English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Belén

Belén translate Turkish

297 parallel translation
La antigua Jerusalén, la ciudad dorada, cuya gente nos ha dado muchos de nuestros más altos ideales, y de la carpintería de Belén nos mandó al Hombre de los Hombres, el mayor enemigo de la intolerancia.
Eski Kudüs, yüce ideallerimizi bize veren insanların ve Beytüllahim'in marangoz atölyesinden bize gönderilen insanların insanının, hoşgörüsüzlüğün en büyük düşmanının altın şehri.
Dos agotados viajeros esforzándose por llegar a Belén antes del ocaso.
¡ ki bitkin yoIcu gece oImadan BeytüIIahim'e varmak için ugrasiyorIar.
Al anochecer María y José llegaron a Belén pero no había sitio para ellos en la posada.
Ve aksam oIdugunda Mary ve Joseph BeytüIIahim'e vardiIar ama içeride onIar için yer yoktu.
" El Niño Dios de Belén del que me hablaste profetiza que es el Mesías.
" BeytüIIahim'in Aziz Çocugu bana bir Peygamber'in geIeceginden bahsetmistin.
El Niño Dios de Belén a cuya estrella seguí ha Ilegado a su edad adulta.
BeytüIIahim'in kutsanmis çocugunun yiIdizini takip ettim o artik adam oIdu.
Esta tradición tiene lugar cada uno de los 9 días antes de Navidad. Todas las noches, los niños se reúnen delante de la iglesia del pueblo... y forman una procesión... que simboliza el viaje de María yJosé de Nazaret a Belén.
Noelden önceki dokuz gün boyunca her akşam çocuklar köyün kilisesinde toplanır.
Y vinimos a Belén a ver si encontrábamos un sitio para dormir.
Beytüllahim'e gidiyoruz. Orada kalacak bir yer arayacağız.
Y hemos venido a Belén a ver si encontramos un sitio para dormir.
Beytüllahim'e gidiyoruz. Kalacak bir yer arayacağız.
Y estamos muy contentos de estar en Belén.
Burada, Beytüllahim'de çok mutluyuz.
Cristo ha nacido en Belén
İsa'nın Beytüllahim'de dünyaya geldiğini
Era un pastor y la ciudad donde vivía se llamaba Belén.
Bir çobanmış ve yaşadığı kasabanın adı Beytüllahimmiş.
Conozco Belén.
Beytüllahim'i biliyorum.
Vas a ir a ver el Portal de Belén.
Manger'ı göreceksin.
"Cristo ha nacido en Belén"
"... İsa dünyaya geldi. "
Así como el niño nacido en Belén.
Yani Beytüllahim'de doğan çocuk, doğru mu?
"Cristo ha nacido en Belén"
"... İsa dünyaya geldi! "
- David de Belén.
- Beytüllahimli David.
Que los cuenten en Belén.
Beytüllahim'de sayılacaksınız.
No crees en milagros pero una vez Dios me habló desde la oscuridad y una estrella me llevó a Belén donde encontré un niño en un pesebre.
Mucizelere inanmıyorsun. Bir gün Tanrı benimle konuştu ve bir yıldız beni Beytüllahim denen bir köye götürdü. Bir yemlikte yeni doğmuş bir çocuk buldum.
La estrella de Belén.
Bethlehem yıldızı...
" Y entonces ocurrió que vino al mundo un niño en la ciudad de David, llamada Belén.
"Kutsal bebek doğmuş oldu Davut'un şehri olan" "Bethlehem'de."
De Belén una noticia se ha esparcido :
Müjdeler olsun, müjdeler olsun!
Si su majestad me permite la osadía el profeta miqueas habló de belén.
Efendim, izninizle. Mika peygamber, Beytüllahim demişti.
En belén, surgirá ei y dominará todo israel.
"İsrail'i yönetecek olan kişi senin içinden, Beytüllahim'den gelecek."
Fueron a belén.
Beytüllahim'e gittiler.
¿ a belén?
Beytüllahim'e mi?
Tal y como lo recuerdo se oyó una voz en belén sollozando y afligida.
Hatırladığım kadarıyla, Beytüllahim'de bir ses duyulmuştu, ağlayan, matem dolu bir ses.
La voz se oyó en ramah, belén.
Beytüllahim'de, Ramah'da duyulmuştu.
Ve a belén y mata a este niño.
Beytüllahim'e gidin. ve çocuğu öldürün.
Para estar seguro, todo recién nacido en belén debe morir.
Emin olmam için, Beytüllahim'de yeni doğmuş tüm erkek çocuklar ölmeli.
En las escrituras dice en belén, surgirá ei y dominará todo israel y su llegada estaba anunciada desde tiempo eternos.
Kutsal yazıtlarda şöyle buyrulmuştur : " Tüm İsrail'i yönetecek olan kişi, içinizden, Beytüllahim'den gelecek. Sonsuzluktan çıkıp gelen kişi.
- Nació en belén. - Entonces no puede ser él.
- Beytüllahim'de doğdu.
En belén habrá de surgir quién será el líder de todo israel.
Senin içinden, Beytüllahim'den, tüm İsrail'e hükmetmek için gelecek.
Generalmente se recuerda a Brooks por sus famosos himnos, y su famoso villancico, "Viejo pueblito de Belén".
Çoğunuz Philip Brooks'u meşhur kilise ilahileriyle hatırlar. En ünlü Noel şarkılarından birisi "Bethlehem'in Küçük Kasabası" dır.
Belén.
- Beytüllahim. - Beytüllahim.
En esta época del año, con el otoño que está a punto de llegar... dicen que se puede ver la estrella de Belén, si se mira como es debido.
Biliyorsun, yılın bu zamanı, Pastırma yazı... Derler ki Beytüllahim Yıldızı'nı görebilirmişsin. Tabii dikkatlice bakarsan.
Un cometa se transformó en una estrella refulgente, como la estrella de Belén 2000 años atrás.
Bir kuyruklu yıldız şeklini parlayan bir yıldıza çevirmiş tıpkı 2000 yıl önce Bethlehem Yıldızı'nın yaptığı gibi.
"Entonces Herodes asesinó a todos los niños que estaban en Belén y sus alrededores en correspondencia con el día del nacimiento de Jesús el cual diligentemente había indagado con los sabios."
"İsa'nın doğduğu zamanda... Herod, bilginlere sorduğu... bütün çocukları Beytüllahim'e gönderdi ve... hepsini öldürdü."
"Oh pequeño pueblo de Belén".
" O little town of Bethlehem
Hacia la ciudad de David, que también se llamaba Belén porque era del linaje y la casa de David, para ser censado con María, su mujer que estaba embarazada.
... hamile olan karısı Meryem ile birlikte Celile'den yola çıkıp, Nasıra dolaylarından geçerek, Davut'un Filistin'de yaşamakta olduğu Beytüllahim şehrine gider.
Simplemente me manda un belén de queso fundido por Navidad.
Ondan sadece üzerinde İsa'nın doğumunu gösteren çedar peynirleri gönderdiği zaman haber alıyorum.
"¿ Y qué terrible bestia, cuya hora por fin ha llegado... se arrastra con insolencia hacia Belén para nacer?"
"Ne sert yaratık, en sonunda ayılma zamanı geldi... "... Bethlehem'a doğru doğmaya gidiyor. "
Belén, Helsinki, Berlín Oeste y la Gran Barrera de Coral, el inmortal clásico navideño de Charles Dickens,
Beytlehem, Helsinki, Batı Berlin ve Mercan Adalarından canlı olarak, Charles Dickens'in ölümsüz Noel klasiği,
Como los ángeles que estaban en el cielo, los pastores se dijeron uno a otro : Vayamos a Belén a ver al que ha enviado el Señor a redimirnos a todos nosotros.
Melekler Cennet'e vardıklarında, Yaradan birine şöyle buyurur ; Beytüllahim'de, insanların Yaradan'larınca oraya gönderildiğini bilecekleri bir elçi gönderin.
"... Que Cristo nació en Belén... " "...
İsa Bethlehem'da doğdu
En belén.
Beytüllahim.
Belén.
Beytüllahim.
¿ Belén? - Sí.
- Beytüllahim mi?
El villorrio se llamaba Belén.
Köyün adı Beytüllahim imiş.
"Oh peque? a aldea de Belen"
"Betlehem'de toplanın"
- ¡ Nihat Belen!
- Nihat Belen. - Revirde.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]