Translate.vc / Spanish → Turkish / Bellevue
Bellevue translate Turkish
229 parallel translation
Johnson, Hospital Bellevue, 1918.
Johnson, Bellevue Hastanesi, 1 91 8.
Discuten y al manicomio.
Büyük bir tartışma. Düüt, Düüt! Bellevue!
- ¿ Adónde? - Bellevue.
Bellevue.
¿ Bellevue?
Bellevue? !
¿ Bellevue?
Bellevue?
El lugar se llama Bellevue Court.
Bellevue Sitesi diyorlar.
Llama a los servicios siquiátricos.
Yaktım. Bellevue Hastanesi'nin, psikiyatri bölümünü arayın.
Hawkey, del Hospital Bellevue.
Adım Hawkey. Bellevue Hastanesi'nde çalışıyorum.
Porque Backalis no está en Bellevue.
Çünkü Backalis Bellevue'de değil.
- ¿ Me llama usted?
- Bellevue.
Dice que él se pondrá en contacto con Scalise y que esté en East River frente a Bellevue a las 3 de la mañana.
Scalise ile bir saat içinde temasa geçeceğini söyledi. Ayrıca gece 3'te Bellevue'nun karşısındaki East River yolunda olmanı söyledi.
Me dijeron que está en Bellevue. Está bastante mal.
Dediklerine göre, Bellevue'deymiş, durumu çok kötüymüş.
McLeod toma la furgoneta a Bellevue.
Evet, McLeod arabayla Bellevue'ye gidecek.
Al hospital Bellevue.
Bellevue Hastanesi.
Juegos en la Marina, fiestas en Bellevue Stratford bailes en la academia, la graduación sombreros al aire, boda en la capilla, luna de miel.
Ordu-Donanma karşılaşmaları, Bellevue Stratford'da partiler akademiye geçiş, mezuniyet şapka fırlatmalar, kilise düğünü, balayı.
. Llame a Bellevue y pidales que envien a un psiquiatra.
Bellevue'yü ara ve onlara bir psikiyatr göndermelerini söyle.
Está en Bellevue.
Bellevue'dan arıyor.
Oiga, ¿ por qué no viene? Tenemos dos neurocirujanos, un otorrino, un proctólogo y tres enfermeras.
İki beyin cerrahımız, bir kulak, burun, boğaz uzmanımız Bellevue'den de 3 hemşiremiz var.
- Camino del Hospital Bellevue.
- Bellevue Hastanesi'ne gidiyor.
Está en el ala penitenciaria de Bellevue.
Bellevue'deki hapishane koğuşunda.
Eso no será posible hasta que no lo suelten de Bellevue.
Bu da Bellevue'den çıkmadan olamaz.
Pero no podrá hacer nada hasta que saquen a Ringerman del ala penitenciaria de Bellevue. ¿ Queda claro?
Ama Ringerman Bellevue'deki koğuştan çıkarılana dek bir şey yapamazsın, tamam mı?
Llévenlo a Bellevue.
Onu Bellevue'ye geri götür.
No se acerque a él hasta que le den el alta en Bellevue.
Bellevue'den resmen çıkarılmadan ona elini süremezsin.
Y te llevan como un rebaño al hotel Miramar o Bellevue o Bontinental... con habitaciones de lujo y cerveza inglesa... y piscinas llenas de alemanes... que construyen pirámides... y asustan a los niños y empujan en las colas.
- Kesinlikle, evet, katılıyorum. - Sürü gibi o sonu gelmez Miramar Bellvue, Continental otellerinin lüks odalarına götürülmek. Watneys Red Barrel biraları, yüzme havuzları şişko Alman işadamlarıyla dolu, kendilerini akrobat sanan piramitler yapan ve çocukları korkutan.
En Harvard, Bellevue Johns Hopkins.
Harvard'a, sonra Bellevue'ye... ve Johns Hopkins'e.
- No había sitio en el "Bellvue".
Bellevue'ye giremedik. Olamaz.
Fuimos a Bellevue dónde Ud. nos dijo dijo que él era su esposa.
Bize söylediğin gibi Bellevue gittik karısı olduğunu söyledi.
- Cerca del Hospital Bellevue. - Nada más pasar la Calle Broome.
Bellevue Hastanesi yanı.
- ¿ Sabes dónde está el Hospital Bellevue?
- Bellevue Hastanesinin yerini biliyor musun? - Evet.
Trabajo un poco en el Bellevue.
Bellevue'de bazı çalışmalar yapıyorum.
Si alguna vez está cuerdo como para salir de Bellevue, le juzgarán.
Ve sonra ruh sağlığı Belveu'den çıkacak kadar düzelirse, onu yargılarlar.
Ahora se encuentra en el Bellevue Stratford, donde hablará durante la cena inaugural de la celebración del Día de la Libertad.
Vali şu anda Bellevue Stratford'nun balo salonunda Özgürlük Günü kutlamaları için akşam yemeğine katılıyor.
Joan, ¿ hay noticias desde el Bellevue Stratford?
Joan, Bellevue Stratford'dan bir haber alabildik mi?
Conectamos con el Bellevue Stratford.
Bellevue Stratford'dan elimize bir haber ulaştı.
Conectamos con nuestro corresponsal Frank Donahue, en la Gala de la Libertad del hotel Bellevue Stratford.
Şimdi "Gözümüz Şehirde" programı haber muhabirimiz Frank Donahue'ya bağlanıyoruz. Bellevue Stratford Otel'inde düzenlenen Özgürlük Balosu'ndan bildiriyor.
Frank Donahue, para las noticias de "El ojo de la ciudad".
Ben Frank Donahue. "Gözünüz Şehirde" programı, Bellevue Stratford.
- No debí haber llamado a Bellevue.
- Bellevue'yu aramamalıydım.
El es Monk, pasó unos días en Bellevue
- Bu arkadaş birkaç gündür iyi durumda değil.
La gente que ve cosas que no existen, normalmente acaba en Belleview.
Var olmayan şeyler gören insanlar genelde soluğu Bellevue'da alır.
Sí, tú a los cinco minutos de "autoexamen" terminarías como tu propio paciente, chalado.
- Evet, beş dakika iç gözlem yapsan sonun Bellevue'de kendini tedavi etmek olur.
Nos morimos por probar el lugar de costillas en la calle Bellevue.
Bellevue Yolu'ndaki yeni et lokantasına gideceğiz.
Mírame, me estoy desmayando.
Bellevue'ye gitmiyorum. Bana bak, Burada parçalara ayrılıyorum.
No iré a ningún Bellevue.
Bellevue'ye gitmiyorum.
Ernest Strohbecker y dos cómplices escaparon del Hospital Bellevue anoche tras apuñalar a dos enfermeras y un guardia.
Ernest Strohbecker ve iki suç ortağı dün gece iki hemşireyi hunharca bıçaklayıp bir görevliyi öldürdükten sonra Bellevue Hastanesi'nde azami korunan bir koğuştan kaçtı.
- Como una caricatura.
Bellevue gibi.
Del hospital psiquiátrico.
Bilirsiniz, Bellevue gibi.
La llevaron a Bellevue.
Evet onu Bellevue'götürüyorlar..
"Dr. James Paxton, Bellevue Hospital" "Dr. James Paxton, Bellevue Hospital"
Doktor James Packston, hastaneden. Doktor James Packston, hastaneden.
lei que acabó en el manicomio fui yo!
Bellevue'de kalan benim.
No iré a ningún Bellevue.
Belki seni hastaneye götürmeliyiz.