Translate.vc / Spanish → Turkish / Auschwitz
Auschwitz translate Turkish
603 parallel translation
2 millones muertos en cámaras de gas. Informe de liberados de Auschwitz
2 Milyon Kişi Gaz İle Zehirlendi Auschwitz'den Salıverilenler Raporu
Struthof, Oranienburg, Auschwitz, Neuengamme, Belsen, Ravensbruck, Dachau.
Struthof, Oranienburg, Auschwitz Neuengamme, Belsen, Ravensbruck, Dachau -
Yo me quedé en Auschwitz.
Ben Auschwitz'te kaldım.
De todas formas, es mucho mejor aquí que en Auschwitz.
Sonuç olarak, burası Auschwitz'den çok daha iyi.
La jefa de los Boques regresa a Auschwitz.
Blok lideri gidiyor.
Conocí a los de su calaña en Auschwitz.
Auschwitz'ten senin gibilerini biliyorum.
- Hasta que una noche me atraparon.
- Sonra beni bir gece yakaladılar. - Ve Auschwitz'e mi gönderdiler?
- ¿ Y te enviaron a Auschwitz?
Evet.
¿ Qué trabajo te asignaron en Auschwitz?
Auschwitz'de görevin neydi?
Cuando Auschwitz fue liberado, ¿ fuiste andando hasta Alemania?
Ve Auschwitz dağıtıldığında Almanya'ya yürüdün, öyle mi?
Primero, cuéntame otra vez cómo era todo en Auschwitz.
Önce senden Auschwitz'te durumun nasıl olduğunu canlandırmanı istiyorum.
Así que dices que los que salían por la izquierda morían. ¿ Cómo se mataba en Auschwitz?
Şimdi sol kapıdan geçenler, öldürülenler Auschwitz'te nasıl öldürülüyorlardı?
Ahora, volvamos a Auschwitz.
Auschwitz'e geri dönelim.
Auschwitz sólo tuvo crematorios al final.
Auschwitz'te ölü yakma yerleri vardı.
Lo aprendiste en Auschwitz, haciendo fosas comunes para enterrar a tu gente.
Dinamit kullanmayı Auschwitz'te halkın için toplu mezarlar açılırken öğrendin.
Tenemos en cuenta que aún no tenías 13 años cuando te llevaron a Auschwitz.
Auschwitz'e girdiğinde daha 13 yaşında bile olmadığını göz önüne almalıyız.
Los que dejaron tras ellos Auschwitz, Oradour e Hiroshima.
Arkalarında Auschwitz, Oradour ve Hiroşima'yı bıraktılar.
Fui enviada a Auschwitz en el verano de 1943.
1943 yazında beni Auschwitz'e gönderdiler.
Las motivaciones de la confesión sobre Auschwitz deberían haber sido detalladas.
Auschwitz hatıralarının etkileri daha detaylı anlatılabilirdi.
Liza no se volverá a enfrentar con las verdades enterradas en el lodo de Auschwitz.
Liza, Auschwitz çamuruna gömülmüş gerçekleri reddetmeyecek.
Le he pedido que me acompañe a Auschwitz.
Auschwitz'den beni almasını istedim.
- ¿ Ha oído hablar de Auschwitz?
- Auschwitz'ı hiç duydun mu?
Es algo increíble, cuando estuve en Alemania... asistí durante dos o tres días al proceso de Auschwitz.
Almanya'da olduğum zaman birkaç gün Auschwitz'in duruşmasına katıldım.
Struthof, Oranienburg, Auschwitz... Neuengamme, Belsen, Ravensbrück, Dachau...
Stutthof, Oranienburg, Auschwitz Neuengamme, Belsen, Ravensbruck, Dachau...
Será mejor que entres a verlo.
Gidip onu görsen iyi olur. Ben de Auschwitz'deydim.
Hemos seleccionado algunas para que puedan mirarle a los ojos a aquellos que murieron en Auschwitz.
Auschwitz'de öldürülenlerden bazılarını gözlerinin içine bakabilmeniz için seçtik.
Los lager de Maidanek, Auschwitz y Treblinka eran una base de adiestramiento para los campos de exterminio que Himmler quería construir en los Urales.
Elimde mükemmel mal olmadığından, Sadece orta kalitede mal gönderebildim. " Fakat Himmler'e göre :
Bastante, nada fuera de lo normal. Pero mostró un gran valor, durante la investigación que hicimos de Auschwitz, con los pocos supervivientes, compañeros de prisión de vuestro padre.
Auschwitz'i araştırdığımız süre boyunca büyük cesaret gösterdi.
Incluso fui a Auschwitz en un grupo de turistas.
Hatta bir gezi grubuyla Auschwitz'e gitmişliğim bile var.
¡ Qué cosa más estúpida eso de Auschwitz!
Auschwitz ne kadar salakça bir olaydır!
Olvido Hiroshima, olvido Auschwitz. Olvido Budapest, olvido Vietnam, olvido la crisis de la vivienda. Olvido el hambre en la India.
Hiroshima'yı, Auschwitz'i, Budapeşte'yi unutacağım Vietnam'ı da unutacağım, Hindistan'daki kıtlık problemlerini de.
Auschwitz.
Auschwitz'ti.
En el verano de 1942, Himmler visitó Auschwitz para inspeccionar el progreso, para ver por sí mismo cómo las cosas se estaban poniendo en.
1942 yazında, Himmler, gidişatı kendi gözleriyle görmek çalışmaların ne aşamada olduğunu tetkik etmek üzere Auschwitz'e geldi.
Habíamos leído el nombre de Auschwitz en la etiqueta de los camiones - en los camiones o los carros.
Kamyonların üzerinde yazan, Auschwitz yazısını okuduk. Kamyon ya da vagonların?
Pero nadie de nosotros sabía lo que significaba Auschwitz.
Tabiî kimse bunun ne anlama geldiğini bilmiyordu.
En el momento en esta película fue puesto en libertad, la mayoría de la gente ve aquí Ya estaban muertos en las cámaras de gas de Auschwitz.
Film gösterime girdiğinde filmde görülen insanların çoğu Auschwitz'teki gaz odalarında çoktan hayatını kaybetmişti.
A sólo 170 kilómetros de distancia, los hornos de Auschwitz estaban más ocupados que nunca.
270 km. ötedeki Auschwitz'de ise fırınlar, her zamankinden daha fazla mesai harcıyordu.
( narrador ) Los rusos llegaron a Auschwitz en enero de 1945.
Ruslar, Ocak 1945'te Auschwitz'e ulaştı.
Auschwitz.
Auschwitz.
- Hizo experimentos en Auschwitz.
- Auschwitz'de deneyler yapmış.
En 1945 Szell dijo a los judíos de Auschwitz que les ayudaría a salir.
Szell, 1 945'de Auschwitz'deki Yahudilere para karşılığı yardım edeceğini söylemiş.
Aarón Pozner fue capturado por la Gestapo en Holanda y murió en Auschwitz.
Aaron Pozner, Hollanda'da Gestapo tarafından yakalandı ve Auschwitz'de öldü.
Joseph Manasse fue capturado por la Gestapo en Francia y murió en Auschwitz.
Joseph Manasse, Fransa'da Gestapo'ya yakalandı ve Auschwitz'de öldü.
Las tropas soviéticas acaban de liberar... el campo de concentración de Auschwitz.
Rus askerleri, Auschwitz toplama kampındakileri tahliyeye yeni başladılar.
Los documentos secuestrados prueban que en Auschwitz... perecieron casi 100.000 personas.
Auschwitz'de ele geçirilen evraklara göre yaklaşık yüz bin insan katledildi.
Así fue en Auschwitz, la última vez!
Auschwitz'i tekrar yaşıyoruz.
Incluso en Auschwitz, no se trata de sucedido. Cálmese, señora Rosa.
Auschwitch'de bile hiç böyle bir şey olmamıştır.
Debido a estos rumores ahora, una buena mañana usted se encuentra en Auschwitz!
Kocakarı hikayeleri. Doğru, sizin ki gibi boş dedikodular yüzünden... bir sabah uyanıyorsunuz :
En Auschwitz, matan a 20.000 al día.
Auschwitz'de, günde 20.000 kişiyi öldürdüler.
Yo también estuve en Auschwitz.
Ben sağ çıktım.
Había 2,000,000 de prisioneros de guerra franceses en Alemania.
- Auschwitz mi?