Translate.vc / Spanish → Turkish / Bizi
Bizi translate Turkish
126,423 parallel translation
- ¿ Qué posibilidades hay de que una nave corporativa se oculte justo ahí fuera, esperando para seguir nuestro rastro?
- Dışarıda gizlenmiş bizi takip edecek şirket gemisi gibi bir tehlike mi?
Hemos mandado patrullas para controlar la situación, pero esta guerra corporativa nos tiene muy dispersos.
Durumu izlemek için devriyeler çıkardık, fakat savaş bizi de çok zayıflattı.
Lo has matado, y ahora el comandante Nieman nos va a matar a nosotros.
Sen onu öldürdün, Kumandan Nieman da bizi öldürecek.
Va a matarnos.
Bizi öldürecek.
No me digas que nos llamaste aquí para contemplar tu nuevo aspecto.
Bizi yeni görünümünü göstermek için çağırdığını söyleme!
No puedes mantenernos aquí por siempre.
- Bizi sonsuza dek tutamazsın.
Todavía albergas la ilusión de que puedes detenernos.
Hala bizi durdurabileceğinin hayaline sığınıyorsun.
Ya no queda nada que nos sustente.
Bizi ayakta tutacak hiçbir şey kalmadı.
Salieron de la nada. Nos tomó por sorpresa.
Ansızın karşımıza çıktı, bizi şaşırttı.
Ojalá que la policía venga a salvarnos.
Umarım polisler bizi kurtarmak için gelirler.
Lo convenceré de que nos lleve.
Bizi alması için onunla konuşacağım.
En el nombre del Padre, del Hijo y del Espíritu Santo, bendícenos, Señor, y a estos regalos que estamos por recibir de tu bondad a través de Jesucristo, nuestro Señor.
Tanrı ve Oğul adına,... ve Kutsal Ruh adına, kutsa bizi, efendim, ve bunlar, İsa aracılığıyla senin lütfunla almak üzere olduğumuz senin hediyelerin, efendim.
Espera que pudieras llevarnos.
Senden bizi oraya götürmeni isteyecektim.
No lo hará y nos estás deteniendo de...
O gelmeyecek, ve sen bizi durduruyorsun...
Él dijo : "El Señor es fiel y Él... Él nos fortalecerá y nos protegerá del maligno".
Dedi ki, "Tanrı merhametlidir ve o O güçlendirecek ve bizi kötülükten koruyacak."
Tu sangre nos puede salvar.
Kanın bizi kurtarabilir.
Mi equipo de seguridad nos puede proteger.
Benim güvenlik güçlerim bizi koruyabilir.
Nos has dado un susto de muerte.
Bizi korkuttun.
Si no hubieras llegado a avisarnos que venían los Azgeda, estaríamos en guerra.
Eğer sen bizi Azgeda'nın gelmesiyle ilgili uyarmasaydın şuanda savaştaydık.
Si se dirigen a Polis, podrían llevarnos.
Polis'e doğru gidiyorsanız? Bizi de bırakabilir misiniz?
Esta nave nos iba a mantener vivos.
Bu gemi bizi hayatta tutacaktı.
Nos ha condenado a muerte.
Bizi ölüme terk etti.
Fuimos su objetivo por ser quienes somos.
Biz olduğumuz için bizi hedef aldı.
¡ Contra alguien que intentó matarnos! ¡ Sí!
- Bizi öldürmeye çalışan birine karşı!
- Sácanos de aquí.
- Çıkar bizi buradan!
¿ Pueden dejarnos, por favor?
Lütfen bizi yalnız bırakabilir misin?
Pero aquí afuera, aquí me gusta pensar en nosotros como, hermanos, no como enemigos.
Ama burada bizi düşman değil kardeş olarak düşünmek isterim.
Pero no hay escape, de aquello en lo que nos convirtieron.
Fakat bizi getirdikleri halden kaçış yok.
Miedo. Es la emoción humana más fuerte criada dentro de nosotros para un propósito, mantenernos con vida.
İnsanoğlunun en güçlü duygusu olan korku bizi bir amaç etrafında toplayarak hayatta tutar.
Pero también puede matarnos, si se lo permitimos.
Fakat korku serbest kalırsa bizi öldürebilir de.
¿ Tendrían que salir a buscarnos?
Onlar da bizi mi arayacaklar sonra?
Oye, no vamos a hacernos amigos del alma de los que nos intentaban matar ayer.
Dinle, dün bizi öldürmeye çalışan insanlarla... bugün aynı sofraya oturmayacağız.
No intentaron matarnos.
Bizi öldürmeye çalışmadılar.
Pero el alzamiento de los muertos nos pilló por sorpresa.
Ama ölülerin dirilişi bizi hazırlıksız yakaladı.
Deberían estar acosando a Troy, no a nosotros.
Troy'u taciz etmeliler, bizi değil.
No habríamos estado seguros.
Bu bizi güvende tutmazdı.
- No nos quieren aquí. - A la mayoría no les importa.
- Bizi burada istemiyorlar.
Vosotros nos acogisteis y te lo agradezco, pero...
Bizi aldın ve bunun için müteşekkiriz, fakat...
Nos salvó a todos.
Bizi kurtardı.
Si no pueden vernos, entonces tampoco podemos verlos.
Bizi göremiyorlarsa o zaman biz de onları göremeyiz.
No nos dispares.
Sakın bizi vurma.
¿ Cómo demonios nos encontraste?
Bizi nasıl buldun?
Si nos seguimos moviendo y nos ven, van a enviarnos un paquete de bienvenida de explosivos y entonces esta cacería terminará para siempre.
- Devam edersek bizi görürler ve tahrip gücü yüksek bir hoş geldin paketi gönderirler! Sonra da bu av temelli olarak biter.
Llévanos a la cúpula de agricultura ya.
Bizi hemen Ziraî Kubbe'ye götür.
Voy a hacer que retrocedamos para liberarnos.
- Bizi destekleyip yolu açacağım.
¿ Se te ocurrió que quizá nos atrajo hasta aquí?
Acaba bizi buraya çekmiş olabileceğini düşündün mü hiç?
Eso no es bueno. Si abrimos esa puerta y anunciamos que llevamos a 50 en una nave donde entran 300, se harán pedazos entre ellos y a nosotros.
- Kapıyı açar da 300 kişilik gemiye 50 kişi alacağımızı söylersek hem kendilerini hem de bizi mahvederler.
Nos están apuntando.
Bizi hedefe kilitlediler.
Te das cuenta que alguien tratará de ponernos a prueba, ¿ verdad?
Sence birileri bugün bizi sınamaya çalışır mı?
Nos protegen.
Bizi koruyorlar.
Te está usando para mantenernos fuera de su nave.
Bizi gemisinden uzak tutmak için seni kullanıyor.