Translate.vc / Spanish → Turkish / Barbados
Barbados translate Turkish
214 parallel translation
¿ Es un hombre de Barbados que hizo de fogonero en el Southern Cross?
Güneyin Buharlısında kömürcü olarak çalışan, Barbados'un özgür adamlarından birisin.
Navegar entre los arrecifes en Barbados donde el agua azul se torna verde. ¡ A las Malvinas, donde los vientos del sur cubren de espuma el mar!
Mavi suların yeşile döndüğü Barbados'sun kayalıklarından, güneyli fırtınaların denizleri beyaza çevirdiği Falkland adalarına yelken açmak ne kadar hoşuna gidebilirdi.
Mi madre regresará mañana de Barbados.
Yarın annem Barbados'tan geliyor.
Cuando acabe aquí, en Santa Marta... iré a San Cristóbal, a Barbados y a Granada.
Santa Marta'da olduğum sürece... St. Kitts, Barbados ve Grenada'ya gideceğim.
Quiero verlo allá, en Barbados.
Senle orada, Barbados adalarında görüşmek istiyor.
Oí que el clima en Barbados es hermoso.
Barbados'da muhteşem bir hava varmış.
Su maletín irá a Barbados esta noche, con o sin usted.
O el çantası senle ya da sensiz Barbados'a gidecektir.
El Mayor preferiría que lo lleve usted, pero no puede estar vivo en Barbados y muerto en Nueva York al mismo tiempo.
Sen götürürsen Binbaşı memnun olurdu ama ayni anda Barbados'ta hayatta olup, New York'ta ölü olamazsın.
Pero si está demasiado muerto, yo estaré en Barbados esta noche.
Ama sen gidemeyecek gibi öldüysen, bu gece ben Barbados'ta olacağım.
Labrador, Barbados, Trinidad, Salvador,
Labrador, Barbados, Trinidad, Salvador,
El 16 regimiento de húsares se trasladará el 15 de febrero de 1864 a Barbados.
"... 15 Şubat 1864'de... " "... Barbados Adaları'na doğru... "
"Señor, sólo soy una pobre mujer de Barbados".
"Bayım, ben Barbados Adaları'nda yaşayan basit bir kadınım."
Espero que puedas llevarte a Willie el 16 porque queremos irnos a Barbados.
Hafta sonu Willie'yle birlikte olacağını umarım. Çünkü Connie ve ben Barbados'a gidiyoruz.
Así. Son dos semanas. A Barbados.
İki kişi, iki hafta.
- Mañana, en Barbados.
- Yarın, Barbados'da.
No puedo ir a Barbados. Estoy perdido.
Aklım karışıkken seninle Barbados'a uçamam.
- Vamos a Barbados.
- Haydi Barbados'a gidelim.
Quisiera cambiar las reservas del Sr. y la Sra. Sloane, vuelo 481 a Barbados.
Bay ve Bayan Sumner Sloane için olan rezervasyon'u değişecektim... Barbados'a olan 481 numaralı uçuş.
No pararé de llamarte desde Barbados hasta que aceptes el trabajo.
Sen bu işi alana kadar seni her gün Barbados'tan arayacağım.
Tú, Mike y yo en Barbados.
Sen ben ve Mike Singapur'dayız.
Me imagino que el increíble descuento a las islas Barbados está terminado.
İnanılmaz Barbados turu da yalan oldu o halde.
Dile que llego a la 1 : 30 a.m. ¿ Puede dejar un número?
Ona Barbados'tan aktarma yapıp, saat 1 : 30'ta geleceğimi söyle.
Estaba viviendo en casa de mis padres y el ama de llaves está en Barbados.
Ailemin evinde kalıyorum ve hizmetçi bir aylığına Barbados'a gitti.
Les echo mucho de menos, y me alegraré de verlos cuando vuelvan de Barbados.
Sizi çok özledim ama Barbados'tan döndüğünüz zaman sizi görmek harika olacak.
El planeta que yo habito está lleno de coches rápidos, restaurantes, vacaciones en Barbados y buenos vinos.
Benim yaşadığım gezegende hızlı arabalar restoranlar, Barbados'ta tatiller ve iyi şaraplar var.
¿ Por qué no te vienes conmigo a Barbados?
Neden benimle birlikte Barbados'a gelmiyorsun?
- Oh, Barbados.
- Barbados.
- ¿ Barbados?
- Barbados mu?
¿ Y dejar que alteres el clima de aquí a Barbados?
Sen de buradan Barbados'a kadar havayı mahvedersin.
¡ Y me obliga a hacer eso cantando sus malditas canciones de Barbados, tentándome!
Bunu bana o yapıyor lanet Barbados şarkılarıyla aklımı çeliyor.
Te doy vestido bonito para vestir y te llevo bien alto por el aire y tú yendo volando de vuelta a casa en Barbados. "
Güzel elbiseler vereyim ve gökyüzüne yükseltip Barbados'a, evine uçurayım. " Dedi.
Se dirige a las Barbados.
Barbados'a gidiyor.
- ¿ Dónde está Lieberman? - En Barbados.
- Lieberman Barbados'ta.
- Está en Barbados.
- Lieberman Barbados'taymış.
- ¿ El inspector de sanidad?
- Sağlık Müdürü Barbados'ta mı?
- ¿ Qué hace Lieberman en Barbados?
- Lieberman Barbados'ta ne yapıyor?
- Envíele una copia a Barbados.
- Bir kopyasını ona, Barbados'a fakslayın.
Está en Barbados.
Kendisi Barbados'ta.
Todos los de casa se fueron a Barbados hace dos días.
Sullivan'ların hepsi iki gün önce Barbados'a gitti.
Ha estado dos días en Barbados.
İki gündür Barbados'daymışsınız.
Nadie ha tocado los coches.
Barbados'a gittiklerinden beri kullanmamışlar.
Si Christine no hubiese enfermado estaría contigo ahora en Barbados.
Christine hastalanmasaydı şimdi beraber Barbados'da olacaktınız.
¿ Dijo Walter Sullivan por qué Christy no fue a Barbados?
W. Sullivan, Christy'nin Barbados'a neden gitmediğini söyledi mi?
Le rodeo con su brazo y dijo que si ella no hubiera enfermado, estaría en Barbados.
Sana sarılıp, Christy hastalanmasaydı, seninle Barbados'a gelirdi, dediğini?
Si Christine no hubiese enfermado estaría contigo ahora en Barbados.
Christine hastalanmasaydı seninle Barbados'da olacaktı, şimdi bile.
Lima de Barbados para terminar la poción.
Barbados kireci tam gelir.
Mi mamá y Squires irán a Barbados o algo así y la casa de Fire Island está libre.
Annem ve Squires Barbados mu ne bir yere gidiyorlar yani adadaki evim boş olacak.
Aquí tenemos al Ben de Barbados.
Bu Barbados Ben.
"Supe que era su hija, abandonada por un oficial al que siguió a Halifax y luego aquí, a Barbados".
"Öğrendim ki, sizin kızınızmış..." "... Halifax'a, sonra da buraya, Barbados'a kadar peşinde dolaştığı... "
¿ Qué más tienes ahí?
Sen ben Mike Barbados'dayız.
Vámonos a Barbados.
Haydi, Barbados'a gidelim.