva ATL, ¿ está bien?
Hadi bebeğim, Atlanta, hazır mısınız?
Tal vez por eso el Departamento suele ascender a oficiales de Los Ángeles en vez de traer subjefes de Atlanta.
Hayır. - Los Angeles Emniyetinin Atlanta'dan Amir Yardımcısı ithal etmek yerine genelde kendi bünyesinden birilerini terfi ettirmesinin nedeni budur belki de?
Ella estaba en Atlanta.
Denver'da değildi. Atlanta'daydı.
Algo pasó en Denver, en Atlanta... y es posible que cuando nos despertemos... descubramos que allí fue que se detuvo.
Denver ve Atlanta'da bir şeyler oldu. Ve sadece bu kadarla sınırlı kalabilir. Sabah uyanırız ve bittiğini öğreniriz.
Sí, y en Denver, Atlanta, Miami...
Evet, Denver'da, Atlanta'da, Miami'de...
- No sabía que estaba en Denver. - Estaba en Atlanta.
- -Annenin Denver'da olduğunu bilmiyordum - -O Atlanta'daydı..
La desafortunada verdad es que hubo otra explosión en Atlanta.
- Talihsiz gerçek şu ki Atlanta'da bir patlama daha oldu.
- Atlanta.
- -Atlanta'da.
Después de 4 meses, deben haber notado, que ya no jugamos bajo las reglas de "Atlanta", ok?
Artık bu işi Atlanta kurallarıyla oynamadığımızı sokun kafanıza, tamam mı?
La desafortunada verdad es que hubo otra explosión en Atlanta.
- Talihsiz gerçek şu ki ; Atlanta'da bir patlama daha oldu.
el tren llega a la estación de Atlanta a las 15 : 15 de hoy.
Bu tren askeri saat ile 15 : 15'de Atlanta'ya varacak.
Esta de vuelta en casa en Atlanta.
Atlanta'daki evine geri döndü.
Cogió un autobús hasta Atlanta.
Atlanta'dan otobüse binmiş.
Tranquilízate, Atlanta.
Kendine gel, Atlanta!
Bienvenidos a Atlanta.
Atlanta'ya hoşgeldiniz.
Ausphil en Atlanta.
- Atlanta'daki Hartsfield hava alanında.
Los Bravos de Atlanta.
Atlanta Braves takımı. Etyemezlik.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]