English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Bes

Bes translate Turkish

59,671 parallel translation
Me debes cinco dólares.
Beş dolar borçlusun.
En cinco minutos, esa puerta se abrirá, y un hombre con el que no puede discutir, me dirá que soy libre de marcharme.
Beş dakika içinde şu kapı açılacak ve sizin emirlerine karşı gelemeyeceğiniz birisi serbest olduğumu söyleyecek.
Hago el trabajo de cinco personas.
Beş kişinin işini yapıyorum.
Tenía cinco años de edad.
Beş yaşındaydı.
¿ Iban a identificarme asi por el resto de mi puta vida?
"Bu önümüzdeki dört, beş sene tüm hayatımı kurtarabilir."
Así, podría ser infinito, podría ser mañana, podría ser ayer. Podría ser dentro de cinco años. Podría ser en un mes.
Bu sonsuza kadar olabilir, yarın da olabilir, dün olabilirdi, bundan beş yıl sonra ya da bir ay sonra olabilir.
Cumplía 21 años y cinco días después el 14 de diciembre.
Beş gün sonra, Aralık 14'te, 21 yaşına girdim.
Te despiertas, y tienes 47 años, y no tienes una olla para orinar.
Bir uyanırsın, 47 yaşına gelmişsin ve beş parasızsın.
¿ Cinco?
Beş mi?
Los créditos acabaron hace cinco minutos.
Jenerik beş dakika önce bitti.
¡ Cinco, cuatro, tres, dos, uno!
Beş, dört, üç, iki, bir!
No sé, fueron como cinco personas.
Bilmiyorum. Beş kişi falan.
Son cinco kilómetros de tortura.
Beş kilometrelik eziyet.
Puede tener cinco pegadas a la vez.
Aynı anda beş tane tutabiliyor.
Automáticamente son cinco días de suspensión.
Bunun cezası, doğrudan beş gün uzaklaştırma Clay.
Y uno, son las 6 : 55, y dos, "a las siete" realmente significa "a las nueve".
Birincisi, saat yediye beş var, ikincisi, yedi aslında dokuz demek.
$ 5 de entrada. Lo mismo de apuesta mínima.
Giriş ve minimum bahis beş dolar.
Cuando no tenía dinero.
Beş kuruşum yokken.
Voy a comerme cinco más de estas cenas, ¿ sí?
Bu yemeklerden beş tane daha yiyeceğim.
Cinco.
- Beş.
Eran cinco de ellos.
Beş tanelerdi ya.
Estamos por salir en cinco minutos.
Beş dakikaya çıkıyoruz.
Ninguna unión basada en huir de tus problemas dura más de cinco años, siete como mucho.
Sorunlarından kaçarak yapılan evlilikler en fazla..... beş sene sürer bilemedin yedi.
Digamos que tienen que anotar cinco triples en cinco minutos o, no sé, el lugar entero será destruido con una bomba de neutrinos.
Beş dakikada beş tane üçlük falan atın yani. Yoksa bütün mekan, bütün gezegen nötrino bombasıyla havaya uçar.
Por eso la gente popular es jodidamente tonta, y el motivo de por qué tus amigos pretenciosos mal escritos y con alto presupuesto pueden comerse un sándwich de dos capas de mierda.
Bu yüzden popüler insanların hepsi malın dik âlâsı. Senin gösterişçi, senaryosu beş para etmeyen yüksek bütçeli arkadaşların çift katlı bok sandviçini yiyebilir.
Te conseguí los 5 minutos.
Beş dakikan var.
Cinco mil.
Beş bin.
Hoy David cumple cinco años.
David beş yaşına bastı.
Un cañonazo cobarde y mezquino... realizado con el conocimiento de que estaban a punto de rendirse y la presunción de que tenían derecho a cuartel.
Ödlekçe ve beş para etmez bir atıştı. Her halükarda teslim olacaklarını bile bile ; her halükarda bağışlanacaklarını sanarak.
Perdido por un cañonazo cobarde y mezquino.
Ödlekçe beş para etmez bir atışla ölmüştü.
Estuve vomitando durante cinco días y alucinaciones de estar hablando con un arbusto en llamas.
Yanan bir çalı gibi muhabbet ederek beş gün boyunca her şeyden vazgeçtim.
Tenía cinco años.
Beş yaşındayken.
Coja un perdedor nato, añádale adicción a las drogas, quítele el trabajo, déjele sin un pavo, mézclelo con el mono,
Adam doğuştan bir zavallı, üstüne bir de uyuşturucu bağımlısı. İşsiz kalıyor, cebinde beş parası yok. Yoksunluktan kendinde değil.
En veinticinco años, jamás he mirado a una mujer una sola vez.
Yirmi beş yıl, ve bir kez bile bir kadına yan bakmadım.
Tenemos cinco cadáveres en el tercer piso.
Üçüncü katta beş ceset bulduk.
La encontraron en el desierto, hace cinco, diez años.
Beş, on yıl önce çölde buldular.
Llevo cinco días fuera de la prisión, y te las arreglas para meterme de vuelta al sexto.
Hapisten çıkalı beş gün oldu altıncı gün beni geri tıkmaya uğraşıyorsun.
- Cinco objetivos en las colinas.
Sırt hattında beş tango var.
¡ Cinco en la mira!
Hedeflenen beş!
Sebakawala de mierda.
Ciğeri beş para etmez sebakawala.
Instrucciones en cinco minutos.
- Beş dakikaya toplantıda olun.
Estaré allí en cinco minutos.
- Olmaz. Beş dakika içinde orada olacağım.
El comando de la ONU confirma que la Scirocco del ERCM disparó cinco misiles es respuesta a la aceleración de la Nathan Hale hacia Phoebe.
BMD komutanlığı MKCD Scirocco'nun Nathan Hale'in tam yol ileri Phoebe'ye ilerleyişine yanıt olarak beş füze ateşlediğini doğruladı.
En cinco minutos o así, tu teléfono sonará.
Beş dakika içinde telefonuna gireceğiz.
Los 5.000 dólares.
Şu beş bin doları.
Sekou no tiene cinco dólares.
Sekou'nun beş doları bile yok.
Cinco.
Beş.
- ¿ El reparto de las 05 : 00? ¡ Qué asco!
- Sabah beş teslimatları çok kötü.
¿ Cinco minutos más?
Beş dakika daha?
¿ Cinco viajes?
Beş yolculuk?
El límite son cinco, amigo.
En fazla beş tane, dostum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]