English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Bernadette

Bernadette translate Turkish

745 parallel translation
Bernadette nos hizo descubrir Muchos de nuestros sueños más ocultos
Bernadette bizim, pek çok gizli ve karanlık hayalimize öncülük etmişti.
Demasiado jóvenes para amar a Bernardette De manera que decidimos odiarla y atormentarla, a ella y sus amantes
Bernadette'ye aşık olmak için çok küçük olduğumuzu anlayınca, ondan nefret etmeye ve ona eziyet etmeye karar verdik.
Que nos gustara el tenis, su corta falda o las piernas desnudas de Bernardette?
Tenis sevgisi, mini etek veya Bernadette'nin bacakları?
Vigilábamos a Bernardette ir en bici disfrutando de sus encuentros y placeres
Bir gözümüz halâ Bernadette'de ; onu flörte ve hazza götüren bisikletindeydi.
Has tenido a bernardette desnuda en tus brazos!
Bernadette'yi çıplak farzet!
La enviamos dentro de un sobre a la dirección de Bernardette Jouve
Bir zarfa koyup, Bernadette Jouve'nin adresine yolladık.
Nos enteramos que el prometido de Bernardette había muerto ese mismo verano en un accidente, escalando una montaña
Bernadette'nin nişanlısının, o yaz, bir dağ tırmanışında öldüğünü öğrendik.
Bernadette pasó ante nosotros, sin vernos
Bernadette bizi farketmeden yanımızdan geçip gitti.
Henrietta de la Croix será conocida como Hna. Marie Bernadette.
Henrietta de la Croix Rahibe Marie Bernadette olarak tanınacak.
¡ Elizabeth, Bernadette!
Elizabeth, Bernadette!
- Bernadette, váyase.
- Bernadette, dışarı çıkın!
¡ Bernadette!
Bernadette!
- ¡ Bernadette!
- Bernadette!
¡ Bernadette! ¡ Bernadette!
Bernadette!
Bernadette.
Bernadette! ...
- Sí, gracias, Bernadette.
Teşekkür ederim, Bernadette.
Sí, sí, eso es. Verá, me he dado cuenta de que al irse, Bernadette se ha equivocado de maleta.
Sevgili Baron, Bernadette giderken çantaları karıştırmış.
Es pan comido, le daré la maleta de Bernadette.
Kazanan yine ben oldum! Ona Bernadette'in çantasını vereceğim.
Debo llevarme la maleta de la Srta. Bernadette.
Baron, Bayan Bernadette'in çantasını almamı istedi.
el sujetador de Bernadette.
Bernadette'in sutyeniydi!
Bernadette te trajo la maleta.
Diyorum ki, Bernadette çantanı getirdi!
Digo, barón. ¿ Está Bernadette?
Bernadette orada mı acaba?
Pero si se trata de la maleta de Bernadette, se lo ruego, no diga nada.
Eğer, yine Bernadette'in çantasıysa, hiç bir şey söylemeyin. - Pek iyi anlayamadım.
Me confunde con Bernadette Paccard.
Siz Bernadette Paccard ile karıştırdınız beni.
Me llaman Cha Cha porque soy la que mejor baila en St Bernadette.
Cha Cha derler bana, benden iyi dans eden yoktur.
Bernadette, deja que te diga... hoy soy feliz.
Bernadette, sana bir şey söyleyeceğim. Bugün mutluyum.
No me llamo Bernadette.
- Adım Bernadette değil.
Yo te llamo Bernadette, porque tienes cara de Bernadette.
- Yüzüne bakınca adın Bernadette olmalı diye düşündüm.
Tienes cara de Bernadette.
- Bernadette gibi görünüyorsun.
De acuerdo, digamos que me llamo Bernadette.
Tamam, o zaman benim adım Bernadette.
En realidad, me llamo Marta pero no importa.
Adım Martha ama onu boş ver. Bernadette'le devam edelim.
Seguiremos con Bernadette. No sé cómo te llamas y no quiero saberlo.
Ben senin adını bilmiyorum ve bilmek de istemiyorum.
Tómame de ejemplo, cara de Bernadette.
Bana bir örnek ver, Bernadette surat.
Solo tendrías que sentirte un poco solitario... un poco abandonado... y podría parecerte que Bernadette es un bonito nombre.
Sadece kendini biraz yalnız biraz çaresiz hissetmek zorundasın. İşte o zaman Bernadette'i güzel bir isim olarak görebilirsin. - Evet, bu mümkün.
- Bernadette, ¿ duermes?
- Bernadette, uyuyor musun? - Evet.
- Bernadette...
- Bernadette...
¡ Bernadette...!
Bernadette! Bernadette!
Bernadette, el calvados.
Bernadette, elma konyağı getir.
- ¡ Oh, Bernadette!
- Oh, Bernadette.
No tema, Bernadette, tendré cuidado.
- Korkma Bernadette, acıtmayacağım. - Evet ama sonuçta iğne.
Perdóneme... es la primera vez que me pasa. Bernadette.
Böyle bir şey ilk defa başıma geliyor, Bernadette.
Bernadette, ha surgido un problema urgente.
Bernadette, çok önemli bir sorun var.
Con tu fábrica, que has invadido la casa.
Fabrikanla. Bütün evi işgal etmiş durumda. - Bernadette.
¡ Bernadette!
Bernadette! Bernadette!
¡ Bernadette, amor mío, corazón!
Bernadette, aşkım, canım.
Amor mío...
Bernadette, sevgilim.
¡ Bernadette, no me irás a dejarme aquí!
- Bernadette, beni böyle bırakamazsın.
Bernadette, telefoneo ahora mismo y doy órdenes.
Bernadette, hemen telefon açıp talimat vereceğim.
¿ Eres tú, Bernadette?
Bernadette, sen misin?
- ¿ Bernadette es la criada?
- Bernadette, hizmetçinizdi.
- Bernadette... - ¿ Qué?
- Ne var?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]