English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Bilé

Bilé translate Turkish

269,149 parallel translation
Este ni siquiera es el nuevo sistema.
Bu yeni sistem bile değil.
Incluso trajo los recuerdos.
Hatıra eşyalarını bile yanında getirdi.
No hay de qué.
Lafı bile olmaz.
No podría haberme imaginado esto, incluso hace unas semanas.
Kabul etmem gerekirse birkaç hafta önce bunu düşünemezdim bile.
Estas mujeres son pecadoras, incluso si ellas no lo saben.
Bu kadınlar günahkâr ama bunun farkında bile değiller.
Ella es más joven que yo.
O, benden bile genç.
Nos escabullíamos por la noche para vernos, incluso después del verano.
O gece gizlice buluşmuştuk yaz ayından sonra bile buluşmaya devam ettik.
Ni siquiera sé qué decir al respecto.
Bu konuda ne diyeceğimi bile bilmiyorum.
Cuando regrese hoy, a su existencia vacía quiero que considere su valor porque hasta M.K. es más valiosa que usted.
- Bugün sıkıcı hayatınıza geri dönerken... Sizden, ne değere sahip olduğunuzu düşünmenizi istiyorum. Çünkü MK bile sizden çok daha değerliydi.
Dios, no he bebido en años.
Kesinlikle olmaz. Tanrı şahidimdir, uzun zamandır bir bardak içki bile içmedim.
Y estoy en esto de por vida.
Hatta Sarah'dan önce bile vardım ve uzun zamandır da bunun içerisindeyim.
No puedo ni imaginarlo.
Tahmin bile edemiyorum.
Hasta este calabozo es más bonito que cualquier lugar en el que viví de niña, excepto el BMV de mi tío.
Bu zindanlar bile çocukluğumda yaşadığım her yerden daha güzel. oh, amcamın BMW'si dışında.
Mira, no es ni siquiera mi tipo, obviamente. Es... raro.
Bu, bu çok garip, bakın, o benim tipim bile değil.
Mi gente está acostumbrada a la escasez, no creo que ni lo noten.
Halkım buna çok alışkın. Anlaşılacağını sanmıyorum bile.
Incluso con esa... cosa dentro de él, no es ni de lejos tan interesante como tú.
Mmm. Onun içindeki şey bile senin kadar ilginç değil.
Yo ni siquiera sé quién es Tina.
Tina kim, onu bile bilmiyorum.
Joder, ya he comido.
Tüh, yedim bile.
Me saluda con más cariño el segurata del súper.
Vay, Walmart görevlisi bile beni daha sıcak karşıladı.
Ni siquiera sé si debería decírtelo.
Sana söylesem mi, onu bile bilmiyorum.
No quería volver a pensar en ti.
Seni bir daha düşünmek bile istemedim.
Lo peor es que no puedo enfadarme.
En kötüsü de, kızamıyorum bile.
No sabemos si será niño o niña...
Daha cinsiyetini bile bilmiyoruz...
Y lo mejor de todo es que Abby no está enfadada.
En güzeli de, Abby kızgın bile değil.
Ni siquiera quieres comprar un toro para tu propio rancho.
Boğayı kendi çiftliğine bile almıyorsun.
Incluso has puesto bien la coma.
Virgülü bile doğru yere koymuşsun.
Incluso sin intentarlo, tengo mejor puntería que tú.
Kendimi zorlamadan bile senden daha iyi atıyorum.
A mí ni siquiera me da su contraseña de Netflix.
Bana Netflix şifresini bile vermiyor.
Vi las 17 entradas sin levantarme.
17 devrede bir kere bile kalkmadım.
Ya está arreglado, papá.
İş halloldu bile baba.
Te agradezco lo que intentas hacer, pero... Creo que aunque Berto estuviera aquí... No me dará tiempo a hacerlo todo.
Moral vermeye çalıştığın için sağ ol ama Berto burada olsaydı bile işi tamamlamak için yeterince vaktim yok.
No me sienta mal.
Kızamadım bile.
Hoy ni siquiera he podido ver SportsCenter.
Bugün Spor Merkezi'ni bile seyredemedim.
Si Walmart está lleno de gilipollas, ¿ cómo será Francia?
Walmart bile puştlarla doluysa Fransa nasıldır, kim bilir?
Pensé que se me recordaría por algo, aunque solo fuera por este bar.
Bir şeyle hatırlanmak istedim sanırım, bu barla bile olsa.
Nació un niño en el servicio de señoras.
Kadınlar tuvaletinde bir bebek bile doğdu.
A ver... Sabía que estabas embarazada cuando acepté de nuevo a Colt.
Dinleyin hamile olduğunu bile bile Colt'u yeniden kabul ettim.
Hoy no pude sacar $ 20 del cajero automático, pero te felicito.
Bugün ATM'den 20 dolar bile çekemedim ama senin adına sevindim.
Incluso antes no era bueno para esto.
O zamanlar bile pek beceremezdim.
La verdad, lamento haber preguntado.
İlk soruyu sorduğuma bile pişman oldum.
- Me he adelantado, amigo.
- Ben onu düşündüm bile amigo.
Incluso iré a esa reunión con la...
Hatta şu toplantıya bile giderim.
Si Willie Nelson te dice que te moderes, es que es algo serio.
Willie Nelson bile "ağır ol" diyorsa iş ciddi demektir.
Poner las reglas y no seguirlas.
Kurallar koyup onlara kendim bile uymam.
Ya me imaginaba una cita doble.
Dördümüzün birlikte gezdiğini hayal etmeye başlamıştım bile.
Ni siquiera bebe.
İçki bile içmiyor.
Soy fan suyo desde antes de que eso molara.
Henüz havalı değilken bile Papağan Kafa'ydım.
Y ni siquiera es Eastwood.
Hem de Eastwood bile değil.
Y si soy egoísta por querer ir a Nuevo México, ni siquiera México, Colt, Nuevo México, pues soy una puñetera egoísta.
O yüzden New Mexico'ya gideceğim için bencil sayılıyorsam ki dikkatini çekerim, Meksika bile değil, New Mexico, o zaman bencilim anasını satayım.
Fingías no notar que rellenábamos el Jack Daniels con zumo de manzana.
Jack Daniels şişesini elma suyuyla doldurduğumuzu bile fark etmemiş gibi yaptın.
No.
Hiç de bile.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]